bize özgü davranışların, olaylara bakışımızın ve bize ait çözüm tekniklerinin mizahi bir $ekilde anlattığı kitap. ancak çoğu yerde abartmış ve küçük düşürmüş. çok doğru söylediği yerler de var ancak sırf hatalarımız var diye de bu kadar dokundurma yapılmamalı. kitap için türklere hakaret ettiği gerekçesiyle dava da açılmış. tam hakaret olmasa da kabul edilemeyecek birçok nokta mevcut. karikatürlerdeki türk tipi de - ne alaka anlamadım - yabancılardaki türk imajına uygun çizilmiş. ayrıca anlattıkları her gün tv'lerde izlediğimiz, sağdan soldan dinlediğimiz veya yaşadığımız şeyler olduğu için bir de kitabını yazmak şart mıydı da diyebilirsiniz ama sadece okuyup, gülüp, bazı yerlerde de düşünüp geçmeli.
kitaptan hoşuma giden bazı satırlar ;
türkler her işlerini at üstünde görmüşler, sütünü kımız yapıp içmişler, hatta aç kaldıklarında onları kesip yemişlerdir. günümüzde hala süren at - eşek etinden sucuk - pastırma yeme alışkanlığı da o günlerden kalmış olabilir. sayfa 15.
keşke tü kitap böyle olsaydı ama değil.
--spoiler--
Yaratılış söylencesine göre Tanrı 7. günün sonda insanları yaratırken Türkler'i unutmuştu. Ancak dalgınlığını anlayınca, mesai bitiminden sonra fazla çalışma yaparak onları da yaratmaya girişti.
Sonradan 'Türk' adı verilecek bu gruba yaptığı haksızlığı gidermek için fazladan bazı özellikler de eklemek istemiş; işleri düzeltmekten çok bozmaya yarayan değişik bir zeka türü, kara kaş - akara göz ve bıyıklarına tanrısal bir gürlük ihsan eylemiştir.
Büyük olasılıkla Yüce Mevla işini bitirdikten sonra ortaya çıkardığı eserde bazı eksiklikler de olduğunu fark etti, ama artık zamanı kalmadığı için 'Bunlar da böyle idare etsinler...' diye düşünerek çalışmasına son verdi. 'idare et abi...' felsefemiz ordan gelir.
--spoiler--