anlamadığım filmdir. nicola tesla ile ilgili tek bildiğim kablosuz elektriğin mucidi olduğudur. hayatını biraz araştırdım da bu filmle bağlantı kuracak birşey de bulamadım. film sonuna kadar çok güzeldi. sevdim yani. sonuna kadar sizi kendine bağlıyor. senaryosu kurgusu oyunculuklar falan muhteşem ama sonuna basmadı kafam. yorumlardan anladığım kadarıyla olay gerçekler üzerine kurulu ama bu bilimsel gerçeği anlayamadım. bi bilgi de bulamadım. şuan böyle havada kaldım.
zeki bir insan olduğumu iddia etmem hiç bir zaman. benim son sahnede anladığım şey şu ki, teslanın ürettiği o zımbırtı içine gireni kopyalıyor. yani benim anladığım bu. peki gerçekte böyle birşey var mı?
mantıklı bir açıklama yapabilecek arkadaşların mesaj kutumu şenlendirmesini bekliyorum.
filmin başında borden ın sarah ı evine bıraktığı sahnede, sarah borden ı kapıdan uğurlayıp içeri girdikten sonra borden evin içinde karşısına çıkıyor**. ufak bir detay, sanırım herkes te benim gibi pek şaşırmadı film esnasında bu duruma ama film bittikten sonra kafada bir ampül yakmıyor değil*.
birazdan tekrar izleyeceğim başyapıt. nolan reyiz gibi 5-6 tane adam olsa sinema sektörü alır başını gider.
tabii tesla reyizi unutmamak lazım. elektroallah.
çok efsane bir sihirbazlık filmi. birden aklıma gelip yeniden izlemek için içimde bir heyecan yarattı, bu sefer detaylara çok daha fazla dikkat edeceğim bakalım yeni şeyler yakalarım belki.
izleyip izleyebileceğiniz en güzel film. Oturup hakkında saatlerce muhabbet edilebilir. Her sahnesi her kelimesi insanın ruhuna işler.
filmin konusu, alt mesajları vs vs sıra sıra yazmaktansa izlenmesini tavsiye ettiğim kült.
bir hugh jackman hayranı olarak çok sevdiğim ve mükemmel düzeyde kurgulanmış olduğunu düşündüğüm film. izleyeli yıllar olmasına rağmen her sahnesi hala aklımda. ilk defa izleyecekler için sabırlı olmalarını tavsiye ederim. çünkü filmin ilk kısmı çok düşük tempoda hatta sıkıcı sayılabilecek düzeyde ama sabreden mükafatını filmin son kısımlarında alıyor. ayrıca algıların son derece açık olması gerekiyor.
efsane filmdir. tek izlemede her şeyi anlamış gibi oluyoruz. ancak bi kaç kere daha izleyince aslında her birinin birbiriyle ilişkili olduğunu ve bi çok şeyi kaçırdığımızı anlıyoruz. fikrimce tam bir başyapıt.
--spoiler--
şimdi sırrı arıyorsunuz
ama bulamayacaksınız çünkü aslında dikkatli bakmıyorsunuz
aslında öğrenmek istemiyorsunuz
aldatılmak istiyorsunuz.
--spoiler--
defalarca izlememe rağmen her seferinde ilk günkü gibi beni heyecanlandıran değişik bir şekilde acaip haz aldığım gerek bale gerek jackman abiler olsun gerek de Scarlett bacı olsun iyi iş çıkardıkları efsane film.
Hans Zimmer yine doktürmüs. Müziği inanılmaz derecede kaset verici ama ben bu kasvetten zevk aliyorum arkadaş ne garip. Filmin atmosferi de zaten bi acayip. Bale zaten efsane bayildim filme
robert angier'nın osmanlıyı, ayağının kırılmasından sonraki halinin hasta adam ı ,zerhoş roud'un rusya yı , ikizlerin batı medeniyetini , angier'ın son gösterisinin lozan antlaşmasını (gösteriyi 100 defa gerçekleştireceğini afişlemesi lozandaki 100 yıl'ı,sahne altındaki kutunun içinda kaybolanlar ölen müslümanları) sonuç olarak da osmanlının ortadan kaybolup tekrar doğmasına kadar geçen süreçte insanları bi saplantı uğruna öldüklerini (müslümanın müslümana..;kutunun içinde kaybolan adamı kimse umursamaz) ikizlerden birinin sahne altına girip buna müdahale etmek istemesi ve ölümlerin onun üstüne kalmasının ( burada kendileri amerika olur misal kendilerinin ortodoğuya ölüm ve kargaşaya son vermek girmiş olmasını fakat tam tersine öümlerden amerika'nın sorumlu tutulmasını) simgelediği filmin sonu itibariyle kılasik en doğru benim bir amerikan bakış açısıyla yapılmış bir film