the pianist te yahudilere verilen ayar

entry2 galeri0
    1.
  1. siz şimdi ay ne kadar kötü yaaaa, ağlarım ben buna, yahudi soykırım falan diye izlediniz bu filmi onun için bilmiyorsunuz ama, bu filmde de muazzam bir yahudi ayarı var.

    szpilman, toplama kampına götürülürken, iş birlikçilerden biri onu trenden uzaklaştırmaya, hayatını kurtarmaya çalıştıkça bu dingil trene binmeye çabalıyordu. ailesi vardı, onlara gidiyordu falan diyen duygusal mandalara teessüf ederim. arkadaş trenin gittiği yer belli, hiç umut yok, hayatta kalma şansın varken anam da anam diye tutturmanın manası ne? onlar ölecek bende öleyim, onlarsız yaşayamam triplerine girip ferdi tayfur luk yapmak mallık değil de nedir. bitmedi daha.

    sonra bu lavuk, lağım faresi gibi sağda solda saklanırken, sokaklarda insanlar tanklara kafa tutmaya çalışıyordu. ama bu dengesiz ruhsuz, çalgıcı denyo korkakça perdenin arkasına saklanıyor, kadının getirdiği yiyecekleri zıkkımlanırken keyif yapıyordu. o anlarda hiç anası aklına gelmedi ne hikmetse. hiç flash back gördünüz mü ? ailesini düşünüp efkar yaptı mı bu gereksiz? yapmadı. çünkü sikinde değildi. bir eli yağda öbürü baldaydı. piyanonun başında entel entel takıldığı günlerdeki gibi bedava yaşıyordu. ne zaman işler boka sardı, yine bu zavallıyollara düştü.kaçtı saklandı fare gibi deliklere kaçtı.

    en sonunda da tüyü dikti. yedi ceddini kesen alman dan medet umdu. ona muhtaç kaldı. onun vicdanına mahkum oldu. yine hep birilerinin sırtından geçinen yahudi hikayesi çıktı karşımıza. korkak, kendi başına hiç bir işe yaramayan, hep birilerin muhtaç bir insan.

    evet bu ayar değil de nedir lan. bide bu gözle izleyin filmi. salya ve sümüklerinizi sildikten sonra tabi.
    8 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük