guy maddin'in yönettiği zihin debeleyici bir film...
büyük buhran zamanı düzenlenen dünyanın en hüzünlü müziği yarışması, ki adıyla da münasip, filmin konusudur...
micomania ve billy shears'ı zorla götürmüştüm 2003 ya da 2004 festivaline,olm süper film diye...film hakkında hiç bir şey bilmiyordum ve tek referans noktam:
"bu isimde bir film nasıl kötü olabilirdi ki" idi..
olmadı da zaten.iyiydi. farklı bi filmdi...enteresan enteresan insanlar, cüceler, ayyaşlar,şarkıcılar,şarkılar, orospular, onlar bunlar şunlar....
filmin en ilginç tarafı ise film 1930'ları anlatıyor vee çekim yılı da,
(filmdeki kareler, görüntü teknikleri, çekimler, yıpratılmışlık, yazılar..vs yüzünden)
sanki bundan 40- 50 sene önce'ymiş gibi geliyor...
...ta ki filmin 2003'te çekildiğini öğrenene kadar, fena bi dumur anıdır, halen ısrarla alay konusudur...
gelelim bu güzide başlığın bir diğer açılımına..
dünya'nın en hüzünlü müziği,,, nur topu gibi bir anketcan olmaya da aday.. **
cevap..dünyanın en hüzünlü müziği diye bir şey yoktur...**
işte bu sebepten tüm hüzünlü müzikler, en hüzünlü müzik olamadığına dair de içlerinde
ekstradan bir tutam hüzün barındırır...ne'den ben dünyanın en hüzünlü müziği değilim
diye, kimse ulan bi şarkı yapacam o dünyanın en hüzünlü müziği olacak
diye şarkı yapmaz çünkü,yapmamalı da, yapmaya çalışırsa da ayarını tutturamaz...
fazlaca uzatılmış pasajın ezcümlesi, dünyanın en hüzünlü müziği henüz bestelenmemiştir...
daha da uzatmak gerekirse ,ki gerekmez ,ama canım istedi;
ama fakat belki insanlık tarihi sona ererken, kıyamet koparken ;
herkes sağa sola kaçışırken , her bir insan tek tek yok olurken, işte tam o esnada,
penceresinden biraz sonra ex olacak dünyaya bakarken , kemanını ( ki hüzne keman yakışır) boğazına dayamış bir insan evladı besteleyebilir....
keman;
denizler dağlara karışır gibi aşklar biter gibi kan fışkırır gibi soluklar kesilir gibi
çığlıklar çığlık atar gibi gözler kör olur gibi kulaklar sağır olur gibi
intikamlar alevlenir gibi bir kadın ağlar gibi bir adam dağlanır gibi
bir ağaç kesilir gibi bir ana bebeğini gömer gibi dünyanın köküne kibrit
suyu döker gibi en vahşi tragedyada son soz sözler söylenir gibi en budala komedyada
en sahte kahkaha atılır gibi ölüler dirilir gibi her bir canlı ölür gibi
her şey biter gibi,,, çalar, çalar, çağlar, ağlar ve susar...
