the wheel of time

entry41 galeri2 video1
    1.
  1. robert jordan tarafından hazırlanmış bir fantastik roman serisinin adı, çocuklar için yazılmıştır ve bir çok ülkede zamanında best-seller olmuştur.
    edit: bu entry benim en kötü entry'mdir, tamamen özensizce ve entry olsun benim olsun mantığıyla yazılmıştır. bu seri çocuklar için yazılmamıştır ve ben bu seriyi yazan adamın taşağının kılı olamam.
    11 ...
  2. 2.
  3. Bugüne kadar yazılmış eniyi fantastik serilerden biri.birçok serinin aksine Tolkien den esinlenme sıfıra yakındır.tek kötü yanı kronik okuyucuları bile baydırabilicek derecede uzun.bugüne kadar çıkan kitapları:

    the eye of the world
    the great hunt
    the dragon reborn
    the shadow rising
    the fires of heaven
    lord of chaos
    a crown of swords
    a path of daggers
    winter's heart
    crossroads of twilight

    ithaki yayınları tümünü yayımladı,çevirileride oldukça başarılı.
    2 ...
  4. 3.
  5. Robert Jordan'ın şu ana kadar 11 cildi yayımlanmış fantastik eseri."Bir roman nasıl uzatılabilir"in en büyük örneği. Fantastik ögeler büyü vs sevenlere önerilir.
    3 ...
  6. 4.
  7. Ne yazık ki yazarının (bkz: Robert Jordan) 16 Eylül 2007'de vefat etmesiyle tamamlanamayan dev fantastik kursu serisi.Toplam 12 kitapdan oluşacaktı fakat yazar 12. kitabı yazamadan hayatını kaybetmiştir.Ancak ölmeden önce son kitabın ayrıntılarını editörü ve eşine ileterek kitabın yazılmasını vasiyet etmiştir.böylece 12. kitap büyük ihtimalle eşi tarafından tamamlanacaktır.
    Yazar son anına kadar kitap yazıp okurlarına verdiği "tabutumun çivileri çakılana kadar kitap yazacağım" sözünü de yerine getirmiş oldu.
    3 ...
  8. 5.
  9. 17 eylül 2007 tarihinde yazarı,elleri öpülecek ulvi insan Robert Jordan'ın ölmesi ile öksüz kalmış fantastik roman serisidir.
    Fantastik roman okurlarının mutlaka okuması gereken seridir. muhteşem ayrıntılar vardır. Okuduktan sonra "yüzüklerin efendisini ilkokulda okutalım lan" denilecek kadar muhtesemdir.
    2 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. zaman çarkı döner, çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur. üçüncü çağ'da, kehanetler çağında, dünya ve zaman dengede durduğunda, olmuş olan, olacak olan ve olmakta olan, gölgenin karşısında düşebilir...
    zamanın şafağında, yaratıcı olarak da bilinen tanrı, evreni ve tüm yaşamların ipliğini ören zaman çarkı'nı oluşturdu. çark, her biri bir çağı temsil eden yedi tane çubuktan oluşur ve gerçek kaynak'tan akan tek güç sayesinde döner. esasen saidin ve saidar olarak bilinen eril ve dişil yarıları birbirini itip çekerek ahenk içinde hareket ederler. çarkı döndüren güç de budur. aes sedailer tek güç şeklinde tabir edilen evrenin ve zamanın yaşam kaynağı olan olguyu yönlendirirler. eski dilde aes sedai, "herkesin hizmetkârı" anlamına gelmektedir.
    shai'tan yani karanlık varlık, yaratıcı tarafından, yaratım anında hapsedilmiştir. ancak, efsaneler çağı diye bilinen zamanda, bir aes sedai deneyi yanlışlıkla karanlık varlık'ın hapishanesine gedik açmış ve onun dünyaya dokunmasına olanak sağlamıştır. asıl amacı zamanı ve gerçekliği yeniden yapmak olan shai'tan'ın bu gayesine ulaşmak için zindanından tamamen özgür kalması gerekir. onu zindanından kurtarmaları için yozlaşmış, hırslı ve güçlü hizmetkârlarını görevlendirmiştir. çark, bu tehlikeye cevap olarak muazzam bir güç yönlendirici olan ejder*'i ışığın şampiyonu olması için seçmiştir.
    efsaneler çağı'nda karanlık varlık'ın güçlerine karşı aes sedai'leri ve ittifaklarını komuta eden lews therin telamon* diye anıldı. on yıllık zorlu savaşın ardından lews therin ve yüz yoldaşı karanlık varlık'ın zindanına açılan gediği mühürleyerek, onu tekrar hapsetti. ancak karanlık varlık'ın karşı saldırısı saidin'i lekeledi ve tüm erkek aes sedai'leri delirerek ölmeye mahkûm etti. deliren erkek aes sedai'ler dünyayı tek güç ile harap etti. depremler ve büyük dalgalar yeryüzünün şeklini değiştirdi. dağlar denizlerin dibine battı ve yeni dağlar yükseldi. bu olay sonraki çağlarda "dünyanın kırılışı" olarak isimlendirildi. lews therin, deliliğinin içinde dostlarını, ailesini ve en sonunda kendisini öldürdü. ve kardeş katili* adını aldı.

