Güzel bir filmin enteresan bitişinden sonra bir süre tv karşısında boş gözlerle bakmaya devam edersiniz ya işte bu kitap bitincede aynı şekle dönüyorsunuz. bu sefer boş gözlerle tv ye değil kitaba bakıyor oluyorsunuz tek fark bu.
sağ gösterip sol vurması ve her şeyi hem basit hem de komplike anlatabilmesiyle trevanian'ın ustalığını gözler önüne seren harika bir roman. karakterlerinin bir zamanlar, bir yerlerde yaşayan insanlar olduğu ortaya çıkarsa hiç şaşırmam. öylesine inandırıcı ki kişilik örgüleri... birine beni ağlattığı için hayran olabileceğime inanmazdım bu kitabı okumadan önce. imalarla, kelime oyunlarıyla esir edercesine, bir solukta okunuyor ama bitmiyor. içinizde bir yerlerde yankılanıp duruyor gölgesi...
kitabı dikkatle okuduğunuza, hikayeyi anlatmaya başlamadan önce, katya'yı hiç öpmediğini söyler kahraman, ama ilerleyen bölümlerde görürüz ki iki defa öpüşmüşlerdir. * ayrıca yine dikkatle okuyan ve tahmin yeteneği gelişmiş kişiler, kitabın sonunu az çok tahmin etmişlerdir, çevresinden duyduğu o abartılı tepkileri verememiş, yine de kendilerinde bir eksiklik hissetmemişlerdir. ara ara geçen anlamlı dialoglar ve çoğunluğun şaşırdığı son dışında, normal sayılabilecek bir kitap.
çok etkileyici ve şaşırtıcı bir son... şok bi son... klasik aşk romanı gibi başlayıp, sonra diyaloglarla farklılığını hissettirmişti... heyecandan son sayfaları aralıklarla okudum... genelde heyecandan bir solukta okunup bitirilir ya bende tam tersi oldu, bir sayfa okudum, hemen bitmesin diye gittim bir şeftali yedim döndüm 2 sayfa daha okudum, inanamadım bir süre düşündüm, devam ettim okumaya... bazı yerlerde cidden içim ürperdi... işte böyle birşey....
yine diğerleri gibi çok sürükleyici bir trevanian kitabıdır.insan psikolojisinde derin analizler yapılır.sonlarına yaklaştıkça yiyecek tırnak kalmaz..gözler şişer ve kızarır..
aslında kitabın her sayfası birer puzzle parçası.sonunda hepsi öyle bir birleşiyor ki kendinizi küfür ederken buluyorsunuz bir anda.
paul un montjean'a söylediği şu sözler çok ilgimi çekmişti;
"zevklerim var ama istahlarim yok,
gülüyorum ama pek seyrek gülümsüyorum,
beklentilerim var ama umutlarım yok,
esprilerim var ama mizahim yok,
cok atagim ama hic cesaretim yok,
acik sozluyum ama ictenligim yok.
cekiciligi guzellige tercih ederim,
rahatligi da yararliliga tercih ederim.
güzel kurulmus bir cumle bence anlamli bir cumleden daha iyidir.
herseyde yapayligi tercih ederim."
trevanian' ın, bask bölgesinin doğa örtüsünü gözler önüne serdiği, şirin bir bask kasabasında doktorluk yapan bir adamın, kasabanın dışında bahçeli ve hoş bir eve taşınmış olan katya ve ailesiyle kurduğu ilişkiyi anlatan yapıtı.
final, kırsalın tüm gizlerini içinde ustalıkla saklamasına derin bir vurgu yapmaktadır.
tam anlamıyla sarsıcı ,son kelimeyi okuyup hazmettiğinizde ,ihtimal ki etrafınıza birkaç dakika şapşalca bakmanıza sebep olacak muhteşem Trevanian romanı.
trevanian'ın en güzel romanı. katya paul'e sıradanlığını anlatırken "You are not a beautiful and unique snowflake. You are the same decaying organic matter as everyone else, and we are all part of the same compost pile." diyen tyler durden repliğinin tam da bu kitaptan geldiğine inanıyorum şimdi.
insan böyle kitaplar okuduğunda, insana olan hayranlığı artıyor bir süre.