the shining

entry229 galeri92 video3
    50.
  1. Stanley Kubrick'in müzik kullanmadanda insanı rahatlıkla gerebileceğini gösterdiği efsane filmdir. (bkz: Bisiklet sürme sahnesi)
    0 ...
  2. 51.
  3. kubrick ustanın mahareti, jack nicholson'ın müthiş oyunculuğuyla birleşen harikulade bir gerilim.. bir çok kült sahnesi ve repliği hala akıllardadır lakin benim için en iyi sahne jack ve mendy'nin merdivenlerden yukarı çıkarlarken aralarında geçen konuşma sahnesi.. zaten o sahnenin devamında film müthiş bir haz vermeye başlar..

    neticede mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıt.. sağolsun kübrick usta..
    0 ...
  4. 52.
  5. 53.
  6. izlediğim tartışmasız en kötü korku, gerilim, drama, aksiyon, bilim kurgu, belgesel vs tarzında filmdi, beğenenler kadar sanatsal yönüm olmadığı için kendimi şanslı hissediyorum. gerildim diyen arkadaşlarada, bende her sabah yataktan kalkarken geriliyorum. Sırf kubrick yaptı diye bu kadar boktan bir filmi nasıl kült gösterirsiniz.
    7 ...
  7. 54.
  8. özellikle jack nicholson'ın merdivende kadının üzerine yürürken kestiği oyunculuk ayakta alkışlanasıdır.
    5 ...
  9. 55.
  10. 56.
  11. bana göre izlediğim en güzel korku filmlerinden birisiydi. filmde ruhsal bozukluk yaşayan bir karakterin yanı sıra, gerilim filmlerinde gayet sıradan olan ölümden sonra ruhların dirilişi konusu da ele alınmış. ancak yönetmen stanley kubrick bu sıradan olan konuyu o kadar net, doğal işlemiş ki kesinlikle o yavanlığı film boyunca hissetmiyorsunuz. bunun yanı sıra çekimler ve oyunculuklar süper. her şeyi geçtim de danny torrence'ı canlandıran danny lloyd'un o küçük yaşına rağmen gösterdiği oyunculuk alkışlanmaya değer. o labirent, karlı hava hepsi biraz daha gizem yaratmış, hoş olmuş. izlenilmesi tavsiye edilir.
    1 ...
  12. 57.
  13. herkes bu fikre hak vermeyebilir, ancak kimi sinema tarihçilerinin de düşüncesi şudur ki, the shining (cinnet), tüm zamanların kült statüsüne yerleşmiş ve klasikleşmiş korku filmidir. marjinal karakteriyle tanınan dahi stanley kubrick'in yönettiği, jack nicholson'un (ne ironik bir durumdur ki aynı adı taşıyan) jack torrance rolünü yorumladığı bu film, stephen king'in türkçemize medyum adıyla çevrilen eserinin beyaz perdeye yapılan bir uyarlamasıdır. nitekim stephen king, bu filmi seyrettikten sonra kesinlikle övgüyle bahsetmeyecek ve diyecektir ki: "bu benim eserim değil, alakası yok! stanley, kendi fantezilerini yansıtmış!" ama bu filmi seyreden kimse, bu yargılamayı dikkate alamayacak kadar etki altında kaldığı için, film önemini kaybetmek bir kenara dursun, vazgeçilmez bir konuma sahip olmuştur.

    gerek filmde soundtrack olarak kullanılan bela bartok, györgy ligeti, kryztof penderecki gibi 20. yüzyıl bestecilerinin müzikleri, gerek asansörden boşalan dehşet verici kan gölü, gerek her ne kadar hayalet olsalarda gerçekmiş izleniminin verilmesinin bilinçli tercihi ile yansıtılan otel misafilerinin bulunduğu sahne ve arkasından jack torrance'ın garsonla tuvaletteki kin dolu diyalogu, gerek zenci aşcının merak içerisinde koridorda dolaşırken seyredenin kalp atışını durduran gerilim ve daha bir çok kayda değer sahnesi ile tanınmadan geçilmemesi gereken bir film olduğu net bir gerçektir.

    filmin kapağındaki ünlü psikobatik fotoğraf ise şu sahneden bir kareyi yansıtmaktadır:

    -here's jooohnnnny!!!
    5 ...
  14. 58.
  15. "Baba LiTAK ne demek?"
    "Hiç duymadım Danny."
    2 ...
  16. 59.
  17. Filmde çocuğun otelin boş ve geniş koridorlarında bisikletle dolaştığı sahne etkileyicidir. içten içe de ürkütür insanı. Yalnız filmin sonunu açık bırakmıştır stanley Kubrick.
    0 ...
  18. 60.
  19. --spoiler--
    torrence ailesi, evlerinden uzakta bir otelde çalışmaya başlar. görevleri boş olan otele bakmak ve gerektiğinde işletmektir. aile, yeni bir iş ve hayata başlamanın heyecanı içindedir. jack, wendy ve küçük çocukları danny için burası yeni bir yuva olacaktır.