    ve o günlerde, daha önce olduğu ve daha sonra olacağı gibi oldu,
    karanlık yeryüzüne çöktü, insanların yüreklerini ağırlaştırdı, yeşillikler soldu, umut öldü.
    ve insanlar yaratıcı'ya seslenerek,
    "ey gökyüzünün ışığı, dünyanın ışığı, bırak kehanetlerde
    vaat edilen, geçmiş çağlarda olduğu ve gelecek çağlarda olacağı gibi dağdan doğsun.
    bırak sabahın prensi yeryüzüne şarkı söylesin ve yeşil şeyler büyüsün, vadiler kuzu versin.
    bırak şafağın efendisi bizi karanlık'tan korusun ve adaletin yüce kılıcı bizi savunsun.
    bırak ejder bir kez daha zamanın rüzgârlarında koşsun."

    rahatlıkla söyleyebilirim ki, robert jordan karmaşıklıkta olmasa bile sayfa sayısında fantastik kurgu'nun efendisidir. burada 13 kalın kitaptan* bahsediyoruz. ve bu kitaplar kadar, belki daha da fazla metin de arka plan için yazılmıştır. arka plan derken, o dünyada yaşayan ulusları, o ulusların yaşam stillerini, birbirleriyle olan ilişkilerini, ticaretlerini düşünün. ve bunların buzdağının sadece görünen yüzü olduğunu düşünün. işte o zaman ne demek istediğimi biraz da olsa anlarsınız.
    yukarıda zaman çarkı'nın ne kadar büyük bir seri olduğundan bahsettim. şimdi sıra geldi onu, neyin bu kadar büyük yaptığını anlatmaya. yüzüklerin efendisi'nde ve sonra onu taklit edenlerde ortak nokta ne? köylü çocuğu al, dünyanın sonunun gelmesini engelleyecek kahramanın o olduğunu söyle, sonra yanına üç beş arkadaş tak ve düşür yola. yanında olursan ne ala, başına bela gelirse kurtarırsın ama yanında olmadığın zaman da başının çaresine bakabilsin. yolda karakter gelişimini sürdür. onu dünyayı kurtarmasını sağlayacak yeteneklerle donat. yolda kendisine yardım edecek arkadaşlar da edinsin. uğraşsın, didinsin, çabalasın en sonunda dünyayı kurtarsın ama kendinden bir şeyler versin dünyayı kurtarırken. eskisi gibi olmasın artık.
    tanıdık mı geldi? ne sandınız, tolkien nasıl dünyanın en iyi fantastik kurgu yazarı oldu sanıyorsunuz. itirazlarınızı duyar gibiyim. "ama o tolkien, orta dünyayı o yarattı." cevabı verdiniz işte. tolkien usta orta dünyayı yarattı. bir sürü ırk yarattı, onların tarihini yazdı, dil bile yaptı çoğumuzun gidip yaşamak istediği orta dünya için. sonra, o kadar güzel kurguladı ki yüzüklerin efendisi'ni, frodo olduk hepimiz, onunla beraber ezildik yüzüğün ağırlığının altında, gandalf moria'da balrog ile karşılaşıp, aşağıya düşerken aptal dedi bize onu bırakıp gidemediğimiz için. yeri geldi rohan süvarisi olduk, yeri geldi gondor askeri. beraber üzüldük boromir öldüğünde, beraber sevindik ak gandalf döndüğünde. nasıl da cız etti ama içimiz son gemi kalkarken limandan. arwen'i hangimiz takdir etmedi ölümü tercih ettiği için, sonsuza dek mutsuz olmak yerine.
    en iyiyi taklit eden birçok eser yazıldı günümüze dek. kimi çok az esinlendi, kimi daha çok. hepsi aşağı yukarı aynı stille yazıldı. köylü çocuk kahraman olsun. ama bir tanesi bile orta dünya yaratayım demedi. kaçış edebiyatı ya malum. biz kaçıp gidebileceğimiz bir dünya istedik ama kimse vermedi istediğimizi. ne zaman robert jordan yazmaya başladı. bir ışık yaktı bizim için, yol gösterdi karanlıklarda. artık rand ile kılıç sallayabiliyorduk. zar atıp eğlenebiliyorduk mat'in masasında. perrin ile beraber koşabiliyorduk rüzgârı karşımıza alıp. belki tahtı alamadı tolkien'den ama şu ana dek kimse bu kadar yaklaşmamıştı.
    ama gene de jordan'ın serisi ile tolkien'in serisi arasında dağlar kadar fark var. dünyasal açıdan tolkien dünya sonlanana kadar bir numara olarak kalacak benim için. ama bunun dışında robert jordan'ın karakter işleyişi, olaylar dizimi, kurgusu, en ama en önemli özelliği anlatım ve işleyişi tolkien'ı geçmekte. ilk bakışta önyargıyla birçok kişi belki diyebilir, bu kadar kalın kitap, adam baya yazmış sallamış durmuş diye. ama öyle değil işte, değil...
    dolu gözüküyor, boştur mantığı işlemiyor bu seride. doluluğu, hatta bundan daha da fazlasını hak ediyor seri. ayrıntıları, kitap okurken hiçbir şeyi atlamamayı, tamamen o dünyanın içinde kaybolmayı seven bir okuyucuysanız işte bu seri bunu tam anlamıyla sağlıyor. bu seriden sonra, başka bir seri seçerken çok zorlanacaksınız çünkü hiçbir seride bu anlatım ve işleyiş yok. bu da aslında serinin tek kötü tarafı diyebilirim. şahsen artık kitap beğenmiyorum. daha doğrusu beğenemiyorum. karşıma gelen 400-500 sayfa bilmem kaç cilt kitaplar dişimin kavuğunu bile doldurmuyor.
