Senaryo kurgu ve Oyunculuk Anlamın da Bir Başyapıt... Ben ilk izleyişimden Önce Finali Hakkında Bir Orospu Çocugu yüzünden Ağır spoiler yemiştim Ama Her şeye Rağmen Efsane zevk almıştım şimdi seneler sonra bir daha izledim Ve bir kez daha Hayran kaldım.
(bkz: kevin spacey)
repliklerini bile sahne sahne ezberlediğimiz şahane filmdir. kadro zaten muazzam birde üstüne spacey hariç ( hikayeyi o anlatıyor o yüzden en fazla onun görünmesi normal ) her bir aktöre neredeyse eşit şekilde rol yazılması filmin bu kadar güzel olmasında önemli bir etken.
fenster ın aksanlı konuşmaları olsun keaton un çaresizliği olsun ( hiç istemediği halde suça döndürüldü ) hockney in umursamaz tavırları olsun mc manus un deli deli halleri olsun kent in o pis sırıtmaları olsun her birisinin ayrı ayrı yeri var bizde. birde profil fotosu kazandırdılar tabi ekstradan bana *
Senaryosu dahice hazırlanmış, havanızda olmadığınız bir anda izlerseniz başlarda sıkma ihtimali yüksek, oyunculukları tartışılmaz, şaşırtıcı sona sahip harika film. Hayalgücü ve gerilimin hakimiyeti...
(bkz: kevin spacey) çok övülüyor ama filmde verbal kint ya da keiser söze karakteri öyle komleks bir hikayede yer alan karizmatik kişi ki zaten ister istemez hayran oluyorsunuz.bence yan oyunculuklara dikkat etmek gerek.ingilizce orijinalinden takip etmek orta düzeyde konuşabilen biri için imkansız.gelelim keiser soze'nin tüm ailesini katlettiği meydan okuyan o sahneye..
ilk izlediğim anda anlamıştım.sahnedeki keiser soze elbette ki gerçek keiser soze değil polis amirinin verbal kint'in sınırlarını çizdiği karakterin vasıflarına göre kafasında imgelendirdiği keiser soze..uzun saçlı,esmer,sırım gibi ve karizmatik.yüzü görülmediği halde o adamın zalimane gücünü hissediyorsunuz.sonunda soze'nin verbal kint olduğunun geç de olsa anlaşılmasının biz inananlar için de ironik bir dersi ihtiva ettiğini düşünüyorum.
görmek ve inanmak arasında büyük bir tezat vardır.hz ali buyurur ki perdeler kaldırılmış olsa yakinim bundan fazla artmazdı.halbuki yakine varmadan önceki menzillerde (bkz: hz musa) gibi kalbin itminan bulması için görmek de arzu edilebilir.bunu,peygamberlerin her saat her gün ve her an istiğfar ile beraber artan makamlarına yorarak tevil etmek lazım.yoksa resuller yaradılışda da resuldurler.
halbuki herkesin aynı yakin derecesinde iman sahibi olması beklenemez ki bazı medeniyetler ve insanlar inandıkları ve korktukları varlıkları cisimleştirmişler.o cisimleri de o varlıkların kafalarındaki aksine göre resmetmişlerdir.yine (bkz: hz ali) üzerinden gidelim,rüya aleminde görenler bilirler ki -kitaplar da bunu teyid eder-hz ali efendimizin -kv- şemaili söz konusu resimlerine pek de benzemediği gibi kendisinin bugünkü araplara benzeyen esmerlikte ,saçsız,kısaya yakın orta boylu ve kalın pazulu biridir.dolayısıyla resimdeki müminlerinin gözündeki ali'dir.bu durumun itikadi tarafını bir yana koyacak olursan insan psikolojisine aykırı bir tarafı yoktur.çoğumuz hz hamza'yı görme imkanına sahip olsak belki (bkz: anthony quinn) ile mukayase edip hayal kırıklığına uğrayacağız.
son olarak (bkz: verbal kint) in de (bkz: keiser soze) olduğundan emin değilim.belki de (bkz: keiser soze) tıpkı lat,menat gibi kafamızın içinde.eğer allahtan hakkıyla korkmazsan doğuştan gelen o korkma dürtüsünü biriyle ya da bir şeyle doldurmak gerekir değil mi üstadım??
ismini çok duyduğum için açtığım ancak yarım saatin sonunda işim Çıktığı için izleyemediğim, sonrada yarım kaldığım yerden merak edipte devam etmediğim film.
bildik amerikan kült filmlerinden.
Bu film de benim nazarımı celbeden 1. Adam türk, bunu da kevin spacey oynuyor. 2. Adam ise takayaşi japon bir bardak markası. Kurgu güzel de türk ve türklük hep filmlerde 35 sınıf insan.
Film esasında son 10 dakika da kendini belli ediyor.
Filmden çıkarılacak ders.
"rakibinizi hiç bir zaman küçümsemeyin"
Imdb de 15 yıl önce çekilmiş bir filme 5 puan verdim. Neden der iseniz.
Ben film biterken o ha demedim kevin spacey sağolsun.
1996 yapımı bir filmdir gerçi bu burada belirtmiş. herneyse filmi izlemesi baştan sona şoklarla doludur. yani siz başlarsınız filme izlerken ha şöyle haa böyle gibi cümleler kurarak filmi çözmeye çalışırsınız ama film sizin onu sonuna kadar çözmenize izin vermez. Sizi şoklara uğratacaktır. izlerken mısır ve cipsleri nasıl götürdüğünüzün farkında olmayacaksınız. Hatta bittiğini bile farkedemeyip parmaklarınzı yiyebilirsiniz. Yani tamamen büyük bir başyapıt. hele bir repliği vardır; derki şeytanı arkadan vurma ya ıskalarsan? sanırım böyleydi tam hatırlamıyorum yıllar yıllar önce izledim... Kesinlikle bir akşam saat 11-12 gibi mısırınızı patlatıp izlemeniz gerekir. Zaten 106 dakikalıktır...