    ancak, yılın pek çok ayında boş olan otel aslında sanıldığı kadar boş değildir. çünkü burası ailenin bildik korkularının yeniden canlanmasına neden olan karanlık ve kötülüklerin kaynağı, medyumların savaş alanıdır.

    hayal ve gerçeğin iç içe geçtiği bu ortamda artık önemli olan karanlığın esiri olmamaktır.
    --spoiler--
    0 ...
  20. 61.
  21. afişi ile hep akıllarda kalmış bir filmdir. filmde redrum yazma sahnesi ve otelin ahçısı ile çocugun otel hakkında konuşma sahnesi de göze çarpan detaylar arasında. filmi çok önceden izlemiştim ve film bitince arkadaşa dedigim ilk cümle

    --moruk o karı bende olsa kusura bakma bende cinnet geçirirdim. o nasıl bir tip lan. bir kış boyu aynı oda geçmez onunla adam haklı.

    ..keh keh kıh kıh.
    1 ...
  22. 62.
  23. bir stanley kubrick şaheserive jack nicholson hayranlığımı başlatan filmdir. yalnız filmi çok severek izlemiş olan insanların dahi anlamadığı kısımlar var filmde.

    --spoiler--
    jack nicholson filmde son derece başarısız, sorumlulukları kendisine ağır gelen bir yazarı oynamaktadır. o çirkin karısı da ona hayatı zindan etmektedir. psikoloji yerinde değildir. daha önceden o otelde çalışmıştır. bunu filmin son karesinde duvardaki resme zoom yapılınca görüyoruz. bilmemkaç yılında balo fotoğrafında orada bulunuyormuş. zaten filmin en başında otel görevlileriyle görüşmeye gittiği zaman, görevliler ona ''daha önce burda çalışan birisi karısı ve çocuğunu baltayla doğradı'' diyor. jack nicholson bu olay yaşandığında otelde çalışıyordu. olaydan da haberi vardı. fakat filmin başında bunu ilk duyduğunda yeni öğrenmiş gibi yapıyor görevlilere. halbuki mimiklerine dikkat ederseniz bir şeyler biliyor gibi. işte bu olaydan yıllar sonra jack nicholson tekrar otelde çalışmaya gidiyor. çünkü karısı ve çocuğunu öldürmesi için zihninde bir ortam hazırlaması lazım. cinnet geçirmesi lazım.

    filmde jack nicholson'ın oyunculuk anlamında en beğendiğim sahneleri: barda hayali barmenle konuşması, beyzbol sopasını sallaya sallaya geri giden karısını merdivenlerde yukarı kadar sürükleyerek cinnet geçirmesi, bir de karısı bunu sopayla bayılttıktan sonra ambarda uyanması. buralardaki oyunculuk akıllara zarar. filmin çekildiği yılda en iyi erkek oyuncu ödülü buna verilmedi. verilen adamın nasıl oynadığını çok merak ediyorum.

    kubrick'i de unutmamak lazım. steadycam'in ilk defa bu kadar uzun kullanıldığı film. veledin otel içinde bisiklete bindiği sahneler bile insanı geriyorsa, bu kubrick dehasıdır.

    bir de genelde çoğu kişinin bildiği bir kaç trivia bilgisi vereyim. filmde sonlara doğru baltayla kırılacak kapı için önce ince bir kapı getirmişler kolay kırılsın diye. jack bi vurmuş darmadağın olmuş kapı. sonra standart bir kapı getirmişler. o sahnede de 40 adet kapı harcanmış. kubrick manyağı beğenmiyormuş kapının kırılma şeklini. beyzbol sopası sahnesi 127 kez * baştan çekilmiş ve bu bir dünya rekoru. filmdeki velet, film gösterime girene kadar korku filmi olduğunu bilmiyormuş. kubrick çocuğun psikolojisinin bozulmamasına çok önem veriyormuş. yapılan sözleşme gereği de çocuk hayatı boyunca başka filmde oynamamış. stephen king, bu romanının film uyarlamasını hiç beğenmemiş. kendisi bir televizyon için, kendi versiyonunu çekmiş. tabii sıçmiş kimse beğenmemiş. aklıma gelenler bunlar. gelmiş geçmiş en iyi gerilim filmlerinden birisidir bence.
    --spoiler--

    here's johnny!
    6 ...
  24. 63.
  25. süper film, manyak film, asmis film, ama sonunu bir türlü anlayamadigim film. duvarda asili bir resim gösterir bize kubrick amca ve film'i bitirir. tuhaflik resmin tarihindedir: 4 temmuz 1921.
    ilk baslarda "ulan salak, en sevdigim korku filmi diyorsun, sonunu anlamiyorsun!" tepkilerinden dolayi, "aga bu nedir?" diye millete sormaktan cekinsem de, google'da arastirdim, baktim ki kimse anlamamis, herkes kendince bi teori üretmis gidiyo. o yüzden benim icin her daim mechul kalacak...

