Tür : Bilim Kurgu / Fantastik / Dram
Gösterim Tarihi : 22 Aralık 2006
Yönetmen : Christopher Nolan
Senaryo : Christopher Nolan , Jonathan Nolan , Christopher Priest
Görüntü Yönetmeni : Wally Pfister
Müzik : David Julyan
Yapım : 2006, ABD / ingiltere , 128 dk.
Oyuncular
Christian Bale (Alfred Borden) , Hugh Jackman (Rupert Angier) , Michael Caine (Cutter) , Scarlett Johansson (Olivia) , David Bowie (Nikola Tesla) , Andy Serkis (Mr. Alley) , Chris Cleveland (Will) , Piper Perabo (Julia Angier)
Rupert Angier ve Alfred Borden, genç yaşlarda karşılaştıkları ilk andan itibaren dostça bir rekabetin içinde yer alan iki sihirbazdır. Zaman içinde gelişen yetenekleri ile birlikte aralarındaki rekabet de büyür. Biri alışılmadık ve ilginç olan bir gösteri yaptıktan sonra diğerinin bu ilizyondaki sırları keşfetmek için giriştiği çaba şeklinde yıllarca devam eden bu rekabet, bir noktadan sonra hiç beklenmedik yerlere varacak ve çevrelerindeki herkes dahil kendilerini de büyük bir tehlikenin içine atacaktır.
Genç yaşına rağmen Akıl Defteri ve Insomnia gibi etkileyici filmler ile beğeni toplayan yönetmen Christopher Nolan, Christian Bale, Hugh Jackman, Scarlett Johansson ve Michael Caine gibi ağır toplardan oluşan bir kadro ile sihir dünyasına el atıyor.
kesinlikle ama kesinlikle hak ettiği değeri görmemiş bir film diyebilirim.. Sanki senaryosunu şeytan yazmış gibi. Önce memento şidi de bu. yazan yöneten christopher nolan apayrı bir yere sahip artık benim gözümde.
Yönetmenliğini Christopher Nolan 'nın yaptığı 2006 yılı Amerika, ingiltere ortak yapımı film. Yazar Christopher Priest'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan filmin özgün adı; The Prestige'dir.
Yazar Priest'in romanını film senaryosuna dönüştüren yönetmen Nolan'a, senarist kardeşi Jonathan Nolan eşlik etmiştir.
Önceleri birlikte çalışan iki sihirbazın daha sonra rekabete ve hatta düşmanlığa dönüşen öyküsünün anlatıldığı filmin konusu, 19. yüzyılın ingiltere'sinde Viktorya Dönemi olarak anılan zaman diliminde geçer. Filmin yapımında yönetmen Nolan'nın yanısıra, Aaron Ryder ve eşi Emma Thomas görev almışlardır.
--spoiler--
- Sahnede sihirbazlık yapmak zorunda değildik. Daha çok sihirbazların iç dünyasını anlamaya çalıştık. Sahnede neler hissettiğini ve nasıl çalıştıklarını inceledik. Filimde olduğu gibi geçmişte de sihirbazların rekabet içinde oldukları, genelde yalnız çalıştılarını ve bilindiği üzere en büyük numaralarını kesinlikle açıklamadıklarını, bizi biraz üzse de bir kez daha öğrenmiş olduk. demişlerdir.
--spoiler--
benim anladığım şey en baştan sonuna dek kimin asıl kahraman olduğunu, kimin gerçek kahraman olmadığının anlaşılamamasıdır. ikisinden birini işte bu benim adamım diyerek tabir edememizdir. çünkü film öyle bir yazılmış ki ikisi de birbirinden beter. filmin sonunda anlaşılıyor. asıl konuysa filmin başında rekabete başlatan o kadının öldüğü kaza. düğümün nasıl atıldığı bilinmemekte ve bunu yapan kişi* de bunu bilmemekteydi. kafamı karıştırdı.
"every magic trick consists of three parts, or acts. the first part is called 'the pledge'. the magician shows you something ordinary. a deck of cards, a bird or a man. he shows you this object. perhaps he asks you to inspect it, to see that it is indeed real, unaltered, normal. but, of course, it probably isn't."
...
"you'd drink, too, if you knew the world half as well as i do. did you think you were unique? i've been caesar, i've played faust. how difficult could it possibly be to play the great danton?"
...
"- i love you. i will always love you and you alone.
- you mean it today.
- absolutely.
- which makes it so much harder when you don't."
...
"ladies and gentlemen, my first trick of the evening involves considerable risk. anyone in the audience who would be irrevocably damaged by seeing a man drown should leave now. when i tell you the lady who taught me this illusion actually died performing it, you'll understand the seriousness of the dangers involved. let's begin. in my travels, I have seen the future. and it is a strange future, indeed. the world, ladies and gentlemen, is on the brink of new and terrifying possibilities. what you're about to witness is not magic. it's purely science."
kurgu budur dediginiz süper bir film. bir zamanlar dost olan ki sihirbazın zamanla bir savaşa dönüşen hikayesini anlatmaktadır. mutlaka izlenmesi gerek oldukca sürükleyici bir yapıt.
filmde, nicola tesla ve thomas edison'un çekişmesini yansıtılmış ve bence gayet de hoş olmuş. sonra viki'den öğrendim ki tesla çok büyük adammış. edison halt etmiş yanında.
alfred bordon'un karısı Sarah'a dediği seni bugün seviyorum/bugün sevmiyorum sözü -ki aynı şeyi sarah da söylüyodu alfred'in böyle düşündüğünü düşünerek- çok samimi ve bence gerçekle örtüşen beğendiğim bir söz.
--spoiler--
+ Her şey yolunda gidecek...çünkü seni çok seviyorum.
- Tekrar söyle.
+ Seni seviyorum.
- Bugün sevmiyorsun.
+ Ne?
- Bazı günler sevmiyorsun. Bugün de öyle demek istemiyorsun. Bugün belki de benden çok
sihri seviyorsundur. Aradaki farkı görüyor olmak hoşuma gidiyor. Bunu gerçekten söylediğin günlerde anlamlı oluyor.
--spoiler--
onun dışında; yönetmen nolan'ın zekasına -memento'da da aynı şeyi yapıyor- hayran kalınıyor. oldukça güzel bir film. filmde karmaşa yok ayrıca.
iki illüzyonist. o kadar hırslılar ki - özellikle biri - illüzyonla bilimi vasıta ederek gerçekliğin üstüne çıkmayı- gerçekten - amaçlıyorlar. aslında bir rekabet üzerine akıyor gibi film ama sonunda aslında iki sihirbazın rekabetinin de kendi varoluşalarıyla ilgili olduğunu, birbirlerinden bir insan olarak çok farklı olmadığını vb. anlıyoruz. tesla nın senaryoya hem de önemli bir yerden iliştirilmiş olması çok güzel. ayrıca bu rolde david bowie gerçekten harika.
gerçek bir hayranı olarak christian bale'in her zamanki gibi harika oynadığını ve diğer oyuncularında çok başarılı olduğunu söyleyebilirim. tesla nın teoremleriyle 'moleküler transportasyon' arasındaki bağlantıya çok fazla anlam veremediysem de bu büyük ihtimal cahilliğimdendir.
senaryo kusursuz değil, açık verdiği yerler var, ama şöyle de bakılabilir bir illüzyon filmi biraz illüzyon olmalıdır. bu iyimser bir bakış açısı tabii. memento kadar dikkatle izlemesi gerekmeyen, batman begins
kadar görsel şölen vaad etmeyen iyi bir film. güzel bir film. bir kaç ay arayla iki defa izlemeniz, tabii kırmızı şarap eşliğinde, önerilir.
çok iyi bir kurgusu olan, iyi oyunculuklar görülebilecek film. geçmişte işlenmesi daha bir çekici kılmış... son birkaç sahnede her şeyin değiştiği filmlerden.
insanların en büyük eksikliklerinden biri dikkatsizliğidir.
prestiji izleyince en basit olayı bile nasıl da tam olarak algılayamadığımızı görebilirsiniz.
olaylara farklı açılardan bakmak çoğu kez daha zordur, daha çok dikkat ve odaklanma gerektirir. insanlara bir şeyleri dikte ettirmek aslında göründüğünden çok daha kolaydır.
sihir yoktur aldanma vardır ve tesla büyük bir bilim adamıdır.**