alfred borden'ın ikizi konusunda bi sikim anlamadığımı belirtmek isterim. tesla'nın makinesinden çıkma bi klon değil orası belli de, bu adam filme zaman sıralamasına göre ilk olarak borden'ın çocuğunun anasına, mühendisim o benim diye takdim etmesi sırasında ortaya çıkıyor. hatta borden ın manita bunu nası beslicez falan diyo( nedense aklıma asmayalım da besleyelim mi lafının bu filme şu anda ne kadar uyduğu geldi,tamam lan saçmaladım neyse). daha önce peruklu borden hiç bir yerde yok. hugh ile caine 'in yanına bi gün borden bi gün de kardeşi mi gidiyo yani noluyo? bi bilgi verin aydınlatın beni.
Halk arasında the Illusionist filmiyle sürekli kıyaslanan filmdir. Tek benzerliği sihirbazlık olan filmlerin neyini kıyaslarsınız anlamıyorum. ikisi de güzel filmlerdir, ikisini de "ölmeden önce izlenecek filmler" listenize eklemelisiniz. Hatta the Prestige'i biraz daha üst sıralara yazarsanız yanlış yapmazsınız.
--spoiler--
bunu kimseye gösterme. Anlatman için peşinden koşacaklardır ama söylediğin anda gözlerinde bir hiç olursun. Anlıyor musun bir hiç.
Sır hiç kimseyi etkilemez. Kullandığın hileyse herşeydir.
--spoiler--
izlediğim en iyi filmlerden birisi. Bu kadar geç neden izlediğim için kendime sayısız bolca küfürler ettirir. Ayrıca christoper reyiz Tesla'yı olması gerektiği gibi göstermiştir.
Jonathan Nolan'ın uçuk zekasından, Christopher nolan'ın orjinal kamerasından çıkmış bir başyapıt. Teslaya çok değinilmiş, edison (bkz: performans sanatçısı) hırsızının piç olduğunu gösteren, senaryosuyla dumura uğratan, parça birleştirmek için kalem kağıtla izlediğimiz film. Bir insanoğlunun görüp görebileceği çekip çekebileceği en iyi filmlerden. Benim için 1. Inception 2. the Prestige 3. Memento 4. star wars 3 5. Remember Me. Görüldüğü gibi ilk üç Nolan biraderlere ait. Kalbimde ayrı bir yere sahip onlar. David Fincher da öyle. Neyse konudan fazla uzaklaşmadan, söyliyim.
--spoiler--
Filmin sonunda Robert'ın kendi Tesla'ya kopyalattırması ve Alfred'in dublörü tam benzesin diye parmaklarını kesmesi 'aha amıma koydu' dememe sebep oldu.
--spoiler--
senaryo üç farklı noktada ilerlediğinden dolayı dikkatli bir izleyici değilseniz ilk başta anlaşılması biraz zor filmdir.
--spoiler--
aynı zaman da alfred bordenın ikiz iki kardeşin ortak kimliği olması nedeniyle izledikten sonra hangi sahnede olivianın sevgilisi hangisinde sarahın sevgilisi olduğu tartışılmaya çok müsaittir.
--spoiler--
buda film sonunda geyik yapmaya çok müsaittir. film tavsiyesi isteyen kişilere sorduğum ilk soru olan the prestigei izledin mi? sorusunu hakettiğine inanıyorum.
filmin ilk izlendiğinde tam olarak kavranamadığından bahsedilir. benim için durum biraz farklı. ilk izlediğim kafayla on kez izlesem bir şeyin değişeceğini sanmam. bu durumda filmin olağanüstülüğünü farketmenin yolu defalarca izlemek değil elbette. misal nikola tesla'nın tarihdeki konumundan, bilimdeki başarılarından ve yahudi edison'un brotherları ile birlikte maruz bıraktığı yıldırmalar ile akim kalan çalışmalarından habersiz olmak bunlardan bazısı.
izlediğim en iyi filmlerden birisidir kuşkusuz. senaryoyu yazan adamın zekasına, hayal gücüne, kalemine her şeyine hayran oldum. hiç bir film beni bu denli şok etmemişti finalinde. kesinlikle izlenmelidir.
chris nolan başyapıtıdır. daha önce çektiği ve daha sonra çekeceği filmler bir yana bu film bir yanadır, bence. ha ama diğerleri de candır o ayrı parametre. film esasında bir çok gerçek konuyu da içerisinde barındırıyor örnek olarak tesla ve edison münasebetini az da olsa anlatma çabası içeriyor ve daha pek çok şey. kim ne derse desin muhakkak ve şüphesiz kaliteli bir filmdir.
--spoiler--
çünkü siz kandırılmak istiyorsunuz.
--spoiler--