    ahan o resim:

    http://images.rottentomat...12/1164a4be7e63d25d_g.jpg
    0 ...
  26. 64.
  27. reankarnasyonu anlatmak için verilebilecek en güzel örnektir bu film. yazarımız jack balo salonunda görülen resimden de anlaşılacağı üzere, kışı geçirmek için ailesiyle gittiği otelde zaten daha önce yaşamış, çalışmıştır. bunu, jack'in otelin hemen her yerinde yabancılık çekmeden gönlünce gezip tozmasından anlayabilmekteyiz. ayrıca filmin cinnet kısımlarındaki bir banyo sahnesinde, karısını öldürmüş olan eski çalışanla jack'in banyoda geçen diyaloğu da filmin, jack'in reankarne durumu üzerine olduğunu açıklamaya yetmekte. kilit cümle eski çalışanın ağzından dökülen 'siz zaten hep burdaydınız'. ayrıntıları göstermekten zevk alan bir üsluba sahip olan yönetmenimiz; jack'in büyük salonda tek başına çalışırken çıkarttığı daktilo tuş seslerinin bile gerçek vuruşlarda olmasına dikkat etmiş. dikkatli dinlenirse jack 'all work and no play make jack a dully boy' yazarken tuş sesi karakter sayısıyla örtüşmekte. bir güzel bilgi ise şudur ki; otelin bahçesinde bulunan çimden labirent yönetmenin kızı tarafından inşa edilmiş.
    7 ...
  28. 65.
  29. resmen harika filmdir. söze gerek yoktur. heaa illa bişe söylensin denirse de açık ve net söylenecek tek şey "oturup izlenmelidir." dir.
    0 ...
  30. 66.
  31. 67.
  32. izleyenlerin gerim gerim gerilmesine karşın şahsım adına konuşacak olursam izlerken hafakanlar bastı beni. jack nicholson'un oyunculuğuna diyecek yok stanley kubrick'in yönetmenliğine laf söyletmem fakat benim üzerimde fazla bir etki bırakmadı ne yalan söyleyim neden bu kadar abartıldığınıda anlamış değilim.
    2 ...
  33. 68.
  34. filmin giriş müziği 'bela bartok - Percussion and Celesta' olan filmdir.

    http://www.youtube.com/watch?v=jfdubIhGqLY
    0 ...
  35. 69.
  36. kubrick dehasının bir başka ürünüdür. sinemanın en garip yönetmenlerinden biri olan kubrick birçok türde film çekmiş ve hemen her türün unutulmazları arasına bir film eklemeyi başarmıştır.
    the shining de gerilim filmlerinin unutulmazları arasındadır.
    the shining'in çekimleri de oldukça gerilimli geçmiştir.
    zira istediğini elde etmek konusunda her yola başvuran kubrick bu filmde oyuncuları resmen çekim mekanına -sanırım bir oteldi- hapsetmiştir. yani çekimler dışında da oyuncuların o atmosferi yaşamasını sağlamıştır.
    oldukça gergin geçen çekimlerde -ki kubrick bunu bilerek yapmıştır- bayan oyuncu shelley duvall'ın depresyona girdiği ve hatta sinir krizi geçirdiği de söylenir.
    kubrick kendisinden istediği etkiyi alabilmek için duvall'ı bilerek huzursuz etmiştir.
    izlenmesi gereken filmlerin başındadır.
    3 ...
  37. 70.
  38. Sai King gecenlerde toronto'da verdigi bir demecte Shining'in devami olacak bir baska kitap uzerinde calistigini belirtmistir. King'in belirttigine gore hikaye 30 yil sonrasinda gececek ve hikayenin odak noktasi buyuk olcude Danny olacak. Danny artik 40'li yaslardadir ve New york'ta yasamaktadir. Ne diyelim yeter ki sen yaz Sai king, biz hep okuruz *
    1 ...
  39. 71.
  40. steven weberın canlandırdığı jack torrance daha çok başarılıdır zira stephen king bu filmin setinde bulunmuştur ve aslında orjinal film 1997'de çekilmiştir diyebiliriz.
    1980 çekiminde king sette bulunmamıştır.
    0 ...
  41. 72.
  42. filmin en son sahnesi komik gelse de beğendiğim korku filmleri arasındadır.ayrıca uzun süren bir film.
    1 ...
  43. 73.
  44. The Shining, 1980 yapımı Stanley Kubrick'in Stephen King'in aynı adlı romanından uyarladığı filmdir.Filmin başrolünde yazar (bkz: Jack Torrance'ı)canlandıran (bkz: Jack Nicholson)vardır. Torrance'ın karısı rolünü ise (bkz: Shelley Duvall) canlandırmıştır. Uzun ve detaylı takip sahnelerinin çekimi için steadicam'in bu kadar uzun süre kullanıldığı ilk film The Shining'dir.19 milyon dolara malolan film Amerika'da toplam 44,017,374 $ hasılat yapmıştır.En fazla çekim tekrarı yapılan filmidir. Bir sahnesi 127 kere tekrar çekilmiştir.
    0 ...
  45. 74.
  46. Nicholson bu filmde muhteşemdir... Sonra başka versiyonu da çevrildi.. onda efekt falan güzel tabi, ama oyunculuk dersen..cıkk...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük