daha bu yaz gürültü yapan danimarkalı komşularımı "excuse me, shut the fuck up please." deyü uyardığımda yanımdaydı bu herif. s.kik bir ingilizcem var anlayacağın. sonra tavsiye ettiydim sözlüğü gel yaz arada deyü, sen git ingilizce nick al. şimdi bana diyecek, "sen kendi nickine bak lan peçete kolonyacı." falan filan işte, uzatmayayım.
yazdıklarına şöyle bir baktım da; formatla neyin bi sıkıntısı yok. sözlükte biraz gezsin dolaşsın, uzun uzadıya derdini anlatacak kıvama gelsin, döksün tespitlerini işte o zaman takıma genç yetenek kazandırmış menajer gibi götüm havalarda dolaşır, yıllarca bunun ekmeğini yerim.
yazdıklarından değil de gerçek hayattan yola çıkarsak, kumaşı iyi bu herifin. yalnız vücudu zayıf. biraz kilo alması ve kondüsyon yapması lazım iyi bir yazar olabilmesi için.
sonuç olarak sözlüğe kazandırmaktan gurur mu duyarım yoksa aklıma geldikçe itin götüne mi sokup çıkarılırım, bunu zaman gösterecek.