feminist yazar kate chopin in erkek egemenliğini konu alan bir hikayesi.
kahramanımız kalbinden hasta olan mrs. mallard dır. mrs. mallard ın eşi mr. brently mallard bir tren kazasında ölmüştür. bunu mrs. mallard açıklama görevi de mr. mallard ın arkadaşı richards ve mrs. mallard ın kızkardeşi josephine e düşmüştür. richards ın orada bulunma amacı mr. mallard ın boş bıraktığı erkek egemenliği görevini üstlenmektir.
hikaye evin içinde, özellikle de oturm odası ve mrs. mallard ın yatak odasında geçmektedir. bu da kadın hakimiyet alanıdır.
her kadın gibi mrs. mallard da kocasının ölümüne üzülmüş, hatta ağlamıştır. ancak kendini odasına kilitledikten sonra bir şeyi fark etmeye başlamıştır. artık özgürdür. artık çevresi ona daha farklı gelmektedir.
hikaye baştan sona ironilerle doludur. kocasının ölümüne üzülmesi gerekirken sevinmesi, richards ve josephine in kötü haberi alınca mrs. mallard ın hastalanacağını düşünmesi...
ancak hikayenin sonuna doğru mrs. mallard ın gerçek adının louise olduğunu öğreniyoruz. bu da yavaş yavaş onun kendi kimliğini geri kazandığının göstergesidir. ancak hikayenin sonunda mr. mallard ın geri dönmesi hikayedeki en büyük ironidir. kocasını sağsalim karşısında gören mrs. mallard olduğu uerde ölür. doktorların onun mutluluktan öldüğü düşüncesi de başka bir ironidir. mrs. mallard ın asıl ölüm nedenini sadece okuyucular bilmektedir.