yıllardır çok sevdiğim ama bugün ilk defa tarafıma ithaf edilmiş (ki teşekkürü borç bilirim) , hala her dinleyişimde "take me back to the start" kıvamına geldiğim şarkıdır.
son bir haftadır durmadan dinlediğim tek şarkı. yıllardır dinlemiyordum sanırım özlemişim.
hakkında çoğu kişinin söylediği gibi bir gece vakti gökyüzüne bakıp hayaller kurarken dinlenildiğinde etkisi daha yoğun ve derinden hissediliyor. ne güzel, benim gibi düşünenler olduğuna sevindim. kim bilir, belki de ben bu şarkıyı dinlerken şu an dünyada başka birileri de aynı şarkıyı dinleyip benim gibi gökyüzüne bakarak bazı hayaller kuruyordur. bu "aynı bütünün gelişigüzel dağılmış fakat farkındalıksız bir şekilde hayali bağlarla iletişebilen birer parçaları olma" düşüncesi de güzel bir his. bilimsel değil evet, ama bunu seviyorum.
ne diyordu sevgili chris: "science and progress could not speak as loud as my heart".
yani, bazı şeyler vardır ki bilim ve mantık ile açıklanamaz. açıklanmaya çalışılsa bile kalbin sesi kadar güzel ve güçlü anlatılamaz diyordu öyle değil mi.
https://www.youtube.com/watch?v=Nj7TKL9fiT4 linkinden gayet kaliteli şekilde dinlenebilen coldplay eseridir. Böyle deyince sanki türk sanat müziği şarkısı tanıtır gibi oluyor değil mi arkadaşlar. Es geçmeden olmaz ayrıca...
"Tell me your secrets
And ask me your questions
Oh let's go back to the start
Running in circles; coming up tails
Heads on a science apart"
unutursak kalbimiz kurusun der ve ağır ağır sisler bulvarına doğru gideyazarım vesselam.
coldplay şaheseri,entry yazmak için herhangi bir sebep yokken bu mükemmel şarkıya birşeyler yazmadan geçmek olmazdı.yılların eskitemeyeceği şarkılardan.
eskitiyorsa da yeniden başlanır,yeniden yapılır.dünya dönüp değişiyor gibi gözüksede,değişen sadece insanlardır.değişim içinde doğruyu aramak gelir içimizden.ararken de biz değişiriz.değişim rüzgarı içinde kayboluruz,bir bakmışız bütün yaptıklarımız,emeklerimiz boşunaymış.sonra tekrar baştan başlarız,bozulan bir oyun gibi.
coldplay büyüsü diyenler haklıdır. coldplayin insanı bulunduğu yerden alıp başka yerlere götürdüğü şarkısıdır. live performansları da ayrı bi güzeldir...
Wicker Park'ın bitişinde filmi en güzel şekilde özetleyen şarkı olarak çıkar izleyicinin karşısına. Sanki bu film için yapılmış ya da film bu şarkı üzerine kurulmuş. Sözler, müzik öyle uyumlu ki filmle. Özellikle " i'm going back to the start" kısmında Josh Hartnett'ın Diane Kruger'a sıkı sıkı sarılması Wicker Park'ı şarkıyla beraber en romantik film sahnelerinden biri haline getirir.