Müzikalleri sevmeme rağmen tadına doyamadığım bir film; öyle ki filmin neredeyse %80`i müzikal. Oyunculuklar çok iyi, bazı sahnelerde ki kareler sanki bir fotoğrafçının elinden çıkmış gibi duruyordu ve çekim teknikleri günümüzü aratmıyordu. Hikayenin gerçek olaylardan alınmış olması filmi benim için daha bir çekici kıldı anlatılmak isteneniyse fazlasıyla verdi. Günümüz filmlerinde ve dizilerinde bile filmin adı sık sık geçiyordu ve izledim övdükleri kadar varmış dedim.
Bu arada filmin konusu yeşilçamda bir çok filme esin kaynağı olmuş ve yine her zamanki araklama mantığımızla bunun da bir kopyasını çekmeyi başarmışız. Pes artık demekten başka bir şey gelmiyor...
"the happiest sound of the world" tabiriyle kendine efsaneler arasında yer ayırtmış, müzikal dalında şimdiye kadar yapılan en iyi film olduğunu görebiliriz. "robert wise" prodüksiyonluğunda "julie andrews" ve "christopher plummer"in sahne aldığı gösterinin 1965'te beyaz perdeye aktarılmasıyla önemli başarı elde edilmiştir.
Filmi izledikten sonra ilk aklıma gelen sözlükteki başlığına girip ne denli eğlenceli, sıcak, samimi bir film olduğuyla ilgili uzuun uzuun yazmak, sayfalarca entry girilmiş başlıktaki entryleri tek tek okumak, arasından izlemiş olan yazar kankalarımla filmi tartışmak oldu.
Fakat girmemle yıkılmam bir oldu. 4 entry nedir ya?