başrolde split'ten hatırlayacağımız anya taylor-joy'u gördüğümüz, netflix'in yeni mini dizisi.
1960'larda geçen hikaye bir kitap uyarlaması ancak kostümler, karakterler, mekanlar o kadar gerçekçi ve özenle hazırlanmış ki bir biyografi havası oluşmuş. oyuncular geçrekten satranç oynamayı bilmiyor ama maçları ve taşların düzenini bir satranç ustası düzenlemiş (adını bulabilirsem eklerim.)
henüz 3. bölümdeyim ve ortalık fazla kızışmadan akıcı bir şekilde buraya kadar her şey iyi gitti. bundan sonra maçlar daha çekişmeli geçecektir muhtemelen.
bu arada gerçekten kostüm tasarımlarından biraz daha bahsetmeden geçemem. 1960'lar ne kadar güzel lan fdshfk. oldukça ilham verici oldu benim için, hemen kalkıp biraz çizim yaptım.
not: kendisini maze runner'dan hatırlayacağımız Thomas Brodie-Sangster kardeşimizi sakalla makalla biraz olgun göstermeye çalışmışlar ama yemezler. adam kaç yaşında olursa olsun 13 gösteriyor, biraz da sersem bir tipi var. o kıyafet neydi öyle allah belanızı versin jdshfk. umarım 3. bölümden sonra da öyle fazla fazla bir rolü yoktur. sevgili olurlarsa kendimi keserim.
başarılı bulduğum dizi, 2. sezonu gelse de seyretsek.
kızıl bir kadına ancak bu kadar yakışır.
oyunculuğuda başarılı, bu yazdıklarımı okuyorsan beni alt taraftaki numaradan ara lütfen.
numaram : 0 931 331 3131
iki günde bitirdiğim dizi, satrançla alakası olmayan birini bile etkileyecek cinsten. 60'ları yansıtış şekline ve kostümlere ayrıca bayıldım. Gayet sürükleyici, vakti olan bir günde bile bitirebilir. 7 bölümlük mini dizi. Muhtemelen yeni sezonu gelmez. Bazı diziler tadında bırakınca başka güzel.
netflix'in son zamanlarda yaptığı en güzel dizilerden birisi. satranç dahisi bir kadının başından geçenleri 60'lar ve 70'lerde izliyoruz. satranca ilginiz varsa izlerseniz eğleneceğiniz, dizideki oyunların oluşturulmasında kasparov'dan yardım alınmış yedi bölümlük dizicik.
Güzel bir dizi. Bana stefan zweig'in satranç kitabını anımsattı biraz. Spoiler olmasın diye içerik hakkında çok bilgi vermeyecem. Vakti olan izleyebilir.
geçen hafta izledim.oyunculuklar, müzik, dönemin havasını yansıtma falan etkileyiciydi. satranç meselesi de içine çekti beni. başı ve sonu özellikle iyiydi.
--- spoiler ---
eksik olarak değil de ilginç olan tek mesele vardı bence o da dizide tek bir it kopuk karakterin olmaması. çok acayip değil mi lan? kızımızın hikayesine giren herkes finale kadar tokatladığı tüm rakipler de dahil gereğinden fazla iyi niyetli tiplerdi sanki. biraz garip geldi bu bana.
Biriyle yatınca hayatının hakimi olduğunu ve her şeyi yaparım hallerini yansıtan sahneler çok gereksizdi kanımca. Onun dışında satranç sahnelerindeki mimikler fena değildi.
özellikle mr. shaibel karakterinin etkilediği son zamanlarda netflix'de çıkmış en iyi yapım. oyunculuklar ve senaryo açısından müthiş akıcı 1-2 günde hemen bitiyor.
Harmon çok fazla alkol tüketiyor. Esrar ve sigara içiyor. Partilere katılıyor eve geç geliyor. Sakinleştirici hap kullanıyor. Dilediği gibi özgürce sex yapıyor. Çok rahat.
Dizi çok iyi çok güzel. Özellikle satranç severler ve meraklıları için.
Ancak netflix şöyle böyle derlerdi de inanmıyordum. Sanırım bu karakterimiz henüz olgunlaşmamış aklı bir karış havada birçok kızı etkileyebilir, kendine özendirebilir.
Keşke özenecekleri tek şey kıyafet, satranç oynamak ve saç tipi falan olsa ama dizi alkolü, sigarayı ve aşırı özgürlüğü fazlaca gösterdiğinden bu ergen kızlarımız buna da özenip bu şekilde özgür olmak isteyeceklerdir hatta ve hatta ailelerini reddetme durumuna kadar geleceklerdir ki böyle bir vakaya ben şimdiden şahit oldum bile. iş yerinden bir ablamızın kızı. Kadın gözleri dolu dolu, aklı meşgul ve dalgın çalışıyor hep.
Amerikanın çıkardığı 2 büyük satranç ustasının hayatini aynı anda yaşayan karakterin hikayesi.
Paul morphy gibi içki ve sigara bağımlısı, robert fischer gibi kuvvetli ama kibirli bi satranç ustası hanım kızın başından geçenler.
O değilde dizide izleyici olarak bi bana vermedi ona kırıldım ama.
Sik gibi bir dizi. Daha izlemeden yorumum bu yönde oldu. çünkü niye? Daha fragmanını açıp baktığınız ilk saniyede ''erkekler sana bir şeyler öğrettiğini sanacak'' gibi niyetini belli eden bir cümle duyuyorsunuz. Fragmanda tam tersi bir cümle kullanılsa politik doğrucu amerikalılar senaristin evini ateşe verirlerdi. Hay sikeyim sizin siyasal feministliğinizi de politik doğruculuğunuzu da. Satranç temalı bu dizinin daha fragmanının ilk saniyesinde erkeklere laf sokuluyor ancak gerçek hayata baktığımızda satranç turnuvaları kadın-erkek olarak ayrılıyor. Sebebi ise kadın beyninin erkek beyni kadar analitik düşünce becerisine sahip olamaması. Dizinin ne kadar yalan dolan olduğunu buradan alayın.