sadece kitapla inatlaştığım için bitirdiğim, elle tutulur hiç bir yanı olmayan asla tavsiye etmeyeceğim kitap. sadece 658 sayısının tahmin kısmı güzel.
'aklından herhangi bir sayı tut.
1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.'
adam öylesine 658 sayısını tutar. not şöyle devam etmektedir:
'sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin...'
küçük zarfı aç.
'aldıklarını geri vereceksin
vermiş olduklarını aldığın zaman.
biliyorum ne düşündüğünü,
ne zaman uyuduğunu,
nereye gittiğini,
nereye gideceğini.
seninle bir randevumuz var,
bay 658.'
ilk 100 sayfası sıkıcı gelebilir. fakat okumaya devam ettiğinizde gerçek dünyadan kopmanız kuvvetle muhtemeldir. kitabın sonunda cevaplanmamış sorular en az 2 hafta kitabın aklınızdan çıkmamasına yol açacak.
çok güzel bir john verdon kitabı. kitabın her bölümü merakla okunuyor zatende özellikle arada bir-iki bölüm katilin düşüncelerinden yazılmış ya oralar daha bir etkileyiciydi.
çok sürükleyici çok ilgi çekici bir kitap. yazar o kadar gerçekçi karakterler yaratmış ki. cinayetle ilgilenen kişilerin cinayet dışındada özel hayatlarındaki kişiliklerinden bahsedilmesi kitabı daha çok okunası ve gerçekçi kılmış.
adam yapmış yan, ne denirki.
keşke daha önce okusaydım.....
--spoiler--
Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç."
"Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduklarını aldığın zaman.
Biliyorum ne düşündüğünü,
Ne zaman uyuduğunu,
Nereye gittiğini,
Nereye gideceğini.
Seninle bir randevumuz var,
Bay 658."
Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap "Aklından Bir Sayı Tut" kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
Aklınız ve anlatım akışının doğrultusu ne zaman klişelere kaysa, "kesin böyle olacak" diyorsunuz, ve bir anda ummadığınız olaylarla karşılaşıyorsunuz. siz de kitabın kahramanı gibi olaylara bir açıklama bir mantık düşünürken buluyorsunuz kendinizi.
Ama eleştireceğim çok büyük ve çok önemli bir konu var, o da çeviri. sanki google translate ile çevrilmiş, anlamsız çok cümle okuyacaksınız. Ben anlamadığım kısımlara, orijinal dilinden ilgili sayfayı bularak (internette bulabilirsiniz siz de) hakim olabildim. Kitabın size "a" dediği, ve "a" dediği için önemsiz görülen bir detayın, aslında ne kadar önemli bir detay olduğunu anladım. Yabancı diliniz iyiyse, orijinal dilinden okunması tavsiyemdir.
--spoiler--
kitabın arka kapağında veya internet sitelerinde görülen ve 658 sayısını vurgu ile başlayan küçük mektup, kitabın bu sayı oyunları üzerinden gideceği izlenimini uyandırdı ancak sayı oyunlarının sadece bir kere daha gelmesi puzzle seven benim gibi okurları biraz üzmüştür. genel hatları ile merak uyandıran polisiye bir roman olmasının yanı sıra, karaktarlerin iç dünyaları, yaşadıkları ve hayatlarına etkisi çok güzel tasvir edilmiş. inşallah filmini çekip mahvetmezler, zira sinemada izlemiş olsam basit bir aksiyon filminde öteye gidemez gibi duruyor.
--spoiler--
john verdon'un ilk romanı olmasına rağmen beyin amcıklaması geçirmenize sebebiyet veren romandır. house veya sherlock seviyorsanız kitabın ikincisini ertesi gün gidip almanız kuvvetle muhtemeldir.
başları güzel, ortalara doğru sıkan, sonlarda ise sırf katili öğrenmek için okunan kitap. sonu hiç tatmin edici değil, akılda bir sürü soru işareti bırakıyor. bir de çevirisi aşırı kötü.
çevirisinde birkaç hata yapılmış olan kitap. okurken bu yanlışları görünce canın sıkılıyor ama sırf john'un hatırına okuyorsun. adam mükemmel yazmış. bu kitap yüzünden dün gece balkon kapıyı kilitleyip yattım ve dışarıdan bir hayvan "cırlaması" duyarsam asla çıkıp bakmayacağıma dair kendimi telkin ettim.
güya bir dedektif hikayesi bulunuyor ana kurguda, kitabın ortasında hikayeden tamamen kopmuş olarak merak ettiğim tek şeyin asıl karakterimizin eşiyle olan ilişkisi olduğunun farkına vardım. böyle bir hikaye için fazla uzundu kitap, onun yerine polisiye dizileri izlemeli. tavsiye etmiyorum...
