Hikayemiz 1960'lı yıllarda gizli mi gizli bilimsel çalışmaların yapıldığı, karanlık, loş, tüyler ürpertici bir merkezde geçiyor. filmin geneline sinmiş koyu renkler, makyaj ve görsel efektler ise şahsım adina fazlasıyla güzeldi. 60'lı yıllar ve fantastik öğeler adeta birbiriyle dans eder haldeydiler.
Filme nasıl başladığımı nasıl bitirdiğimi ise hiç anlamadım desem yeridir.Ama bazı sahnelerde insanın acımasızlığı ve şiddeti karşısında çok sinirlendim ve canım yandı. çünkü dünya bu hikayeden daha da kötü bir yer.
sonrasında hikayenin oldukça "farklı" bir hikayeye evrilmesinden de hiç rahatsız olmadım. Tersine bu durumu oldukça etkileyici buldum. Sevgi tüm evrende kullanılan tek ortak dil belki de...
guillermo del toro nun yine görüntüleri, oyunculukları ve müzikleri şahane fantastik-romantik son filmi. soğuk savaş yıllarında, bilimin ve bilimsel çalışmaların en acımasız, en denetimsiz olduğu dönemlerde geçen bu dönem filminde toro, seyircisini suyun enerjisiyle efsunluyor adeta.
hikaye ise en eski mit; ejderhasına aşık olan prensesin miti...
Oscar almasının tek sebebi politik kararlardır. En iyi filmlik bir şey yok ortada.
Müzikal, iyi ve sadık zenci arkadaş, dini göndermeler, meme ve göt, kötü ruslar ne ararsan var. Tam akademinin en sevdiği şeyler. Senaryo hariç her şey var. hayvanlı porno gibi film. Derinlik, alt metin falan arama hiç yok. bir inarritu yada cuaron değilsin yalak del toro.
Arkadaş derinliğine bakmayıp bir dolu filme böyle bok atıp imdb puanını düşüren tiplere de uyuz oluyorum. E görmedin mi fragmanını. izlemeseydin kardeşim. Çin işkencesi mi yaptılar sana.