Tam bir klişedir. son dönemde birbirine benzeyen finallerle biten korku filmlerinden biridir. izlerken nerede neyle karşılaşacağınızı tahmin etmeniz çok kolay. yönetmen sürpriz yaşamanıza izin vermiyor.
bir carpenter hayranı olarak vasatın dahi altında bulduğum bir gerilim-korku filmi. identity ile çok yakın ama identity'deki sonuna kadar yükselen gerilim ve merak bu filmde daha en başından alçalmaya başlıyor. azıcık korku filmi izlemiş herkes sonunu rahatlıkla ilk 10 dakikada çıkarabilir. o diilde nasıl akıl hastanesiymiş bu bütün hastalar fıstık gibi...
Ülkemizde "Koğuş" adıyla gösterime girecek ve türün usta yönetmenlerinden John Carpenter'ın korku-gerilim filmi.
1966 yılında geçen hikayenin kahramanı Kristen, kendini kaybetmiş bir halde geçmişinin "karanlık" bir noktasının geçtiği bir çiftlik evini yakar. Yakalandıktan sonra hiç de tekin olmayan bir akıl hastanesine kapatılan Kristen, bir süre sonra bazı şeylerin ters gittiğini fark eder. Hastanenin "Koğuş" olarak adlandırılan bölümüne kapatılan Kristen birlikte kaldığı dört genç kadının ve hastane personelinin "garip" davranışları üzerine kaçmayı aklına koyar. Bir süre sonra, diğer hastaların birer birer ortadan kaybolmaya başlamasıyla Kristen in durumu iyice zora girer. Kahramanımız bir yandan "Koğuş" un diğer elemanlarını kaçmaya ikna ederken, diğer yandan da ortalıkta kol gezen dehşetten de kendisini korumak zorumak zorunda kalır.
Yönetmen John Carpenter, mümkün olduğu kadar korku sinemasının geleneksel numaralarına başvuruyor. Yanıp sönen ışıklar, gök gürültüsü, bir anda ortaya çıkan insanlar, tekinsiz mekanlar ve ani kamera hareketleriyle seyircisini tedirgin etmeye çalışan üstat, günümüz seyircisinin alışkanlıklarını da ihmal etmeden birkaç slasher sahnesi atmış.
Film, ele aldığı konu itibariyle herhangi bir yenilik içermese de, Carpenter'ın dokunuşlarıyla gerilim yaratma işlevini fazlasıyla yerine getiriyor. Belki zorlama bir yorum olacak ama filmin 60 ların Amerikası na fa göndermeler yaptığı söylenebilir. Banliyö hayatının yaygınlaşmaya başladığı, kadınların "kadınlık" görevlerinin dışında bir dünyalarının olmadığı bu dönem "Hollywood bağımsızları"nın da her zaman ilgisini çekmiştir. Filmde "Koğuş" a kapatılmış beş kadının durumunu biraz da bu dönemin kadınlarının "kıstırılmışlıkları"na bağlayabiliriz.
Hollywood'un yükselen yıldızlarından 25 yaşındaki güzel oyuncu Amber Heard filmi tek başına sürüklüyor. Sonuç olarak "Koğuş" hem tür, hem de John Carpenter için büyük yenilikler içermese de "geleneksel" ile moderni birleştirmeyi başarıyor. Bu tür filmlerde hikaye bittikten sonra yönetmenin finalde son bir numara çekeceğini biliriz ve buna hazırlıklı oluruz. Tek sorun "saldırının" nereden ve nasıl geleceğini hesaplayamamaktır. Carpenter, bütün bu hazırlığa rağmen final sahnesinde seyircisini avlamayı başarıyor.