the wrestler

entry61 galeri16 video1
    26.
  1. Darren Aronofsky'nin yaptigi aciklamaya gore dutturu dunya'dan esinlemis film. siritiyorsun ama saka degil, gulmesene arkadasim! filmi izleyenler hatirlayacaklar, kemal sunal'in calistigi pavyonda, emekli bir guresci vardi, sandalyelerle guresip izleyenleri eglendirirdi, iste al sana randy the ram. zira o guresci de eskiden cok unlu bir yagliguresciymis fakat kader onu ulus pavyonlarina atmis. mickey rourke'nin de filmde benzer bir atraksiyonu var, supermarkette isi birakirken raflardaki urunlerle guresiyor. sozun guzel film izlenmeli.
    0 ...
  2. 27.
  3. bende hafif de olsa rocky balboa tadi birakmis film. ringlerde haldir haldir dövüsen gürescilerin sanki bir nevi sahne arkasi hayatini gözler önüne seren, en azindan anlatmaya calistigi hayat hikayesi (gerceklesme ihtimali cünkü cok yüksek) acisindan izlemeye deger film.

    mickey rourke'in bu hale gelmis oldugunu görmek her ne kadar üzüntü verici olsa da, oyunculugu karsisinda da saygiyila egiliyoruz.

    bir de;

    --spoiler--
    i hate 90's
    --spoiler--
    1 ...
  4. 28.
  5. ben gibi pankreas güreşi müdavimlerini çok da etkilemeyen filmdir. zira bu tarz hikayelerle yıl boyunca en az 2-3 defa karşılaşıyoruz.

    dileyenler güreş dünyasını takip edip, kendi gözleriyle görebilir.
    0 ...
  6. 29.
  7. ''ulan bu kadar güzel filme, bu kadar kötü bir final nasıl gider'' dedirten film. her şey çok güzel, fakat final çok sıçık olmuş.
    0 ...
  8. 30.
  9. finalsiz bir film. mickey rourke olmasa izlenmez bile.
    1 ...
  10. 31.
  11. mükemmel bir film ama finali biraz vasat kalmış. yani ekran karardıktan sonra cast hemen gelmeyince resmen dua etmeye başladım hadi x hafta sonra ya da x saat sonra deyip devam etsin diye ama olmadı.

    senaryo öyle çok orjinal bir hikaye olmasa da güzel, mickey rourke'un oyunculuğu tek kelimeyle mükemmel. filmde çok az sahnede müzik kullanılmasını anlayamadım, halbuki filmin sonundaki bruce springsteen'in şarkısı ayarında şarkılar harika olurdu bu filmde.

    dövüş sahneleri oldukça doyurucu, ram'in sürekli arkasında dolaşan aktüel kamera * benim acayip hoşuma gitti, birlikte geziyormuşuz gibi hissettiriyor.

    genel olarak ziyadesiyle duygusal bir film, zirveye çıkıp dibe vurmuş hayatta kendisine değer veren kimsesi olmayan, ringlerden başka hiçbir yerde aradığı sevgiyi bulamayan yapayalnız bir adamın öyküsü.

    entryi yazarken http://www.youtube.com/watch?v=4OSvJvSwmd4 linkteki şarkıyı dinledim nerdeyse ağlayacaktım lan.
    3 ...
  12. 32.
  13. --spoiler--
    film'in sonu oldukça açıktır ve güzeldir kanımca.

    randy "the ram" robinson, ayetollah ile yaptığı şov maçının bitimine doğru kalbi sinyal göndermeye başlar, "dur artık ram!" diye.

    randy, sevdiği kadının olduğu tarafa bakar ve onu göremeyince böyle hayatın içine edeyim bakışı atarak iplere tırmanmaya başlar. zaten kızı tarafından kabul görmemiştir, sevdiği striptizci kadın da onu terkedince yaşamak için bir sebep kalmamıştır ram'e. zira dışardaki olağan hayat ona göre değildir. onun yeri ringlerdir. ve o en iyi bildiği şeyi yaparak, kendi ölümüne ram jam yapar.

    ayrıca filmde çok güzel de detaylar vardır. mesela, randy kızına hediye almak için girdiği elbise dükkanında parlak yeşil renginde, üzerinde kızının adı olan Stephanie'nin s'si olan bir kazak beğenir. çünkü kendisinin arzuladığı hayat, ışıltılı, parlak olan ringlerdir. 80'lerdeki parlak kariyerini arzular her daim randy. casiddy ise sade bir kaban önerir ram'e. onun da arzuları sade ve olağan bir hayat sürmektir. randy ikisini de alır kızı için o ayrı. ama o yine yeşil, parlak kazağı seçmiştir filmin sonunda...

    --spoiler--
    3 ...
  14. 33.
  15. filmle ilgili hemen gözümün önünde iki sahne canlanıyor:

    --spoiler--
    ram, süpermarket reyonuna tezgahtar olarak çalışmaya giderken giderken kafasının içinde duyduğu tezahüratlar.

    son kez ringe çıkmadan önce (bkz: sweet child o' mine) çalması.
    --spoiler--

    sonuçta, the wrestler'ın konusu ilginç veya sıradışı değildi. hatta klişe bir senaryoya sahip bile denilebilir. ama mükemmel oyunculuklar, küçük detaylar, 80'li yıllara göndermeler, müzikler... izlenilesi!
    3 ...
  16. 34.
  17. Filmin son dövüş sahnesindeki amerika ve ( tam olarak hatırlamıyorum ya ırak yada iran dı ) kapışması filmi bok etmeye yetmiştir benim gözümde. o ana kadar çok güzel bi filmdi.
    2 ...
  18. 35.
  19. nefes kesen, müthiş bir film. mickey rourke ve marisa tomei'nin oyunculukları da güzel olan bir filmdir aynı zamanda. marisa tomei değişik bir rolü canlandırmıştır. ****
    2 ...
  20. 36.
  21. Filmin çok ama çok farklı bir havası vardır. Başlangıçta çalan parça bang your headle sizi içine çeker, Orada ucundan yakaladığınız 90larda ve 2000lerde hala sahip çıktığınız 80leri yaşatmaya başlar.

    Yok bu filmin yaşattığı duygular yazıyla anlatılmaz. Filmin sonundaki sweet child o mineda duygulanmayan, anlatılmaz duygular yaşamayan hiç kimse de bu filmin değerini anlayamaz.

    Ha bir de Filmde hiç müzik, replik olmasa Mickey rourke abimizi bir sandalyeye oturtsalar işte bu eski bir güreşçiydi deseler onun o yaşlanmış hali bile filmin anlatmak istediğinin bir kısmını rahatlıkla anlatabilirdi.

    Hele ki Michael jackson'un da öldüğü şu günlerde insanı daha bir parçalar bu film.
    3 ...
  22. 37.
  23. Foucault'nun detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştığı iktidar-beden ilişkisi bu filmin her karesinden sızıyor. Tahakküm altına alınan bedenler ekonominin çarklarından biri olarak, eğitimli bir makine parçasına dönüşmüş. işlemez duruma geldiklerinde ise sökülüp yerlerine yenisi takılıveriyor. Bedenlerimizdeki tahakkümün sadece güzel ya da güçlü vücut dayatması şeklinde olmadığını ayrıca kıyafet ve cinsel kimlik gibi bedenin önplanda olduğu konulara da göz kırpıyor. Randy son nefesiyle iplere tırmanıyor ve o meşhur hareketini yapmak için Ayetullah;ın tepesine atlıyor; havada görüyoruz onu. iki ülke savaşır gibi yaparken insanlar gerçekten ölüyor. En az iki kez izlenmesi gereken filmlerden The Wrestler.
    1 ...
  24. 38.
  25. hayatımda izlediğim en samimi filmlerden. abartıya kaçmadan, kahraman yaratma sevdası gütmeden, olayları sulandırmadan anlatmak istenileni sade ve gerçekçi biçimde sunan leziz bir yapıt. tabii bu övgüleri hak etmesinde mickey rouke'un başarılı oyunculuğunun büyük payı vardır. çok tartışılan sonu için ise filmin geneli hakkındaki görüşümün aynısını söyleyeyim. olması gerektiği gibidir.
    1 ...
  26. 39.
  27. darren aranofski nin clint eastwood un pesinden gittigi film.eger bilindik bir hikaye cok yavas ve bagimsiz bir filmmis gibi cekilirse cogu zaman tutar.bu tipki iyi dizilerin sezonun ortalarina dogru vasat bolumler yayinlamasi gibidir.dizi aslinda mukemmeldir ama mecburen uzatilmasi icin araya boyle bolumler girer.yonetmenler de ne kadar herkese hitap etmeyen filmler cekmek icin ugrassa da para kazanmak icin boyle filmler cekmek zorundadirlar.
    3 ...
  28. 40.
  29. aranofski'nin engin bir deniz olduğunu gösteren filmdir, ayrıca mickey rourke bir nevi kendi hayatını canlandırmış , belki bu nedenle oyunculuğunu izlemek müthiş keyif veriyor.
    2 ...
  30. 41.
  31. son zamanlarda izledigim en guzel filmlerden biri. izlenmesinde fayda olan ve mukemmel oyunculuklarla insani buyuleyen film. konusu cok da ilginc olmasa da kurgusu harikadir.
    0 ...
  32. 42.
  33. 2008 hollywood filmleri içinde en iyilerinden biri diyebilirm...Aronofsky açısından ilginç bir veri keşfetmeme sebep omuştur :şöyle ki bu adama 10 milyondan fazla para vermeyeceksin film için yoksa sıçıyor.

