Leo eğer bu oyunculuğu ile oscar alırsa geçmiş yıllardaki filmlerinde sergilediği oyunculuğunu karalamış olurlar bu filmdeki oyunculuk ise bu adamın eskiden yaptıkları neydi. Filmi güzel kılan tek şey sanatsal sahneleri ki o da usta yönetmen alejandro'dan kaynaklanıyor. Bence bu yıl en iyi oyuncu ödülünü bu rolle leo alırsa leo'nun geçmişteki oyunculuğuna hakaret etmiş olurlar ve eddie redmaynenin ustalığını da hiçe saymış olurlar. Film güzel idi ama en iyi oyuncu ödülünü leo ya goturecek kadar iyi bir performans göremedim ben.
Oscar ayı'ya gitmeli. Evet evet filmdeki o kahverengi cengaver ayı...
oldukça güzel bir şekilde başlayan bir yerden sonra temposunu tamamen kaybederek sadece merak uyandıran bir film. Hatta bu film ile (bkz: The Grey) filmi arasında çok fazla fark yok desek yeridir, mekan ve konuda değişikliklerin dışında ana tema aynı. Film eğer son 15 dakikayı son 30 dakikaya yayabilse ve heyecanı verebilse oscara göz kırpabilirdi, an
daha çok leonardo'nun götürdüğü film olmuştur. oyunculuğa bayıldım ama filmi o kadar da sevmedim nedense. Umarım oscar alır da rahatlar leonardo da. Artık şu dalga geçmeler de kesilir artık.
filmi baştan sona yumruklarımızı sıkarak izledik. her ne kadar konusunu, kim kimden, kim neyin peşinde çok anlamasak da. ancak sanatsal olarak tabir edilen sahneleri mikemmel, leziz.
filmi bugün izledim. şu kadarını söyleyebilirim ki tek kelime ile harika. tabi film'de olağanüstü sahneler var özellikle ayı saldırısından adamın sağ çıkması, ve daha önemlisi o zor şartlarda bir şekilde hayatta kalabilmesi. tabi filmin yönetmeni Alejandro González Iñárritu olunca bir hayli kaliteli oluyor. leanardo oscarı hakedecekmi bunu göreceğiz ama oscarın en büyük adaylarından biri. ancak korkarım ki ödül bu sene eddie redmayne'ye gidecek.
goruntu kalitesi acisindan guzel film. senaryo acisindan ise vasatin biraz uzerinde bir film. gundemdeki yerini hala koruyan film, su oscar isi bitse de rahatlasak...
Sadece görüntüye abanmış onun haricinde Cüneyt Arkın filmi gibi film. Hani battal gaziyi de öldü diye bırakıyolar asgari ücretliden beter edip sonra köyün delisi tipinde bi eleman o iş bende deyip çöre otuyla sarmısak dövüp kazanda kaynatıp iyileştiriyo. iyileşip Bizans'ın bütün karılarına kaydığı filmlerden ne farkı var tam gavur yaptı auvv biz yaptık tüü mevzusu. Milletin o kadar saati sadece en güzel feysbuk resmi çekilecek yerler albümü görmeye gittiğini sanmıyorum.
oldukça sert bir film. fakat ben gerçekçi buldum açıkçası.
genel olarak beğendim.
bazı sahnelerin baydığını vurgulamak durumundayım. ama kamera camındaki buğular, kan damlaları, su damlaları gayet hoştu. 3d çoğu filmden daha çok orada hissettirdi bize. birkaç tane devamlılık hatası ve sondaki bir sürü adam varken iki kişi çıkıp kovalama saçmalığı dışında çok iyi film.
yalnız ciddi sert. +15 diyor ama bence +21.
bir de şive kasmaları hoş olmamış. hani bizde doğu şivesini herkes yapamaz ya, o idaho irlanda ağızları başta yorucu oluyor. neyse ki di caprio film boyunca 15 cümle falan söylüyor. gerisi hırıltı.
Yeniden vizyona girmesini bekliyorum. Oscar sonrası adet olduğu üzere adını oscarlarda duyan bir kitle bu filmi izlemek ister mantığı ile tekrar vizyona sokulabilir.
1)Leonardo Dicaprio'nun yüzü ve vücudundaki yaraların makyajla yapılması 5 saati bulmuş.
2)Leonardo Dicaprio'nun içinde en az diyaloğu olan filmiymiş.
3)Yönetmenin en uzun filmi
4)Film her ne kadar Kanada'da çekilmeye başlanmış olsa da mevsim sebebiyle karlar eridiği için bütün set Güney Arjantin'e taşınmış
5)Arthur redcloud(hikuc) bir sahnede bizonun böbreğini yiyor. o sahnede kendisine kırmızı jelatinden yapılmış pankek getirilmiş; ama kendisi pankekin şeklini gerçekçi bulmadığı için gerçekten çiğ, kanlı böbrek yemiş.
6)Film her ne kadar gerçek bir olayı anlatsa da gerçek Hugh Glass'ın bir oğlu yoktu. Evli olup olmadığı ise net olarak bilinmiyordu.
7)Leonardo Dicaprio'nun ayıyla boğuşma sahnesinde aslında her yerine halat bağlanmıştı ve kendisi bu halatlardan kurtulmaya çalışıyordu.
Teslimiyet ihanete,direniş zafere götürür dedirten filmdir. Ayrıca mevzu bahis filmle leonardo di caprio oscar ödülüne nail olabilmiştir. Konusu itibari ile çekici ve akıcıdır. Izleyince hak vereceksiniz biliyorum saygılar efenim tekrardan.
sonunda izleyebildiğim ve genel anlamda başarılı bulduğum film. yalnız kafa sakinken ve ağır tempolu film kaldırabilecekken izlenmeli. doğada soğuk kış şartlarıyla mücadelenin zorlukları güzel vurgulanmış.
ayı sahnesi zaten çok ün yaptı, dikkate değer ve seyirciyi gerecek kadar başarılı. kızılderililerden kaçarken atla uçma sahnesi bomba olmuş.
--spoiler--
yalnız ilk başlarda filmi 1750-60'larda geçiyor gibi algıladım. sonra sonra 1800'lerde geçiyor olduğu oturdu. belki benim hatam, belki film bazı yerlerde fazlaca subjektif takılmış.
izleyiniz (yaş sınırını ve şiddet sahneleri olduğunu dikkate alarak tabii ki).
Filme gittiğim günün gecesinde, o çok istediği ödülü almıştı Di Caprio. Sonra geri iade etmiş, açıklamasını gayet mantıklı bulmuştum. Endüstriye dokundurmuş biraz. Hayırlısı olsun demek gerek.