the signal (sinyal, 2014)ın önemli bir bölümü seyir halindeyken geçer. karakterlerin hemen hepsinin bir yerden başka bir yere gitmek gibi bir mecburiyet duygusu taşıdığını hissederiz. bu belki bir kurtuluş, belki de intikam yolculuğu olabilir yerine göre. fakat hareket halinde olmak, eylemsizliğin bir kurtarıcısı değildir. nicin sevgilisi haley ile aralarında oluşan duygusal çatlağın temelinde de bir gidiş söz konusudur. nicin kötürümlüğü (sabitlik) ve haleyin yeni bir yere gidecek olması (hareketlilik) bahsedilen ikilemin maddeleşmiş halidir. genel olarak değişim karşısında eylemsizliğin verdiği bir mücadele vardır. tıpkı nicin güzel anılarına karşı savaşan hareketsiz bacakları gibi. koltuk değnekleriyle yaşayan nicin değişim arzusu, işlev görmeyen bacaklarının dayattığı gerçekler yüzünden kırılma eşiğine gelir.
Konu olarak güzel bir konu seçilmiş olsa da film çok yavan geçiyor. Ağır, Yeterince Akıcı bir şekilde gitmeyen film zaman zaman sıkıyor. izleyecek olanlar beklentisi olmadan izlesinler desem de izlememeleri öncelikli tavsiyemdir.
daha demin bitirdiğim muhteşem film.
başlarda biraz sıkabilir ağır film.Ama gizemler çözüldükçe film sizi kendine bağlıyor.Siz kötü yorumlara aldanmayın güzel film.