düşüncesi bile insanın tüylerini ürpertmeye yetiyor. çoğu kişinin akıl boyutlarını zorlayacak düzeyde. kişisel kanaatim bir noktası (ki en önemli noktası) pek de açıklığa kavuşturalamamış. belgeselde de bu, "dürtü" başlığı altında inceleniyor.
venüs projesinde "bolluk" yani herkesin herşeye sahip olması durumu bu büyük ütopyanın temelini oluşturmakta. günümüz dünyasında ise maddelerin azlığı onları kıymetli kılan şeydir ve insanlar kıymetliye ulaşmak için kendi hayatlarına amaçlar biçerler. yani bakkal mustafa diğer bir bakkal ali'den daha fazla satıp dükkanını genişletmek ister. sabah uyanıp yataktan büyük bir zindelik ile kalkmasında en temel neden budur. bu bir maddi nedendir.
veya mühendis ibrahim alacağı son model ev veya araba için hayata tutunur. çocuklarını en iyi okullarda okutabilmek içindir savaşır ve yine bunların altında maddi amaçlar yatar. daha çok para daha iyi olanaklar. kişilerin amacı daha iyi olanaklara erişebilmek olduğundan daha çok para isterler.
venüs projesine geri dönecek olursak, toplumdaki herkes herşeye eşit derecede sahip olduğundan yaşamak için bir amaç edinme konusundda sıkıntıya düşeceklerdir, ki bu toplumda din de kabul görülmediğinden öteki dünyada güzel bir hayat yaşama tutkusu da tamamen yoktur. belgeselde jacque fresco abimiz bu kısmı "güneş ve ay'a ne dersin" ve "insanlar kendi yaptıkları bir resmi hediye etme amacını taşıyacacaklar" gibisinden bana göre basit eylemlere bağlıyor. bu çok ciddi bir süreç demektir. bin yıllardır materyalizmin pençesinde yaşayan ve maddecilik uğruna çok canlara kıyılan günümüz varoluşçuluğunda bu tarzda basit amaçların (ki şimdinin düşünce yapısına göre basit amaçlardır. venüs projesinin toplumunda bunların büyük amaçlar manasına gelmesi de ihtimal dahilindedir) gerçek hedefler olması büyük bir değişimdir ve bin yıllar alabilir.
evet venüs projesi bir ütopyadır. bundan 2000 bin yıl önce de günümüz dünyası yaşam koşulları bir ütopyadan ibaretti. er ya da geç bu düşünce tarzındaki projeler insanoğlunun yaşamındaki yerini alacaktır. ancak emin olduğum birşey var ki bu tipdeki bir yaşam tarzını günümüz insanı hiçbir zaman göremeyecektir. bu bağlamda yapabileceğimiz tek şey gelecek nesillere yatırım yapmak ve bu tarzda projelere destek vermektir.
"the venus project" sadece bir alternatiftir. Neye mi? dünyadaki bütün suçların sebebi olan nesneye karşı, yani paraya. "zeitgeist-adendum" belgesilinin sonunda, dünya düzenine karşı boykot için neler yapılması gerektiği sıralanmıştır. Bunların başlıcaları şunlardır;
1- bankaların gerçek yüzünü ortaya çıkarmak. bu madde zaten belgeselde yeterince incelenmiştir. asıl olan, belli başlı birkaç bankadaki hesaplarla alakalıdır. Bu bankalarda hesapları olanların, hesaplarını ordan çekmeleri öğütlenmektedir. Bu sayede en büyük karteller lağv edilecektir.
2- enerji politikasına karşı doğru bir eylem koymak. belgeselde, gerekirse kendi elektriğinizi üretip şehir şebekesinden çıkmanız tavsiye edilmektedir. Ayrıca, büyük arabalar yerine daha küçük olanlarının ve gerekirse hibrid sistemli araçların kullanılması daha uygun görülmektedir.
3- asla ve asla televizyon izlemeyin. Haber almak için bağımsız ajanslara bakın ve interneti her zaman savunun. Çünkü internet, doğru bilgi içerdiği sürece en önemli silahtır. Bu öneri o kadar doğrudur ki, günümüz medyasına baktığınızda oldukça taraflı ve objektif olmayan haberler içerir. Bu haberler, devletin veya hükümetin süzgecinden geçirilerek insanların önüne servis edilir. Tamamen ısmarlamadır.
4- http://www.thezeitgeistmovie.com'a üye olun ve bizi destekleyin. işte burası çok önemlidir. Siteye girdiğinizde hiçbir reklam bulamazsınız. tek ticari kaygı "the venus project"'in geliştirilmesi için sunulan kitap ve cd'lerin paralı olmasıdır. Bunda garipsenecek bir durum yok çünkü, her insan kendi felsefesini savunan felsefe üreticilere maddi destekte bulunmak ister. Eğer gerçektende bu adamların ticari bir kaygısı olsa idi verdikleri web sitesinde bir çok reklam görmeniz gerekirdi.
Mesele şu ki, bu düşünce tarzı, günümüz sosyal yapısını ağır bir eleştiriye tutmaktadır. Bunun içinde dinler, ideolojiler, ekonomik sistem gibi çok önemli unsurlar bulunmaktadır. Ve ne yazık ki, sadece din yüzünden, insanlar böylesine önemli bir felsefeye karşı yanlış gözlerle bakmaktadırlar. Her zaman olduğu gibi din ögesi herşeyin önündeki en büyük engeldir.
aslında sağlam bir eleştiriye ihtiyacı var, lakin zaman kısıtlı. o zaman kısaca, paranın lağvedileceği bir dünya sistemi kurmak istiyorlar. teknoloji, kaynak bolluğu ve eşit paylaşım ile yaratılacak venüs projesi kapital, para döngüsü, kar ve kaynakların kıtlığına dayalı mevcut kapitalist dünya sistemine alternatif olarak getiriliyor. özünde iyi niyetli olduğunu varsayıyorum. unutmadan; parayı lağvetmeye çalışan venüs projesinin fikir babası jacque fresco abimizin konuyla ilgili kitapları, tasarımları ve diğer çalışmalarını içeren komple sete 138 $'a şuradan sahip olabilirsiniz:
