biz türklerin, yabancıların sevdiğinden daha çok sevdiğimiz film. ayrıca çoğu insanın filmi izledikten sonra "acaba" sorusunu kendine sorduğu filmdir. bu filmi izledikten sonra uzun süre mastürbasyon yapmayan arkadaş biliyorum.*
imdb'de an itibariyle 235. sıradadır.
divxplanet en iyi 50 listesinde 2. sıradadır.
truman olmuşum ve etrafımdaki insanların her hareketi bana endeksliymiş, sürekli izleniyormuş hissiyle yaşamaya çalışıyormuşum, filmi izlediğimde çok sevmiştim ama truman olmayı hissettiğimde çok daha fena oldum...
fikir itibariyle mükemmel bi film, ki jim carrey zaten mükemmel...
jim carrey'in ender komedi olmayan filmlerinden biri olup konusu itibariyle bir insan hayatının ne kadar değersiz olduğunu önemli olanın topluluk olduğunu eleştiren mükemmel bir filmdir.
son sahnesi süper olan bir jim carrey filmi. son sahnede, denizin içindeki sahte duvar çok inandırıcı duruyordu. harika bir stüdyo becerisi.
filmin senaryosu ve görüntüsünün iyi işlenmesi akıllara durgunluk getiriyor. çünkü filmin tarihi 1998. bu yıllarda böyle bir senaryoyu başarılı bir şekilde filme dökebiliyorsanız siz gerçekten büyüksünüzdür. amerikan sinemasının başarısı yani.
filmi merak edip aldım. aldığım gibi ilk önce kendim izledim akşam. sabah kalkıp aklımda kalan güzel sahneleri tekrar izledim, bıkmadım. köyden gelmiş olan amcamoğlu ile birlikte tekrar izledik gece yarısından sonra aynı yatakta. * filmin sonunda amcamoğlu karanlık odada bana dönüp "yoksa sende mi?" dedi. yemin edip uyuduktan sonra sabah aynen şöyle dedim kendisine; "sana yapacağım en son şey yalan söylemek olur. böyle bişey varsa ben içinde değilim feyat. çünkü böyle bişey yok." dedim. bu söz filmde trumanın en yakın arkadaşının bir sahnede kendisine söylediği sözlerin kopyasıydı. amcamoğlu heyecanla korkak halde köyüne geri döndü. üzülmüştüm umarım eski haline geri döner. hala dünyasına karşı endişeli devranıyor fil sayesinde.
bu olaylardan sonra arkadaşlarla bir evde toplanmıştık. birde orda topluca izledik. yine bıkmamıştım. hala izlemeye devam ediyorum. harikasın truman.
ha bu arada olurda bidaha görüşemeyiz ya, iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler. *
bugüne kadar senaryosu en iyi olan filmlerden olduğu kesin. ayırdığınız zamana değer özellikle filmin sonunda adamın teknesiyle duvara çarpması filmin en güzel sahnesiydi
ben de bir zamanlar kendimi bu truman gibi zannederdim. çocukken yani. herşey, herkes bana göre, benim için var sanırdım. halbuki kimsenin beni iplediği yokmuş lan. hep derim zaten, çocuklar aptal olur diye.
aslında bir sendroma bile dönüşebilecek, tarifsiz ve nedensiz yere insanın içini acıtan; ama bir yandan da güldüren, yani aslında ağlanacak hale bile güldüren ve kanımca jim carrey'nin en iyi filmidir. izlenilesidir.
jim carrey nin tam stüdyodan çıkacağı sahnede yönetmemin* söyledikleri oldukça çarpıcıdır.
sizin için üşenmeden açtım filmi ve aynen yazdım.
--spoiler--
beni dinle truman dışarıda senin için yarattığım bu dünyadan daha fazla gerçek yok. aynı oyun ve aynı iki yüzlülük, ama benim dünyamda korkacak hiçbirşey yok.
--spoiler--
the truman show andrew niccol tarafından yazılan ve peter weir'ın yönettiği 1998 yapımı bir jim carrey filmidir.
"günaydın! ve olur ya belki sizi göremem; iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler!"
aklıma ve içime kazınan sözlerden biri.
güzel mesajlar içeren bir film. fight club'ta olduğu gibi kapitalizme dokundurur."good morning! and in case i don't see you; good afternoon, good evening and good night." sözüyle hatırlarda kalır.
jim carrey'nin filmleri arasında açık ara en iyisi, ölmeden önce mutlaka izlenmesi gereken filmlerden. izledikten sonra 3 gün paranoya gezmemek mümkün değil. jim carrey'nin karısını oynayan kadının yaptığı bıçak seti reklamı da unutulmaz.
devasa bir bilim kurgu, aynı zamanda korkunç derecede gerçek. gerçek olmayan tek yanı şu ki; samimiyetin sahte, gülümsemelerin kıskançlık örten kılıflarına rağmen truman onlar gibi olmamış ve "acı" da olsa gerçeğin peşine düşmüştür.
(bu arada araya giren bıçak ve kakao reklamları mükemmeldi)