    Pi : $60,000
    Requiem for a Dream: $4,500,000
    The Fountain: $35 million
    The Wrestler: $6,000,000
    0 ...
  34. 43.
  35. inanılmaz bir film. konusu bu kadar net olup, bu kadar insanı kendine çeken bir film olamaz. oyunculuklar mükemmele yakın. özellikle bir spor geçmişiniz varsa bu filmi kesinlikle izleyin. etkilenmemek elde değil.
    ve filmi beğenmeyen arkadaşlar;
    yüzde yüz haklısınız. hiç bir aksiyon, yaratıcılık yok filmde. hakikaten klişe bir film. ama bir şeyi kaybetmeyi anlatıyor. aşık olduğun bir şey den tamamen uzaklaşmayı ve unutulmayı anlatıyor. empati kurarak izlerseniz çok daha çekici gelecektir bu film.

    kişisel not: hayatımda gözlerimin dolduğu çok çok ender filmlerden biri. insan ister istemez kendini yerine koyuyor ve lanet ediyor.
    0 ...
  36. 44.
  37. arkadaş bu filmi ne zaman izlesem alıyor beni bir düşünce, bir burukluk. resmen Ram için üzülüyorum gerçek dünyada varmış gibi. Aslında Ramden çok var gerçek dünyada. Tabi güreşçi falan değiller de "Yalnızlık" ulan. Dünyada yalnız kalan birçok kişi ram aslında. yaptığıni iş seni tarif etmez, sevdiğin insanlar birer birer göçmüştür veya uzaklaşmıştır. işte sen de gider bir striptizci vari hiç alakan olmayan birinden medet umacak hale gelirsin. bir nevi şuanki güzel günlere aldanmayıp gelecek korkusu.

    ve bir önceki girdimde de tekrar ediyorum 80lerin müziklerini ana müzik tercihi olarak seçmemişseniz filmin ruhunun yüzde 50sini anlamazsınız.

    bu filme oscar vermeyen zihniyete de sokayım.
    1 ...
  38. 45.
  39. son yıllarda izlediğim en iyi, en kaliteli filmlerden biri. ayrıca soundtrackleri de oldukça sağlam.
    0 ...
  40. 46.
  41. zaman kaybı filmdir.

    bir filmi ne için izlersin:
    -senaryo
    -kurgu
    -diyaloglar
    -atmosfer
    -oyunculuk
    -hal ve gidişats*
    ne kadar sayarsan say. sadece oyunculuğu iyi olan bir film. gerisini boş ver.izleyip zaman kaybetme.
    0 ...
  42. 47.
  43. filmi izledikten sonra yazacağım ilk cümleyi belirlemiştim aslında ama yukarıdaki entrylere bakarken tamamen aynı girişi gördüm. aklın yolu bir diyor, bu ön bilgiden sonra aynen o cümleyle başlıyorum.

    tam bir loser filmi. loser ne diye merak ediyorsan izle, filmdeki asıl adam* tam bir kaybeden işte.

    film, belgesel tadında biraz. senaryosu çok yabancı, özgün değil.

