Geçen hafta sinemada izlediğim ve filmi izleyecek olanların da sinemada izlemesini öngördüğüm film.
Sinemada izlendiği halde, salonu terk edenlerin sayısının epeyce fazla olduğunu söylemek isterim. Hatta salonu terk edenlerden birinin 'keşke kardeşim benim'e gitseydik' lafını bile duydum.
Filme gelirsek;
Salondakilerin aksine çokça beğendiğim, gerek görüntü yönetmenliği, gerek yılların bize kazandırdığı oyuncuların büründükleri rolleri bakımından üst seviyede olup, içimi soğutan ilk film olmaya hak kazandı bu film.
"Rüzgarın sesini duyuyor musun baba? Annem, rüzgarla ilgili ne söylerdi, hatırlıyor musun? Rüzgar, güçlü kökleri olan bir ağacı yenemez." Repliği ise aklımda kalacak olan replikler arasında yerini aldı.
Tam anlamıyla bir inarritu başyapıtı. Leo ve Oscar geyikleri bir kenarda dursun, insanı filmin içine çeken aksiyon kamera kullanımı ile inarritu tarzını fazlasıyla konuşturup gönüllere taht kurmuş. Muazzam.
Şöyle düşünün bir baskın sahnesi ve onlarca insan birbirine girmiş, 10 dk. Kadar tek plan çekilmiş. bi tarafta iki kişinin kapışmasını izlerken bir anda yandan geçen atlıyla beraber kamera 100 metre gidiyor atlı vurulup düşünce hiç kesmeden 10 metre uzaktaki başka bir kapışmanın içine dalıyor. O bitti derken arkaya dönüp diğer kapışmaya dahil oluyor etraflarında dönüyor falan.
Abartısız tek plan çekim 10 dakika sürüyor.
Yahu kaç kez tekrar ettiniz acaba o sahneyi? Bu mükemmeliyete ulaşmak için ne kadar emek verdiniz? Senin o aksiyon kameramanın uçuyor mu be bilader? nasıl yetiştin sen o kadar hadiseye hiç kesmeden? saplanan okların baltaların o gerçekçiliği nedir?
Kostüm, makyaj, mekanlar zaten inanılmaz.
Bir inarritu klasiği olan davul sesi insanın içine içine vuruyor sanki her sahnede. Birdman’den aşina olanlar bilir. Bir de gönderme var sanki, yine atmosferden yanarak geçen bir gök cismi görüyoruz filmde.
senaryo sanki leo oscar alsın diye özellikle yazılmış. bir insanın oyunculuk yeteneği bu kadar sınanabilir. adam vuruluyor, ısırılıyor, parçalanıyor, felç kalıyor, çiğ et çiğ balık yiyor, buzlu sularda sürükleniyor, sürüne sürüne mesafeler kat ediyor, ağlıyor, çok kısa da olsa gülüyor, donuyor, donmamak için az önce uçurumdan düştüğü atını yarıp soyunup içine giriyor. savaşıyor, öldürüyor. hayatta kalabilmek için ne varsa yapıyor. biz de ağzımız açık bir şekilde bu anlara şahit oluyoruz.
bir parantez de tom hardy'ye;
aksanı, tavırları ve görüntüsüyle 'bu kadar kansız kimse olamaz' diyebilecek kadar oturtmuş karakterini. kendisinin oyunculuğunu zaten en bariz şekilde bronsonda görmüştük. yine yapmış yapacağını.
Kısacası, altın küre'de aldığı ödüllerin aynısı ve üstüne de ekleyerek Oscarları da götürür bu film. Götürmezse zaten akademidekilerin alayı yavşaktır.
Son yıllarda izlediğim en muazzam film ve buradan imdb ye geçip hemen basıyorum 10 puanı.
Not: sinemada izleyin, sinemada izleyin ve mutlaka sinemada izleyin.
deneysel çalışan bir yönetmenden oldukça başarılı bir film.
---sürprizbozan---
doğa koşullarına karşı insanın mücadelesinden çok etkilendik be kardeşim. IMAX'te izlemek gerçekten çok şeyi değiştiriyor. oldukça emek verilerek çekilmiş bir film ve o geyik sıksa da leonardo alsın artık oscarı filmidir. adam ne gerekiyorsa yaptı. çiğ balık ve hayvan eti yedi. ayıyla boğuştu. * atıyla birlikte bir ağaç boyu yerden düştü. şelalelerde yuvarlandı. yavrusunun ölümünü gördü. cgi nimetlerinden her filmde faydalanır ama "herşeyden biraz olmuş. ne tam doğa filmi, ne tam intikam filmi, ne tam savaş filmi bik bik bik." diyen ekşi sözlük hiçbir siki beğenmeme timine inat arkandayız inarritu.
film genel olarak iyiydi. olağanüstü bir konusu yok evet ama sırf muhteşem doğa manzaralarına yakından bakmak için bile izlenebilir.leo nun intikam almak uğruna hayatta kalma mücadelesi oscar için yeterli olmayabilir. ha bu arada leo yeni polat alemdar bence. adamın başına neler geldi bana mısın demedi .
Türkiyede vizyona girmeden önce internette bulunan film. dedim emeğe saygı bilet alayım gideyim bir cumartesi akşamı bilet sırasına girdim 20 dk sonra yaklaşmışken kadının dediği aynen " diriliş seansları dolmuştur" hüzünle ayrıldım sıradan tatil bitsin öğrencilik hayatıma döneyim internetten izlicem başlarım emeğine.
görüntü haricinde bi boka benzemeyen film. oscar moscar verilecekse görüntü yönetmenine verilsin. sahneler çok güzel, özellikle sondaki kavga sahnesi tarantinovari bişey olmuş acayip zevk aldım. görüntü olarak kalitenin dibi ama konu olarak bi sikim anlamadığım filmdir. dicaprioya rağmen, tom hardye rağmen,kızılderililere rağmen,o güzel doğaya rağmen, hatta leonardo dicaprionun götüne rağmen sevemedim. götümle de izlemedim ama çok sıkıldım lan. bi kere hayatta kalma mücadelesi başlı başına bi saçmalıktı. bu olayların kralını cüneyt arkın,kartal tibet(tarkan) vs çekti yıllar öncesinde ama daşşak geçiyoruz biz. elin gavuru yapınca mantık hatası arama...
mantık hatası aranacak film vardır aranmayacak film vardır. atın içine sığındığı sahne güzeldi bak.
ama işte hep görüntü olarak beğendim. olaylar karakterler falan... ne bileyim ısınamadım amk. 2.5 saat değil de 1.5 saat olsa belki biraz daha çekilirdi. en azından biter giderdi. uzadıkça uzadı lastik don gibi.
he burada leonardoyu eleştirmiyorum. o altına girdiği her rolün amına koyuyor da, derdim filmin senaryosunda hikayesinde... sarmadı amk. beğenene saygım var tabi.
* harika müziklerin olduğu
* iyi bir yan karekter performansının olduğu
güzel bir film.
ama bu ülkede bu filmi bildiğin baş yapıt yapmışlardı ki değildi, bildiğin karete kid filminin müzikle harmanlaşmış şekliydi. biri bi konuda başarılı olmak ister, acı çeker, bi hocası vardır özel diyaloglar kurduğu sonra finale çıkar, finalden önce başına kötü bişi gelir (kidte bacağı kırıldı bu filmde hocası kazık attı), herşey bitti dediği anda sahneye geri döner ve son. yani kurgu neredeyse birebir aynı whiplashte miyagi sang kötü biraz sonda o da topluyor.
şimdi ben burada bu kadar şeyi niye dedim, niçin dedim. geçen sene bi whiplashçılar vardı ki sormayın gitsin. filmdeki müzikler, kendini sanat aşığı kasanlara bildiğin ışık oldu. sonra birdman hakkıyla ödülleri topladı. o yüzden bu kadar kasmaya gerek yok.
ha mesele ödül almak mı yoksa sinema dünyasında yerini almak mı diyorsanız.,
* al pacino baba filmlerinden hiçbiri ile oscar'ı alamadı
* scorsese; sıkı dostlar, taksi şöförü, azgın boğa, aviator gibi filmlerinin hiçbiri ile ödül alamadı
* dövüş kulübü sadece en iyi görsel efekt ödülünü aldı
* johnny depp, john malkovich, samuel l jackson gibi bir çok büyük oyuncunun da oscar'ı yoktur.
velhasıl kelam film iyi ise sinema dünyasında bir şekilde yerini bulur.
güzel film lakin abartıldığı kadar efsane bir film değildir asla.
filmin etkileyici yeri atın iç organlarını çıkarıp orda hayatta kalması ve ölü kişiyi ata sabitleyip gizlenmesiydi , bunlar dışında mükemmel diyebileceğim yerler doğa görüntüleri ve bir de tabiki red indian'lara yapılan zulum ufakta olsa gözler önündeydi.
di caprio'nun oyunculuğu muazzamdı lakin bana kalırsa senaryo vasatı geçememiş.
bütün saçmalıklar bi tarafa, sudan çıktıktan sonra en azından göstermelik de olsa postu-elbiseleri çalıya çırpıya serip kurutmaya çalışsa her şey daha başarılı olacaktı benim için. ben antalya kışında makineden çıkan çamaşırları 2 günde kurutamıyorum amk. bütün film bunu düşünmekten filme odaklanamadım.
leonardo'nun oscar'ı alabilmek için ayı tarafından yerden yere vurulduğu film. titanikteki romantik yumurta çocuk burda saçı sakalı karışmış bir çilekeş adama dönüşmüş. film iki saatten fazla sürdü. leonardo kar kış kıyamette sürüldü. atıldı. suda , fırtınada kaldı bayağı emek verdi. artık ödülü vermeyene ayı atsa yeridir. ah leonardo ah ne çektin be! haricinde film gereksiz yere uzundu. yerli kızın tekrarladığı fırtınada kalan ağacı rüzgar estikçe yıkılır sanırsın ama bir bakarsın gövdesi hala sağlamdır diyerek tekrarladığı sözler güzeldi.ama bu kadar uzatmaya değer miydi. sanmam. son desen zınk dedi kesti. ama fiştir gazozdur delibaldır derken haksizlık etmemek lazım yine bu izlenir.
leonardo dicaprio'nun 9 canlı kediyi oynadığı film. öncelikle hakkını yemeyelim film çok iyi çekilmiş. ama leonardo'nun atlattığı her badireden sonra, niye ölmüyor amk bu diye düşünüyor insan.
amerika yerlilerini katledip, suçu fransızlara atmak da çok iyi fikirmiş ayrıca. ama dediğim gibi filmin sinematografisi, doğallığı ve sekanslarıyla gayet başarılı.
geçen gün sinemada seyrettiğim film.
yorumlayacak olursam;
oyuncular : 10/9
yönetmen: 10/10
senarist: 10/5
çok gerçekçi sahneler barındıran the revenant ;di caprio abimizin muhteşem oyunculuğuyla seyir zevkini doruklara taşıyor lâkin "bu oyuncu kadrosu daha iyi bir senaryoda kullanılabilirdi." de demeden geçemiyor insan.
dün seyrettiğim ve oldukça beni farklı düşüncelere iten, güzel bir film. Leonardo bu filmle de Oscar'ı alamazsa, daha başka hangi filmle alabilir ki dedirten film. Filmde Leonardo'nun başına gelen onca felaketten sonra ölmemesinin sebebini Leonardo kendi ağzıyla cevabını veriyor. Tanrı kendi intikamını alır diyerek. Tanrı Leonardo'nun ölen çocuğunun intikamının alınması için Leonardo'yu yaşatmıştır. ve kötü abimiz hakettiği şekilde can vermiştir. Thanks God!
iyi film, esaslı film ama oscar alacak kadar iyi değil. inarritu ve dicaprio yanyana gelince efsane bir şey ortaya çıkar demiştim ama pek beklentimi karşılamadı.
alejandro gonzales inarritu' yu epey sevmeme rağmen filmden sonra filmden sonra kendisi hakkında pekde olumlu cümleler kuramadım .zira filmin başından sonuna kadar -uzun bir film olmasına rağmen - izleyenlere büyük bir zevk yaşatan görüntü yönetmeni bütün kayda değer olumlu yorumları ve hayranlığımı kazanmıştır.muhteşem işler becermiş.
güzel film .
leo oscarı garanti alıcak kalıbımı basarım bunda kendi oyunculuğunun dışında bu sene pekte rakip bulunmayışı epey etkili tabii.
insanın doğa karşısındaki temaşasını izleksel bir geri dönüş olarak yansıtan eser. ontolojik bilinciniz hangi düzeyde olursa olsun, ayı görünce korkuyor insan. oysa, kar ve ayı, doğa ve düş, epik bir masal görkeminde izleyiciye aktarılabiliyormuş.
Kusura bakmayın da bu filmle oscarı almasın. Oynadığı birçok filmle oscarı haketmiştir tabiki ama bu filmle değil. Film internette 1-2 aydır dönüyor biliyorsunuz. Evde birkaç kere filmi açıp sıkılıp çıkmıştım. Arkadaşlarla sinamaya gidelim dedik başka film bulamayınca buna geçtik, dedim belki devamı iyidir başları ağır işliyordur. Fakat sakın bu film için paranıza kıymayın, evde bedavaya izlerseniz güzel gideri var fakat sinamada paranıza yazık olur. Oyunculuk, çekimler vs çok güzel olabilir fakat konusu aşırı ağır işliyor ve izlerken sonu güzel bağlansa bari diyorsunuz o da olmuyor. Oturup 2 saat sıkılmadan izleyen arkadaşlar var ise gerçekten tebrik ediyorum.
Edo: Filmi internette izledikten sonra burada ahkam kesip, bana eksi oy attıktan sonra görevini tamamlayıp huzur içinde dolan arkadaşlar var. Madem bu kadar filme çıldırıyordunuz, gidip sinemada izleseydiniz benim gibi.
