the wisdom of crocodiles

entry6 galeri3
    1.
  1. 1998 yapımı, Po-Chih Leong tarafından yönetilen vejude law'ın oldukça karizmatik bir vampiri oynadığı vasatın üzerinde bir film. türkçe'ye timsah gözyaşları'olarak çevrildi.

    jude law ile etrafındaki insanlar arasında yaşanan diyaloglar oldukça kaliteli. ama şunu belirtmekte fayda var bu bir vampir filmi değildir.

    "duygular insanların kanının içinde maddeye dönüşürler, ben de bu farklı duygularla besleniyorum ve artık ölmek üzereyim, beni kurtaracak olan şey senin bana duyduğun koşulsuz sevgi"

    "çocukken ağaçtan düştüm, bir dala tutundum, saatlerce öyle kaldım, o kadar zordu ki tutunmaya çalışmak, o kadar yorucuydu ki hem zihinsel hem fiziksel olarak.
    sonra bıraktım kendimi, bırakmak öyle haz doluydu ki..."
    5 ...
  2. 2.
  3. Timsahlar avlarını yerken, ağızlarını çokça açtıklarında, gözlerinden bir sıvı salgılarlar. Gözyaşı gibi görünen bu sıvının üzüntüyle bir ilgisi yoktur. Buradan yola çıkarak, bir şeye üzülmediği halde üzülmüş gibi yapan insanlar için "timsah gözyaşları döküyor" deyimi kullanılır. Sahtekârlık, iki yüzlülük gibi olumsuz bir anlamı vardır.
    1 ...
  4. 3.
  5. yalandan ağladığı düşünülen insanlara zekredilen cümledir.
    0 ...
  6. 4.
  7. tam olarak ne anladığımı hatırlayamadığım film. ama jude law sayesinde bir bağlayıcılığı vardı. yarım da kalmış bir filmdi bana göre. ya da yarım kalmış hissi bırakanlardan.
    0 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. 1998 yapımı ismi immortality olarak geçen, 98 dakikalık suç/gizem/romantik filmi. 6.3 imdb puanına ve 3 ödüle sahip, jude law aşkımı depreştiren filmlerden https://galeri.uludagsozluk.com/r/1253077/+

    Eskiden izleyip üzerinde durmadığım bir filmdi, arşiv yapmaya başlayınca altyazılısını bulup eklemiştim. giriş/gelişme/sonuç odaklı değil, diyalogları/monologları dışında vasat kalmıştır.

    --spoiler--
    Filmde tek bir vampir kelimesi geçmemesine rağmen, vampir olan steven'in ideal aşkı/kadını aramasını konu ediniyor. Vampir dediysem, aklınız normal vampirlere gitmesin. Çünkü steven sabahları rahatça dolaşan, yemek yiyen, uyuyan, sivri dişli olmayan değişik bir vampir. Uzun ömrünün sırrı, kadınları kendine aşık ettikten sonra kanlarını içmesinde. Yani onu, aşık bir kadının kanı iyileştiriyor. Anne isimli tipsiz kadının yüzünden taş gibi vampir ne hale geldi, ne vardı yani bir iki ünite kan verseydi..
    --spoiler--

    Sırf güzel diyalogları için izlemeye değer, fazla da bir şey beklememek lazım.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük