izlememiş olanların izlemesi gereken çok güzel bir film.
fazlaca duygu yüklü ve verilmek istenen mesajlar doğrultusunda izlenmeyi hak eden nadir filmlerdendir.
ismi de pek fazla şey anlatıyor.
pursuit of h a p p i n e s s..
not: bu yazım da eksi aldıktan sonra, insanlar hakkında daha da umutsuz düşünmeye başladım, evet. ya yazıda fena bir şey buldular kendince, ya da film onların beğenisi kazanacak kadar güzel olamamış (!)..
--spoiler--
filmde çocukla bakkala girdiğinde çocuğun gofretlere bakması ama istiyememesi, will smith'in* durumu fark edip son parasıyla gofret alması ayrıca etkilemiştir.
--spoiler--
dört yaşında bir erkek evladı olan bir baba olarak gece gece, özellikle "mağara" sahnesiyle, ağzıma sıçmış bir filmdir bu. üzerine uzandığım çekyata istemsiz olarak daha bir kaykıldığımı, kucakladığımı falan farkettim sahne bitince.
filmi kapitalizme hizmet eden, salt paranın mutluluk getirdiğini empoze eden bir film olarak algılayan che'nin sol taşaklarına tez zamanda baba olmalarını ve bir oyuncakçıdan sırf şımarmasın, otu boku tutturmasın diye (paranız olmadığından değil) oğlunuzun istediği bir oyuncağı almadığınızda suratında beliren ifadeyi seyretmelerini salık veriyorum. ya da vazgeçtim üremeyin siz lan!
chris'in final sahnesinde aldığı iyi haber sonrası bunu kutlayacak kimsesinin olmaması (amca, dayı, hala, teyze vs.) kendi kendini sokağa atması ve sonunda oğluna sarılıp mutluluğunu paylaşması ayrı koyar adama ve amerikan rüyası denen sikindiriğe ağız dolusu sövdürür.
will smith hayvan gibi oynamıştır, oğlu hayvan oğlu hayvan gibi oynamıştır.
finalini klasik yapmış filmdir.
hani çocuk büyüse böyle iş adamı falan olsa babası yaşlansa, torunları falan bunu ziyaret etse duygusala bağlasa millet.
--spoiler--
Umudunu Kaybetme, popüler sinemanın son dönemde çekilen başarılı örneklerinden biri. Filmin tek bıkkınlık verici ve yorucu tarafı, Will Smith'in Forrest Gump filminin meşhur 'Koş Forrest Koş' repliğini hatırlatırcasına sürekli oradan oraya koşuşturması olsa gerek.
--spoiler--
neredeyse tamamı dram ile geçen filmdir. mutluluk bölümünü bize çok kısa yansıttığı fakat daha uzun yansıtması gerektiğini düşündüğüm filmdir. en başarılı dram filmlerindendir. *
will smith ve oğlu jayden smith'in beraber başrollerini paylaştıkları, ünlü drama filmi. filmde fakir bir baba ve onun ailesini geçindirme mücadelesini izleyeceksiniz. bir taş olsa gerçekten ikiye ayrılırdı. böyle duygusal, böyle içten, böyle samimi bir film yok arkadaş. ulan meğersem film izlememişiz biz daha önce.
önemli not: herkesin izlemesini tavsiye ediyorum. bu filmi izlemeden hayatınızdaki basit görünen ama aslında önemli parçaların değerini daha iyi anlayacaksınız. will smith'e burdan selamları söylüyorum. adamsın, hatta dibisin yakışıklı çocuk.