Filmin başında Bruce Willis'in vurulmadan hemen önce hastasının banyoda göründüğü sahne cidden korkutucudur. Yani belkide bana öyle geldi ama düşünsenize gece eve dönüyosunuz ve banyoda sıska, zayıf, garip görünümlü çıplak bi adam elinde tabancayla size bakıyo. cidden tırstım bak şimdi...
ilkögretim 6'ya giderken ögretmenim ve 5 ila 16 arası arkadaşlarımla gittigim filmdir.sinema salonunda izledigim ilk filmdir.korkutucu sahnelerinin 3 gün rüyama girip uykularımı kacıran filmdir..
--spoiler--
vizyonda olduğu günlerde, mehmet ali erbil'in sunduğu güzellik yarışmasında ''aslında bruce willis ölüymüş'' demesiyle hatırlanan film.
--spoiler--
aramış taramış bütün piyasayı alt üst etmiş kendime yeni bir manita bulmuşum, hep ben şebeklik yapıp hatunu mutlu etmeye çalışıyorum, o kadar emek vermişiz elden kaçmasın diye bir taraflarımı yırtıyorum. bir gün çıka geldi aşkitoo deli bir film var elimde gel akşam izleyelim, genciz heyecanlıyız bu teklife hayır mı denir demedik tabi, neyse uzatmayalım eve çıktık aleti çalıştırıp ışıkları kapatıp izlemeye başladık başta bir ekşin sahnesi sonra duraklayan bir film, onbeşinci dakkalar bu adam ölü ya lan deyiverdim, itirazlar olmazlar olurmular derken herşey ortaya çıktı sonunda, kız yani eski manita hayatını böyle giderse bok edeceğimi hiç bir halttan tat alamayacağını felan dem vurdu, neyse gene kısa keselim bu acı hatıranın izlerini silemedim izlediğimiz her film boyunca dud yemiş bülbül gibi otursamda bilinç altına yerleşen bu travma hep aşkımızdan sömürdü, film gibi boktan bitti bizim hikayemiz de.
--spoiler--
gece tuvalete kalkma sahnesi, daha tıfılken benim de yaptığım bir paranoyaydı. eğer filmi o zaman seyretseydim tırsardım, hatta sıçardım ama şimdi pek bir etkisi olmadı.
--spoiler--
öncelikle film korku filmi değil, gerilim filmidir ve oldukça da gerer.
ben ki korku ve gerilim türündeki filmlerden pek hazzetmem, çağdaş yöentmenlerden amenabar ve shyamalan'ın tarzlarını çok beğenirim.
bu film de kuşkusuz shyamalan'ın zirvesidir (ama bu filmden sonra giderek düşüş göstermiştir.)
film o kadar başarılıdır ki bir hıyar arkadaşım "bruce willis aslında ölü lan hahaha" mallığını yapmasına rağmen akış içerisinde bunu unutup gitmiştim.
haa peki herkes beğenmek zorunda mı?
değil.
ancak gerilim sinemasında yeni bir özgün bir tarz oluşturduğu kesindir.
gs'nin fb'ye 6-o yenildiği dönemde gsnin ve gscilerin dalgaya alınması nedeniyle mondragon'un resmi altta aziz yıldırım'ın resminin üstte en aşağıda da 6 sayısı gayet büyük yazan afişin esas filmi.
filmin sonunda, olayın anlaşıldığı sahnede, mezar kadar sessiz sinema ortamında; "hasssi.tir" diye bağırmama neden olan ve "vay afacanlar vay" diye * bıyık altından güldüren film
oynadığı sinemaya gitmeyi, para verip dvdsini veya vcdsini almayı bırakın kotasız adsl vasıtasıyla indirilmesi dahi lüzumsuz, seyretmesi fuzuli, yüzde doksanbeşi geyikten ibaret, son derece yavan bir film.
diyaloglar genelde anlamsız ve gereğinden fazla uzun, devamlı öne sarma ihtiyacı duyuyorsunuz, biliyorsunuz çünkü ne denileceğini, allah bilir sinemada seyredenler nasıl sıkılmıştır, film çok yavaş ilerliyor ve daha yarısına gelmeden sonunda ne halt olduğunu anlıyorsunuz (evet söyliyim bruce wilis sözümona nalları dikmiş oluyor) söyledim ama ilk defa seyreden birisi de bunu anlıyor hemencecik. çekimler kötü, kamera açıları yanlış, bazı sahneler basbayağı el kamerasıyla çekilmiş gibi görüntü sallanıyor. gerilim olduğu hissi verilen sahneler insanı uyutuyor ve sonunda ortaya çıkan sonuçlar oldukça uyduruk, güya ölü görünümlü insanlar berbat bir şekilde makyajlanmış, sanki suratlarına salça kavanozu devrilmiş gibi*.
korku filmiymiş pöh. korku filmi illa korkutmalı demiyorum. ama en azından insanı sarsmalı bir şekilde. yine illa kan gövdeyi götürsün demiyorum. etrafın cesetlerle dolu olması da gerekmiyor bir filmin sağlam bir korku filmi olması için.
bu filmin tersine kaliteli bir korku filmi istiyorsanız: (bkz: the others)
işin garibi bu film hasılat rekorları! kırarak ekibini fena halde zengin etmiştir. vizyon filmi kavramı da sanırım burada anlam kazanıyor. sanırım genel izleyici kitlesini memnun eden tarz bu olsa gerek, gerçi beni memnun etmiyor orası ayrı. bu tür hasılat rekoları kırıp beş para etmez filmler ( en başta gelen örneği (bkz: titanic) ) için apayrı bir kategori oluşturmak gerekir diye düşünüyorum.
ilk izlediğim sinema salonundan mıdır nedir, formata uygun olmadığından mıdır nedir, sınıf sahnesinde yukarıda hayvan gibi bir mikrofon gördüğüm film. başkalarıda görmüş meğerse.
korku filmi adı altında aslında duygusal olan bir film. insanlar öldükten sonra yarım kalan hesapları vardır hep. tamamlamaları gereken işler, söylemeleri gereken sözler...çünkü hayatayken ne kadar sevdiğimizi söylemek yerine kırarız insanları, farkında değilizdir ama kırarız. konuşmak en güzelidir belki ama kaçarız. ve aslında hiç bir şey göründüğü gibi değildir.
nedense hüzne boğan film. hele cole annesine anneannesiyle neler konuştuğunu söylerken ağlatan film.
kimilerine göre, ^belki de^ en etkileyici sahnelerinden birinde küçük çocuk hiçkimsenin anlamayacağını düşündüğü sırrını neden o na açıklarken şöyle der..
^ölü olan insanlar görüyorum..^
^ölü olan ve ölü olduklarının farkında olmayan insanlar görüyorum..^
bazen görürsünüz..
herkesten giz^lenerek, kimseye çaktırılmadan yapıldığı düşünülen şeyleri..
--spoiler--
izleyenlere bruce wills ölü (bkz: #836900) diyerek her şeyi mahvedebileceğiniz ve aklınızın alamayacağı kadar küfür yiyebileceğiniz film.
--spoiler--
kısaltılabilme potansiyeli olan filmdir ama güzeldir izlenmelidir
cole : ölü insanlar görüyorum
malcom :onlarla konuşmayı dene
cole : tamam
bu kadar...