istisnalara saygı duymakla birlikte maalesef red pill haklıdır. Bakın maalesef diyorum. Ama benim değinmek istediğim konu şu, benim de aralarında bulunduğum bir grup erkek var ki aslında güce ulaşabilecek olsa bile reddeden, romantik ama bunu gizleyen bir yandan sevdiği kadın tarafından bilinsin isteyen. Birbirimizi anlayalım, tamamlayalım o zaman her şey güzel olur diye düşünen ve öyle de davranan. Ama yok kardeşim olmuyor. Kadın genelde bunları istemiyor. Muhtemelen farkında bile değil ne yaptığının tamamen hormonlarının kontrolünde saldırıyor, güzel duygularını istismar ediyor yavaş yavaş erkeğin kontrol mekanizması hasar görmeye başlıyor. Aynı konudan 1 yıl boyunca kavga çıkarır mı bir insan ve biliyorum ki telefonu kapatınca hayatına devam ediyor zaten kendisi de söylemiştir bunu ben uydurmuyorum. Ben ise 1 hafta hayalet gibi dolaştığımı bilirim. Arkasından kısa bir iyilik süreci ama sonra tekrar ve tekrar. Bu sefer tamam dersin ama olmaz. Her zaman haklıdır. Yaptığı kötülükleri asla kötülük olarak görmez erkekler anlayacaktır biz bu durumda ona hatası yüzünden yüklenmek değil yaptığı hatayı görsün ve bir nebze pişman olsun isteriz. Çünkü insan sevdiği kadına kötü bir karakteri yakıştıramıyor. Ama diğer tarafta durum tam tersi. Sürekli ve sürekli suçlama. Dünyanın en zor durumunda bile kalsam telefonu neden açmadın gibi sorular. Aldatma imaları, referans göstermeler... Bir gün oturup dertleştiğimizi bilmem. 3. 4. Cümlede bir şeyi çarpıtıp ağlar çünkü. Kendimi suçlu hissetmem için elinden geleni yapar. inanın yahu benim kimseye karşı kötü bir niyetim duygum olamaz ve olmadı da. Anlam veremedim. Eğlence konusunda ona ayak uydurabilirsem sorun yoktu. Ama ben her zaman o modda olamıyorum. Sorumluluklarım vardı ve bazıları çok zor şeylerdi. Burada hep yalnız bırakıldım. Bana acıyın diye demiyorum erkek her zaman yalnız ve dik durabilmek zorundadır. hatalar yapmışsındır ama açıklanana bile izin verilmez yine ağlama ve bağırma olarak karşılanır. Oysa hata bir kere olur kötü niyet yoksa sistematik değilse kolayca affedilebilir. Fakat benim maruz kaldıkların sistematikti. Bunu okuduysan senin için yazıyorum. Eğer maruz kaldığın şey sistematikse acilen red pille tanışman ve sevgilin ya da eşinle de bunu konuşman lazım eğer sana biraz değer veriyorsa beraber incelerseniz ama sonuna kadar toksik bir kadın ise muhtemelen aşağılayıp geçecektir. Yine de dene. Bu yazıyı o kadar çok uzatabilirim ki yalan söylemekten tutun, sosyal medya kullanım şekline, cinselliği güç olarak kullanmaktan erkeği paranoyaklaştırma tekniklerine, yaptıklarınızı ve sizi görmezden gelmeye, başka erkeklerle kıyaslamaya daha neler neler. Ve toplum onun yanında olacak. istersen bana inanma affedersiniz ama sikimde bile değil. Ben azınlık 3 5 tane kendim gibi ezik salak için yazıyorum. Ne yap et oradan çık canın çok yanacak biliyorum ama o hapı almak zorundasın. Çünkü bunu yaşayan tek kişi sen değilsin. Red pili ticari olarak kullanmaya çalışan 3 5 yarrak kafalı olsa bile hayır aslında ticari bir menfaat ummaz. Red pili alması gerekmeyen bir erkek iyi biri değildir ben inanmıyorum. Yani eğer doğuştan piçse red pile ihtiyacı olmaz. Red pil payına sorunlu ilişkiler düşmüş şanssız erkeklerin uğraması gereken zorunlu bir pit stop gibi bir şey. Bunu öğren olduğu gibi benimsemek zorunda değilsin kendi hayatına kendi felsefene göre yorumlayabilirsin.
erkeklere kendi benliğini kazandırmayı hedefleyen, bunun yanında da tuzu biberi olan erkek kadın ilişkilerini masaya yatırıp, kadın doğasını, psikolojisini ve buna dayalı bilimum konuları ele alan bir öğretidir.
biryerde reddit'te türedi denirken, bir tarafta da google'da 2016 yılında yayınlanan bir belgesel olarak sıralanmaktadır. yani tam olarak nereden geldiğini, hangi amaçla da türediğini bilmiyorum şahsen.
bu öğretinin varlığından, "they call me alpha" adlı yazar sayesinde haberdar oldum. aslında dolaylı yollardan direkt kendisinden değil, ekşi sözlükte onun hakkında girilen bir eleştiri entrysinin vasıtasıyla haberdar oldum.