    --spoiler--
    parlak sahne ışıkları gölgesinde eriyip biten bir yaşam. dibe vurmamaya çalışırken birilerine el uzatma ihtiyacı. bir umut ışığı doğmuşken kendi hatasıyla onu söndürmesi. daha sonra el uzatsa da gelen son tekme.
    --spoiler--

    akıcılığı iyi. merak duygusu hep var içinde. yansıtmaya çalıştığı şeylerde de başarılı. oyunculukların iyi olmasının rolü çok büyük tabii ki bunda.

    konusu falan sıradan olsa da sırf aronofsky çektiği için bile izlenebilecek bir film. ama diğer filmlerine nazaran sönük kalmış kesinlikle. konunun çok özele inmesini bağlıyorum bunu da.

    --spoiler--
    izleyenler sonunun net olmadığını düşünmüşler. daha ne kadar net olabilirdi, merak ediyorum. illa, cenazeyi mi göstermeliydi? oraya gidebilecek en iyi sonlardan biriydi kanımca.
    --spoiler--

    bir de, ne güzel dansçımızdın sen marisa tomei?

    şu şirinliğe, güzelliğe bak. https://galeri.uludagsozluk.com/r/145043/+
    2 ...
  44. 48.
  45. bu filmi, "tam bir kaybeden filmi" diyerek eleştiriye başlamayan yazarlar oscar törenine çift kişilik bilet kazanıyormuş. bu oldukça zor bir durum tabiki.

    filmin hikayesi her halinden belli. yer yer duygusal anlar yaşıyorsunuz evet ve rolünü yaşayan mickey rourke hayranlık uyandırıyor. birde şu film var crazy heart. bir yıl sonra girmiş gösterime. daha önce söyleyen oldumu bilmiyorum, neredeyse her şeyi ile aynı.
    0 ...
  46. 49.
  47. film çok rahatsız edicidir, duygusaldır, gerçektir.
    her duyguyu size yaşatabilecek bir filmdir. yeni izlediğim için kendime kızgınım doğrusu.
    0 ...
  48. 50.
  49. mickey rourke'un harikalar yarattığı deyim yerindeyse method oyunculuğunun kitabını yazdığı 2008 yapımı darren aronofsky filmi.

    film çok gerçek geldi nedense bana 50 yaşına merdiven dayayıp ilaçlar yardımıyla dövüşen bir güreşçi amerikan rüyasını pek yansıtmıyor.

    model, sporcu(güreşçi), striptizci gibi bedeniyle öne çıkan meslekleri icra eden insanlar için yaşlanmak daha acılı oluyor sanırım bu film bunu güzel anlatıyor.

    filmin müzikleri ayrı güzeldi bruce springsteen, guns n roses, scorpions...

    mickey rourke'a bir daha dönecek olursak geçmişin boksörlük yapmış olması, uyuşturucuya, içkiye bulaşmış oluşunu da göz önünde bulundurunca sanki kendisini oynamış.

    buradan sonrası spoiler.

    --spoiler--

    filmdeki 80'lerle ilgili cassidy ile randy'nin diyaloğu çok hoşuma gitti her ne kadar kurt cobain'e kız kılıklı demiş olsa da. bu diyalog sırasında randy 90'lardan nefret ettiğini söylüyordu anladığımız kadarıyla hayatı 90'lardan itibaren dibe batmaya başlamış.

    gerçektende son sahnedeki konuşmasında söylediği gibi hayat ring dışında randy'e gülmüyor ve canı ringde değil dışında acıyor.

    son atlayışında kim bilir belki de ölüme atlayışında şunu farkediyorsunuz randy kesinlikle ölene kadar buna devam edecek

    --spoiler--
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük