'' insanların duygusal olarak iletişim kuramamaları hakkındaki şarkının, birçok kişi tarafından o dönemde yazılmaya başlanıp 3 ay sonrasında çıkarıldığı için J.F. Kennedy suikastına itinaden yazıldığı düşünüldü.
Paul Simon başlangıçta bu şarkıyı akustik bir ballad olarak yazdı, ancak Simon & Garfunkel’in ilk single versiyonu öldü ve albüm ticari bir başarısızlık olarak değerlendirildi.
Daha sonra ‘65 yılında, Simon ingiltere'de iken, Bob Dylan’ın “Like A Rolling Stone”unun yapımcısı Tom Wilson, Dylan’ın stüdyo grubunun üyelerine elektro gitar ve davul eklemesini istedi. Şarkıyı Columbia yayınladı ve daha Simon & Garfunkel bile şarkıyı dinleyemememişken şarkı hit oldu. Bu ikinci sürüm ABD'de zirveye ulaştı, diğer 7 ülkede de en popüler şarkılar arasında girdi ve tüm zamanların en başarılı remixlerinden biri haline geldi.
Şarkının üçüncü bir versiyonu, 1982 yılında, uluslararası başarılı albüm olan The Concert in Central Park'ta yayınlandı.
… Diğer insanlara dokunamayan, başka insanları sevemeyen insanlarımız var. Bu iletişim kurulamamasıyla ilgili bir şarkı.
-Paul Simon''
dipnot: işbu entry, the sound of silence şarkısına genius.com'da yazılmış yorumlardan biri tercüme edilerek yazılmıştır.
bu şarkı çok değişik ya. gerçekten " hello darkness my old friend " diye girdiğinde birkaç saniyeliğine zaman duruyor ve ritmik şekilde şarkı devam ediyor verse sonlarında " ... the sound of silence " derken gene yavaşlatıyorlar zamanı.
çok güzel parça. seslerin bu kadar uyumlu olduğu, bu denli güzel kullanıldığı çok az parça vardır. dinleyin dinletin bu güzel insanları.
"Fools," said I, "You do not know
- 'Aptallar' dedim 'Bilmiyorsunuz'
Silence like a cancer grows
- Suskunluk kanser gibi büyüyor
Hear my words that I might teach you
- Dinleyin sözlerimi, belki size öğretebilirler
Take my arms that I might reach you"
- Uzanın kollarıma, belki size ulaşabilirler
But my words like silent raindrops fell
- Fakat sözlerim sessiz yağmur damlaları gibi düştüler
And echoed in the wells of silence
- Ve sükutun dalgalarında yansıdılar
hem müziğinin, hem yorumunun, hem de anlamının mükemmelleştiği noktada duran bir şarkıdır.
her açıdan yardırmış da olsa, maalesef adam gibi bir çevirisi yoktur, hatta çoğu çevirmen sözlerin resmen ağzına sıçmıştır.
o nedenle üşenmedim, oturup çevirdim, orjinaline en yakın hali budur efendim:
eski dostum karanlık, merhaba.
tekrar konuşmak için geldim seninle.
çünkü bir düş yavaşça süzülüp,
tohumlarını bıraktı zihnime.
ki hala oradalar, sessizliğin sesinde.
huzursuz rüyalarda, dar arnavut kaldırımlarında yürüdüm.
yakamı doğrultup soğuğa ve neme,
baktım neon ışıklara, gözüme batana dek.
ve dokundum geceyi yaran sessizliğin sesine.
o çıplak ışıkta binlerce, belki de daha fazla insan gördüm.
konuşmadan anlatan, dinlemeden duyan o insanlar,
seslendirilmemiş şarkılar yazarlar ki,
rahatsız etmezler asla sessizliğin sesini.
"aptallar!" dedim, "bilmiyorsunuz kanser gibi yayılan sessizliği.
sözlerimi dinleyen ki öğreteyim, tutun kollarımdan ki geleyim!"
ancak sözlerim bir yağmur damlası misali yankılandı,
kuyularında sessizliğin.
ve insanlar kollarını açıp dualar ettiler,
kendi yarattıkları neon tanrılarına.
bir iz belirdi ve dedi ki:
"onların peygamberlerinin sözleri,
izbe binalarda, metro duvarlarında yazılı."
ve fısıldamıştır sessizliğin sesine..
simon and garfunkel'in en güzel şarkısıdır kanımca. l. cohen'den de şiir olarak dinlemek güzeldir ama tabi en güzeli asıl sahiplerinden dinlemek. nevermore cover'ına diyecek bişey yok, bir şarkının içine etmenin en üst noktası bence, o yüzden uzak durunuz.
The graduate filminin unutulmaz soundtrackinde yer alan; hüzünlü bir simon and garfunkel şarkısı. Filmde beş dakikada bir çaldığı için fena halde akılda kalan, durduk yere mırıldandığım şarkı aynı zamanda.
Filmdeki diğer şarkıları için; (bkz: Parsley sage rosemary and tyme)
bu arada acid ritüeli ile bağdaştırabilmek için o sözleri ya bilmiyor olmak lazım yada kafanın çok güzel olması lazım. her halta acid vesaire yakıştıran marmara bira bağımlısı kolpa junkylerden de bıktım anasını satayım.
ne kadar dinlerseniz dinleyin asla sıkmayan şarkı. gecenin bu saatinde en güzellerinden.
--spoiler--
hello darkness, my old friend,
i've come to talk with you again
--spoiler--