öğretide sadece kadın ve erkek ilişkilerine değinilmiyor. erkeğin hayatına, statüsüne, toplumsal rollerine, sosyallik ilişkilerine, psikolojisine ve cinsel hayatlarına da değinilmektedir. yani kısacası, sinsi insanlar tarafından fıtratı törpülenen erkeklerin, erkekliğini (alfasını) uyandırmayı amaçlayıp topluma daha faydalı bir birey olmasını amaçlamaktadır.
yararlı psikolojik ve sosyolojik bilgiler içermektedir, ve şahsım tarafından tavsiye de edilir. kendini iyice kaybetmiş, ve erkekliğinden iyice kopmuş erkeklere bu öğretinin vaadettiği çarpıcı gerçekler ağır gelecek, ve bu güzide erkeğimiz bu öğretiyi inkâr edecektir. yani psikolojik gücü düşük olan bir erkek, bu öğretiyi kaldıramayacaktır.
artik bugunku kocasini aldatan kadinin ifsa edilmesinden sonra irkina rengine cinsiyetinize ideolojik veyahut dini herhangi bakimdan sizleri gormeden ve bilmeden hepinizin gercekleri gormesi adina bu akimin bir parcasi olmaya davet ediyorum.
Her kadın cinayetinden sonra sanki olayların arkasındaki güçmüş gibi gündeme getirilen felsefi bakış. Oysa trp, bir erkeğin heralde en acı duyacağı olay olan aldatılma durumunda dahi kadına hiçbir ilgi göstermeden direkt ayrılmasını savunur. Aşıktım öldürdüm, aldattı bıçakladım veya rüyamda beni aldattığını görüp kestim diyen tayfa ile hiçbir ilgisi yoktur.
ulan haftada 30 tane karı düzsen ne değişecek. zaten gözüken ortada. her halükarda haklılık payı olduğunu düşünüyorum bu maskülen akımın. benim bu akımı sonuna kadar desteklememin en büyük sebebi ailemin zamanında ayrılıp annemin babama karşı yaptığı bir sürü kötülüğe karşı adaletin saf dışı kalmasıydı. bu yüzden babamın yanındayım bugün bile. bu yüzden gerçekleri gördüğümü düşünüyorum. bugün bu akımı/felsefeyi (artık ne derseniz deyin) savunan insanlar gerçekten araştıran ve okuyan insanlardır. gerçeği bulmuşlardır.
yanlış anlaşılan akım. evlilik, sevgililik de red pill içine girer. insanlar red pill'i badboy takılma olarak algıladılar. red pill uzun süreli ilişkiyi inkar etmez. red pill'in amacı erkekliğin özünü keşfetmek ve kadın-erkek ilişkisinin doğasını anlamaktır. tabii bunun pratiğini yapmak gerek. en zor kısmı da burasıdır. kadın cinayetlerinin en büyük sebebi 'muhtaç' erkeklerin doğası olan 'blue pill'dir. bu yanlışı çözmek için red pill bir çözüm olabilir.
çok yanlış anlaşıldığını düşündüğüm veyahut önyargıyla yaklaşılan öğretidir. hayatınızın merkezine kendinizi koyun felsefesiyle kişisel gelişimi ön planda tutar. fakat abazan erkek topluluğu bunu görmezden gelip sabah akşam elleri sikinde karı kız kaldırmanın derdinde oldukları için yerlerinde patinaj çekip durmaktadırlar.
Bir ton kadınla yatmak, genelde pek konuşulmayan bir takım psikolojik etkilere sebep olur. işte fark ettiğim dört şey:
Kadınları eşit insan olarak görememe. Karşılaştığım herhangi bir kız hakkındaki ilk düşüncem “aksi ispatlanana kadar değersiz pis bir orospu olduğudur.” Çok sayıda kız benim için çok hızlı ve kolay bir şekilde bacaklarını açtığında onlara (ve onların fikirlerine) bir aile üyem ya da yakın bir arkadaşım gibi saygı duyamam. Bu hayatımın diğer alanlarına da sızıyor, birinin de işaret ettiği gibi sadece erkeklerin yazdığı kitapları okuyormuşum gibi gözüküyor.
Kadın koşullarına sempati duyma ve empati kurma becerisinin azalması. Çünkü bir kızın pantolonunu indirmenin en hızlı yolunun onun sorunları hakkında konuşmak olduğunu öğrendiğimde; bir kızın gerçek bir problem olduğunda çözebilecek olsam bile sadece “bu berbat”deme ya da sadece kafa sallama alışkanlığı edindim. Bir kıza hayataı hakkında yardımcı olma isteğim yok ve yüz üstü düşse bile umrumda değil.
işleri halletmek için sabrın azalması. Bir kıza “doğru” davranması için birden fazla şans vermiyorum çünkü barda yeni bir orospu bulmak çok kolay. Uzun süreli bir ilişkide kalma yeteneğim, doğal artı ve eksileri ile başa çıkma, orospumla yani benim ihtiyaçlarıma yanıt vermeye hazır bir hizmetçiyle beraber ve bir diktatörün zihniyetini benimserken buharlaşıyor. Yıllar boyunca daha kolay sabrı taşan biri oldum.
Seksi aşkın güzel bir eylemi olarak görmeyi azaltması. Seks benim için kasıklarımda biriken baskıyı azaltmanın mekanik bir yolu; sıkıca kavrayan elimle 31 çekmekten bir adım ötesi. Bir kızı sikerken onu kendime daha yakın hissetmiyorum ve çoğu zaman ona daha az saygı duymama sebep oluyor çünkü o benim fikrime göre aksini ispatlayana kadar kendini boğdurmaktan hoşlanan değersiz pis bir orospu.
Bu sonuçları tersine çevirmek için gördüğüm tek yol, oyundan tamamen çıkıp, bir kadına değer katmamı sağlayan ve onu ihtiyacım olan önemli bir şey olarak görmeyi sağlayan büyük bir soğuk çizgiden geçmektir. Gerçekten önemsediğim ve belki de sevdiğim yeni bir kızla tanışma ihtimalim bir kazı kazan bileti piyango oyunundaki büyük ödülünü kazanmamla eşittir. Ve bundan memnunum. Şimdilik.
feminizmin bekaret beyindedir yalanını savunup evlenene kadar bir sürü adamla beraber olup, boy boy çükleri gırtlağına kadar ağzına almış, kıçına şaplaklar atılmış, üstüne boşalınmış, her türlü sado-mazo aktivitesine girmiş kaşarların ya da bakire olup anal, oral herşeyi yapanların ve "ben evde göt büyüteyim kocam bana baksın"cı tembel kadınların, gold-diggerlerın korkulu rüyası olmuş ve olmaya devam edecek akım.
the red pill öğretisini tamamiyle öğrenip hayatınızın bir kenarında kullanabilirsiniz fakat bu öğretiyi kadın kaldırmak için yapmayınız çünkü gerçekten buna değecek varlıklar değiller işte red pill bunu öğretir yanlış anlayanlar ise pua zanneder. trp öğretisini öğrenip mgtow olarak huzurlu bir hayat yaşayabilirsin bu kadar takılıp meriçlik yapmana gerek yok keza bu bir fanatizm değildir öğretidir. son dönemlerdeki evlilik istatistiklerine bakarsanız ve devletin bu aralar üzerine durduğu "ömür boyu nafaka" konusuna bu ülkede de tuttuğunun bir gerçek olduğunu görebilirsiniz. tutulması da gerekiyordu yıllardır feminist adı altında yapılan pozitif ayrımcılıktan en çok gençler etkilendi eski kafa zaten betaize edilmiş olduğu için onlara normal geliyordu. hipergami gibi bir gerçek varken üzerine bok atılmaması ve her erkeğin öğrenmesi gereken öğretidir.
kimseyi küçümsemek için söylemiyorum ama benim anlamadığım kadarıyla manita konusunda başarısız olan, kendisinin yeni fark ettiği ama yüz yıldır bilinen kadın erkek ilişkilerini dünyanın yeniden keşfi gibi anlatan insanların topluluğu.
bi de sanırım mavi hapçı, kırmızı hapçı (hap temsili) diye de ikiye ayrılmışlar. hangileri bilmiyirum ama birisi tamamen davarlığı öven tipler. Bağcılar bebesinin felsefe yapabilen hâli.
feministlerin gereksiz radikalliği gibi bunlarda da bolca sığır var.
bu nedir diye ekşide bir baktım, bir-iki ay sonra içimde bir devrim başladı.
söylediklerinin birçoğu gayet mantıklı ve gerçek. ha gerçi tam olarak okumadım, incelemedim, o yüzden kesin doğrudur diyemem.
