çevremdeki çoğu kişinin bilmediği, bilinmesini istemediğim, bir bakıma kıskandığım grup. o kadar güzel ki, ayaklara düşsün, kirlensin istemiyorum. bencillik belki ama, şşş. iyi böyle.
e bu nikle, üzerinde ahkam kesmememin imkansız olduğu grup.. velvet underground diye bir şey olmamış olsaydı dünya yüzünde, günümüz müziği çok daha farklı (bence olumsuz anlamda) olurdu..
bir de not düşeyim : perfect day, bir lou reed şarkısıdır.. grupla alakası yoktur efenim..
John Cale - keman , bas gitar, düzenlemeler, geri vokaller. grubun müzik teorisinden anlayan tek elemanı. huysuz ve entellektüel.
lou reed - üç beş akorlu, çoğu zaman akordu bozuk gitarlar, pes, konuşur gibi söylediği ve sözlerinin nerdeyse tamamını kendisinin yazdığı uzun sözlerden oluşan şarkılar, nico'ya saplantılı aşık, biseksüel ve tabi ki defalarca dibe vurup her seferinde doğrulmayı başarmış bir canki, sokak ve gönül adamı. anti-kahraman. rock'n roll'un " karamazov kardeşler " ini yapmayı en büyük hayali olarak görmüş, yaşlandıkça güzelleşen tuhaf adam. güvenilir insan.
nico - yarı sağır, çirkin sesli, tuhaf bir şekilde karizmatik ve seksi. factory'de yatmadığı kimse kalmamış, bu yönüyle adamımız lou'yu defalarca kalbinden bıçaklamış, bisikletten düşerek ölmüş, iki de solo albümü bulunan, hiçbir yere ve kimseye ait olmayı başaramamış güzel meczup.
Sterling Morrison - gitar, o kadar.
Moe Tucker - davul , mavul.
doug yule - lou sonrası her nasılsa vokal ve gitarı eline almaya cüret etmiş.
bildiğin delilerden oluşan zen grubunun, lady godiva's operation'daki akıllara ziyan vokallerden sonra şu anda yaptıkları müziğe yöneldiklerini düşünüyorum.
velvet underground, beatles dan sonra rock müziğin en etkili grubudur. 70'lerden beri glam, punk, new wave, post punk ve günümüzde alternative olarak bilinen grupların aşağı yukarı hepsinde velvet underground'un izi vardır.