    robert jordan'ın işlediği bu anlatım stili sayesinde her ayrıntıyı yakalayabiliyorsunuz. en basitinden bir han'a girildiğinde sadece o han'ı anlatan 10 sayfa ile karşılaşıyorsunuz. bu sıkmanın tersine o dünyayı hayal etmenizi sağlıyor. seriyi bitirdikten sonra okuduğum diğer serilerde bu olmadığından kitaplarda kesiklik hissi yaşıyorum artı. bir olay oluyor pat olay bitiyor, başka bir yerden çıkıyorlar vesaire... bu yüzden diyorum ya; zaman çarkı'nın tek kötü yanı seriyi okuduktan sonra "kitap" anlayışınızın değişmesi ve artık diğer kitapların yalan kitaplar gibi gelmesi...
    peki karakterlere değinelim. öncelikle anlatım çok geniş olduğundan karakterleri donlarına kadar bilebiliyorsunuz. bu da o karakteri gözünüzde gerçek kılıyor. ayrıca seride eğer bir karakterin ismi geçerse, elinde sonunda başka bir yerden tekrar o karakterle karşılaşıyorsunuz. sadece ana karakterler üzerinden gitmeyen bir seri kısacası.
    ama her ne kadar öyle olsa da üç ana karakterimiz bir başka. perrin aybara, rand'al thor ve mat. rand al'thor serinin esas oğlanı olarak gözümüze çarpıyor. dünyayı gelecek karanlıktan kurtarmak için son savaş tarmon gai'don da karanlık varlığa karşı savaşması gereken o. perrin aybara, kurtlarla olan yakın ilişkisi, kendisini hep bir demirci olarak görmesi, kaslı vücudu ama sıcacık kalbi olan bir karakter. ve matrim cauthon, onu size nasıl anlatayım ki? şimdiye kadar okuduğum onlarca fantastik serinin içinde geçen yüzlerce karakter bir yana mat diğer yana... hınzır, şakacı, komik, kumarbaz. şu sözü size belki onun hakkında bir fikir verir. "ben lord değilim, kendime bundan daha fazla saygım var ." serinin uzun olması ve robert jordan'ın mükemmel anlatışı sayesinde, karakterlerimizin adım adım nasıl geliştiğini çok net görebiliyoruz.
    ayrıca "eserdeki karakterlerin hikâyeleri ve aşırı sayıdaki yan karakterler, bazen hikâyenin bütünlüğünü bozmakta." şeklinde bir görüş dile getiriliyor. zaman çarkı'nı üç kez hatim ettikten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki bu şekilde düşünen arkadaşlar yanılıyorlar. çok büyük bir seri olduğu için okurken uzun süreli aralar vermek dikkati dağıtıp, konudan uzaklaşmanızı sağlıyor ancak çok büyük olması sayesinde karakterlerin hikâyeleri ve yan karakterler, ne kadar farklı yönlere dağılsa da en sonunda bir araya toplanıyor.
    olay kurgusu da muazzam derecede harika. tek bir olay ya da hikâye üzerinde gitmeden her bir karakterin, her bir oluşumun, kitapta gittiği yönlerde, karşılaştıkları durum ve farklı koşullar birçok açıdan, her yöne eğilimimizi sağlıyor. böylece kitap sizi daha da içine alıyor ve kayboluyorsunuz.
    yaratılan dünya özgün olsa da tolkien'in yarattığı dünyayı geçemiyor. zaten tek geri kalan yanı bu serinin tolkien ile karşılaştırıldığında. tolkien aşmış bu konuda. O dünya, o diller, o ırklar... her şeyi ile kusursuz.
    zaman çarkı'nı neden okumanız gerektiğini dilim döndüğünce anlattım. kitapların boyutu korkutmasın sizi, başladıktan sonra bırakamıyorsunuz zaten. aynı zamanda kitapların kalın olması fiyatlarının da fahiş seviyelere çıkmasına neden oluyor. ancak verdiğiniz her bir kuruşu sonuna kadar hak ettiği için fiyatlar da okumamanız için bir sebep değil. ama benim görüşüm okumamanız için bir tek sebep var ne yazık ki, zaman çarkı'nı okuduktan sonra okuduğunuz diğer serilerden zevk almakta zorlanacaksınız. bunu göze alıyorsanız kaçırmamanız gereken bir seri. kesinlikle tavsiye ediyorum.
    16 ...
  13. 8.
  14. türkçe'ye niran elçi tarafından "güzel" bir şekilde çevrilmiştir. zaman çarkı adıyla ithaki yayınları'ndan temin edilebilir seri.
    2 ...
  15. 9.
  16. ilk kitabı olan dünyanın gözü isimli eseri bi kaç gün evvel bitirdim.
    şu kadarını söyleyebilirim yüzüklerin efendisi yanında çocuk masalı gibi kalıyor.üstelik öylesine dolu dolu öylesine yüksek tempolu öylesine sağlam ki bu ilk kitaptan ,sadece bu ilk kitaptan bile yüzüklerin efendisi 3 lemesindeki herşey kat kat fazlasıyla var.

    yüzüklerin efendisine bazı benzerlikler söz konusu ama daha dolu dolu daha net.

    dünyanın gözü ile ilgili olarak
    --spoiler--
    aes sedai dediğimiz şey yüzüklerin efendisindeki gandalf a denk geliyor diyebiliriz.ama daha dolu daha net tanımlanmış.
    yada shadar logoth yüzüklerin efendisinde karşılaştığımız hayalet ordu yu andırıyor.ama zibilyon kat daha korkunç daha umutsuz ve kesinlikle çok daha başarılı bir tasfir.

    kitabın sonu itibari ile tüyleri diken diken olmayan,ejderin sancağını görünce irkilmeyen varmıdır acaba?
    --spoiler--
    3 ...
  17. 10.
  18. insanı içine hapseden eserdir.
    11. kitabına geldim. içindeki siyasi olaylar , taraflar o kadar fazladır ki yüzüklerin efendisi yanında son derece sığ kalır.
    yüzüklerin efendisinde sadece 2 taraf vardır. iyiler ve kötüler...
    ne kadar farklı diye lanse edilmeye çalışılan cüceler , elfler falan olsada her daim omuzomuzadırlar. hiçbir sıkıntıları olmaz. aralarında asla birbirlerine bıçak çekicek duruma gelmezler.

    ama zaman çarkında zibilyon tane taraf var tıpkı gerçek dünyadaki gibi.
    kimi kendi götünü kurtarma derdinde , kimi ufak ülkesi işgal edilmesin diye ortalarda dolanmakta.

    tarafların arasındaki farklar , kültürleri , kuralları çok daha bariz.
    2 ...
  19. 11.
  20. dünyanın gözü sizi ilk sayfasından itibaren alır o dünyaya sürükler. öyle savrulursunuz ki yaşadığınız dünyayı unutur o dünyada yaşarsınız.
    3 ...
  21. 12.
  22. aynı zamanda güzel bir blind guardian parçasıdır.
    2 ...
  23. 13.
  24. yıllardır çok canım çekip de param olmadığı için alıp da okuyamadığım seri. şimdi para var ama işten güçten zaman yok. ancak bir gün kendi evim olduğunda bu seriyi komple almak yapacağım ikinci iştir, birincisi ise bir kitaplık almak.
    1 ...
  25. 14.
  26. on lira falan daha fazla verip ciltlisini almanızı tavsiye edeceğim seri. eski kalın kitaplardan edinilen tecrübeyle sayfaların ayrılması, yıpranması gibi sorunlar ortadan kalkıyor hele ki bir de ben gibi kitap aldığı zaman ilk gün olduğu gibi temiz kullanmaya özen gösteren biriyseniz.
    1 ...
  27. 15.
  28. 9 cilt okudum sonra nolduysa koptum. mat kanka geri gelcem bekle beni. hadi optum bye.
    2 ...
  29. 16.
  30. robert jordan ın müthiş eseridir derin betimlemeler karakter derinlikleriyle sizi o dünya ya sürükler.
    2 ...
  31. 17.
  32. 13'e kadar okudum okuyabilmek için işten çıktım lan. bir ay da hepsini bitirdim. şimdi iş arıyorum bu arada tekrar ikinci defa başlasam mı diye düşünüyorum.
    kitap için ise mat birinci karakterim 7-8. kitaptan sonra neredeyse her sahnesinde güldürdü beni. ancak 11. kitaba kadar bu serinin biteceğine inanamadım çünkü okudukça daha hikayenin yarısında gibi görünüyordu. ikinci yazarın hakkını vermek lazım karakterlerin kişiliği ile hiç oynamadan hikayeyi baya toparlayıp son kitaba kadar gelebilmiş.

    uslup olarak kitap betimleme ve analiz dolu. bazen sıksa bile yazarın ürettiği mekanı kafanızda canlandırabiliyorsunuz.

    uzun uzun özet anlatmayacağım genel olarak 2 sıraya koyduğum fantastik kitap serisi. bu tarzı seven varsa (ve parası olan) okumasını şiddetle tavsiye ederim. (kitapların çokluğu ve kalınlığı gözünüzü korkutmasın)

    hatta okurken bir anım var yeri gelmişken anlatayım:

    ben evde kendimi kapatmış serinin birinci kitabından itibaren dünya ile iletişimimi kesmiş şekilde okuyorum. sade ve sadece uyumak, yemek yemek ve tuvalete gitmek için kitabı elimden bırakıyorum. misafir gelmiş evde yangın çıkmış, hırsız girmiş umrumda değil okumaya devam ediyorum.
    bir akşam 11 gibi elektrikler gitti. bizimkiler oturma odasında mumları ve şarzlı lambayı yaktımış oturup muhabbet ediyorlar. ben ise odamda çalışma lambası eşliğinde okumaya devam ediyorum.
    bir ara biri beni sordu
    -vanthonis nerede? diye. annem hemen cevabı yapıştırdı.
    - odasındadır. hiç görmemiş gibi kitap okuyor bizim oğlan.. deyi verdi. tabi ben kitabı bırakıp annemin pratik zekasına hayran kalarak güle güle öptüm.
    5 ...
  33. 18.
  34. An itibariyle phoenix yayınevinin çevirdiği dünyanın gözü adlı ilk kitabını sipariş vermiş bulunmaktayım.

    Fantastik Kurgu türüne ilk defa başlayacağım.Bundan önce film seyretmek haricinde hiçbir fantastik seri okumadım.
    Acaba fazla ağır gelecek mi diye çok düşündüm .

    inşallah verdiğim paraya değer.

    Not:An itibariyle ilk kitabı bitirdim.Anlatacak,yazacak,söyleyecek söz bulamıyorum ve evin içinde mal mal dolaşmaktayım.
    Verdiğim paraya değil,üstüne milyarlara değecek kadar güzel,muhteşem bir seriye başladığımın farkındayım.

    Kitabı okumayın! Böyle bir güzelliği ancak ölmeden önce okumak gerek :)
    2 ...
  35. 19.
  36. ondördüncü kitabı raflarda yerini alan güzide fantastik eserdir. çok severim.
    0 ...
  37. 20.
  38. ken grimwood'un ilk iki kitabından sonra bir umutla aldığım ama fos çıkan son kitabı. bomboş, neden yazıldığı belirsiz, okuyucuya saçma sapan bir final sunan gereksiz kitap. kayboluş ve sil baştan gibi iki enfes romandan sonra zaman çarkı'nı yazabilmek büyük popo ister. tebrik ederim.
    0 ...
  39. 21.
  40. Son kitabını henüz okumadığım seri.

    Uzun yıllar önce haberim oldu bu kitaptan ama o zaman başlamadım. Hepsi bitsin de öyle başlayayım diye diye erteleyip durdum. Bitmedi, bitemedi bi türlü; kudurdum oturduğum yerde. Sonra Robert Jordan öldü ve ben de başlamaya karar verdim; zaten kitap bitmeyecek diye, en azından buraya kadar ne yazıldıysa onu okuyayım diye. Sonra Brandon Sanderson\\\'un seriyi devam ettireceği duyuruldu ve ben de elimden geldiğince yavaş okumaya çalıştım; bir kere başlamıştım, bırakamazdım.

    ilk 5-6 kitap inanılmaz; muhteşem bir kurgu, bir sürü karakter, olay; muhteşem. Sonraki 4-5 kitap çok yavaş; uzun, uzun, uzun anlatımlar, bir türlü bişey olmaması, bir yere bağlanmaması, bir oraya bir buraya savrulmalar, çemkiren, şalını çekiştiren, ters ters bakan, laf sokan bir sürü aes sedai ve wise one.

    Son kitabı okumadım henüz ama şimdiden üzülüyorum bitiyor olduğu için, okumaya bu kadar geç başladığım için, okumaya bu kadar erken başladığım için. Çünkü bu kitap gerçekten de türün en iyisi; bundan sonra ne okursam bu kitap kadar keyif alamayacağımı biliyorum o yüzden son kitabı okumayı hep biraz daha erteliyorum.

    Fantastik edebiyata yeni başlayanlara önermediğim bir seri; diğer kitaplardan başlayın okumaya, birer ikişer adım yukarıya doğru tırmanın, en iyiye doğru;zaten bu kitabı ne zaman okumanız gerektiğini anlayacaksınız; o sizi görür merak etmeyin.
    0 ...
  41. 22.
  42. fantastik kurgu alanında okuduğum en iyi seridir. Kitaplar oldukça büyüktür topluluk içinde okuyamazsınız *, betimlemeleriyle karakter analizleri ile insanı gerçekten başka dünyalara taşıyan seridir. Düşünün hiç olmayan bir memleketi, topluluğu o kadar ayrıntılı betimler ki robert jordan amca o memeleketin yöresel yemeklerinden tutun, yöresel kıyafetleri, yöresel mimarisine kadar bilgi sahibi olur ve birazcıkta hayal gücü ile o atmosferde ciddi anlamda yaşamaya başlarsınız.

    Ülkemizde fantastik kurgu her ne kadar itibar gösterilmese de (sanki edebi kitapları yalayıp yutuyor bizim halk), bu kitap serisini okumamış bir insanın fantastik kurgu alanını eleştirmesini kabul edebileceğimi sanmıyorum.
    0 ...
  43. 23.
  44. son kitabının da bitmesiyle insanı uzun soluklu destansı bir maceranın sonlanmasıyla neşelendiren eser.

    neşelendiren diyorum zira bu kadar uzun süren bir işin nihayete erebilmesi bile başlı başına bir şey dir.

    öncelikle hem güzel hemde kötü yanları varmıydı vardı.

    -başından beri buglı bir eserdi bu zaman çarkı.
    özellikle başladığı ümitsizlik, yıkılmışlık, zar zor kötülükle mücadele kitaplarından egwane ve nyvane gibi zoraki şişirme tiplerin güç te muhteşemler yaratması zaten saçmayken bir de bu eserde elinde hayvan gibi artifact taşıyan mazrim taimi de yenmesinler anasını satim.
    biraz zorlansınlar değil mi? onu yeniyor yetmiyor 1000 tanede dehşetlordu kesiyor.

    -moriene "eskiden var olan ama unutulmuş birsürü yetenek vardı. güçle uçma gibi..." diyince ne kadar da ümitlenmiştim. varsa yoksa ateş ördü toprak ördü gaz ördü... bir de şer ateş. hani lan yeni yetenekler? eskiden bilinen şu efsanevi işler?

    -seçilmişlere tüküreyim. demandred hariç. o olmasa koskoca bir hiçsiniz lan! ne halt ettiler koca eserde? anca biraz moriddin o kadar. geri kalanı eyvallah tüm ülkelere çöreklenmiş ama bir zıkkım yedikleri yok.

    -lan koca koca kitaplarda, nereden baksan 3-4 kitapta sadece seanchanlarla kapışıldı. adamları 2 kere rand denize döktü. ee şimdide böyle barışmalar bir havalar, yok birde tuon atarlanıyor, "her daim muzaffer orduyu getirir yenerim kötülüğü" hastir ordan afedersin! köle damanelerin özgürlüğe kavuşturulmamasına o meselenin çözülmemesine ise değinmiyorum bile. illa her şeyi tozpembe tüm iyiler vs tüm kötüler gibi bir kapışma mı olmak zorundaydı? benim bildiğim rand bunları okyanusun ortasına gömerdi.

    -lan mandrogon isimli süper şişirilmiş aragorn a ise çüş diyorum sadece çüşşş. yeter lan yeter! geçitte 50 kere ölümden döndün, ilk başlarda bir bokmuş gibi lanse ettiğiniz gözsüzlere 2 li 3 lü daldın yetmedi demandred e doğru taaruz ettin o da yetmedi o kadar yorgunluğa karşı onla kapıştın da bari orada, kılıcı böğrüne yiyince öl lan artık! hadi ölmedi, oradaki sharalılar mal mı? mallar tabiki 1000 tanesi de dönüp yarım kalmış olan lan ı gebertmiyor he?

    -mashadar abukluğuna anca gülerim. girer girmez öldü. 3-4 sayfalık esti gürledi.

    -şu kitabı taşıyan tek şey, ona heyecan sağlayan tek şey demandred dir ötesi yalan. bir eserde kötü adam yeterince güçlü değilse o mücadele destansı olmaz, eğlenceli olmaz. işte demandrede kadar eze eze rahatça yendikleri vasat bir eser olacakmış az daha.

    -karanlık varlıkla kapışması saçmayıd. sadece kendine inanmakla olmaması gerekiyordu bu işin. adam akıllı yapılmalıydı. anca hayal dünyasında uyduruk bir kapışma oldu tüm olay. en azından 3.kitapta callandoru ilk çektiği zamanki gibi bir şeyler olmalıydı. oradaki kapışma bile daha destansıydı.

    -son anda kurturlma klişesinin boku çıkarılmış. yok egwane in karnı deşilecektir...hop son anda bir ok gelir.
    bilmem kimin kafasına şer ateş girecektir hop son anda kalkan yokolur...
    lan "aha şimdi çizdiler kestanemizi" der hop o anda kapılardan 1000 tane süvari akar. işte bu yüzden game of thrones un son kitabının her sayfası köpek gibi heyecanlıyken sen 14 kitaplık seri olan zaman çarkı, yarısından fazlasında sıçtın. yüzüklerin efendisindede vardı bu bok. kötüler hiçbir zaman kazanamaz. hep ordan burdan bir milyon tane süvari fırlar.
    1 ...
  45. 24.
  46. kitaplarının neden bu kadar pahalı olduğunu anlamadığım seri. çok övülüyor oysa.
    1 ...
  47. 25.
  48. fantastik kitaplardan tiksinen bana, fantaziyi sevdiren seri.

    ay fantazi değil, fantastik.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük