filmin ilk başlarında "aha kesin bu salak suçludur" dedim. dedim ama filmin ortalarında ona karşı olan şüphelerim kayboldu gibi oldu* ve tüm radarlarımı açtım ve dikkatimi dean keaton'a verdim. hatta film bitmeden 15 sn önce bile hala onun keyser söze olduğunu düşünüyordum. -ki sorgulayan kişide o şekilde düşünüyordu. ya da o öyle düşündüğü için ben de onun gibi düşünüyordum.* ezcümle, son 15 sn hep beraber göt olduk.
yalnız mcmanus'tan hiç şüphelenmedim. o kadar amerikan filmi izledik sonuçta. o değildi kesinlikle.
ama hocalarımız ne demişti? ilk verdiğiniz cevaplar ve ilk hissetikleriniz, her zaman olmasada, çoğu zaman doğrudur. *
5 sene önce falan izleseydim belki ben de pek çok insan gibi şaşırabilirdim. ama daha filmin en başından suçlu kim tahmin edince ve film boyunca hikayeyi anlatan "bu psikopat çıkacak baş suçlu bak görürsün" şeklinde izleyince sonu pek de şaşırtıcı gelmedi.
edit: bi arkadaşımın ısrarı üzerine tekrardan izleyeceğim film, sanırım ben baya detay kaçırarak izlemişim, zaten katilin kim olduğunu başta herkes anlıyormuş!
her yaştan insana izletilmesi gereken nadir filmlerden. filmin her yanı ustalık dolu. oyunculuk, senaryo ve akıcılık bir aradadır. şiddetle tavsiye edilir.
kimileri için sonu harika olan filmdir. her şey güzel, hoş da siz gideceksiniz bir emniyet amirine ifade vereceksiniz, olayları panoda asılı diğer isimlerle bağdaştırarak hikayeler yazarak anlatacaksınız, emniyet amirine de o isimler hiç tanıdık gelmeyecek? film ters köşe yapıyor mu, yapıyor orası ayrı. yine de sevilerek izlenen, tavsiye edilebilen filmdir.
sonunu önceden anlayanlar için cehenneme dönecek filmdir. yine de zevk alırsınız ama anlamadan izlerseniz oh kam on beybi giv it tu mi nidaalarıyla izlersiniz. süper filmdir.
hakkında girilen o kadar entryden sonra sonunu hayli merak ettim ama beni daha da şaşırtmasını beklerdim. sürükleyiciydi, akıcıydı ama ilk başta saat 12 buçuktaki öldürme sahnesinden kısa bi süre sonra o repliği okutmayacaktı polisler. gerçi zanlılar o okuma yerine gelirken adamların tavırlarından-hareketlerinden kimin suçlu olduğunu anlamıştım. kısaca 'başından beri biliyorduuum' dedim film bittiğinde. izleyin, sonunu tahmin etseniz de pişman olmazsınız izlediğinize.
eğer yeni izliyorsanız sonu sizi kesinlikle şok etmeyecek filmdir. çünkü 2010 yılındayız. film ise 1995 yapımı. o yıllarda, o tip sonlara izleyici belki de alışık olmadığından sürpriz finalli bir film diyebilirdik. ama 15 yıl içinde o kadar çok birbirine benzer finalli filmler yapıldı ki, artık izleyici sürpriz final lafını duyunca direk en olmayacak karaktere odaklanıyor ve filmin sonunda da karakterle ilgili tahminleri doğru çıkıyor.
ölmeden önce izlenmesi gereken filmleri bir liste yapsalar ben bunu ilk 5'e koyarım.özellikle kevin spacey'in oyunculuğu filme farklı bir tat katmıştır.
--spoiler--
filmin galasında kevin spacey küçük kağıda'ı am keyser söze' yazıp gelenlere dağıtmıştır.adam piç beyler.
--spoiler--
ajan kujan rolü için al pacino'ya teklif götürülmüş.fakat al pacino bu teklifi reddetmiştir.sonra da çok pişman olduğnu söylemiş.bu rolün bünyada cuk diye oturabileceği 2-3 kişiden biridir al pacino.olaydı iyiydi,olaydı iyiydi,olaydı iyiydi...
yönetmen Bryan Singer imzalı 1995 yılı yapımı bir film. Senaryosuyla dikkat çeken film 1996 yılı oscarlarında Kevin Spacey'ye en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü getirirken Christopher McQuarrie'e de en iyi senaryo ödülünü kazandırmıştır. Ve yine 1995 ve 1996 yıllarında düzenlenen bir çok festivalde tam 22 ödül birden kazanmıştır.
Bu arada filmde bir de devamlılık hatası dikkatimi çekmiştir. Aynı sahneyi defalarca izleyip acaba kaçırdığım bir şey mi oldu dememe rağmen her seferinde aynı hatayı farkedince bir devamlılık hatası olduğuna kanaat getirdim. Filmin başlarında Gabriel Byrne sevgilisiyle dışarda konuşurken bir sigara yakar. sigara ağzında olduğu halde karşılıklı konuşurken planların birinde ağzında sigara yoktur.