"There are things men can do to one another that are sobering to the soul. it is one thing to reconcile these things with god, but another to square it with yourself."
Bugüne kadar çekilen en pahalı mini dizidir. Toplamda 200 milyon dolara mal olmuştur. Kesinlikle görkemli olduğu düşünülen Hollywood filmlerine taş çıkaran bir yapıttır.
hbo yapımı 10 bülümlük müthiş bir dizi. Tüm bölümlerini bir günde izlerseniz, verin bana da bir tüfek ben de savaşa gitcem diye dolanırsınız ortalarda.
japonların pasifik adalrında amerikanın nasıl agzına sıctıgını bir nebzze olsun göstermiş dizidir. Ayrıca Japon askerleri gerçekten makinalı tüfeğin üstüne koşarlardı (bkz: banzai)
--spoiler--
amerika'nin tarihini anlatan dizidir. insan izledikten sonra soruyor, neden bizim tarihimizi anlaticak bir dizi cikmiyor da bu kadar sacma salak diziler cikiyor? ulan tamam biraz paraya kiyin da cekin be kardesim. yuzlerce sacma dizi var ya.
--spoiler--
Amerika tarihi adına çekilen bu dizideki olaylar o kadar abartılacak bir şey değildir. Bahsi geçen durumlar ve hayat şartları pekte zorlayıcı değildir diziden anladığımız kadarıyla.
Peki biz Türkler neden böyle diziler çekmiyoruz ?
Çünkü biz tarihimizde o kadar büyük olay yaşadık ki o kadar önemli durumlarla karşı karşıya geldik ki hangi birini anlatıp diziye dökelim ve o şartları dizide nasıl anlatalım..
Ama şimdi bu diziyi de kötülemek istemem çünkü gerçekten emek sarf edilmiş bir yapı. kalitesiyle harcanan parasıyla izlenmeye değer.
pasifik cephesinde savaşan askerlerin ne kadar boşu boşuna savaşıp öldüklerini gösteren mini dizidir. ancak o adamları oraya yollayanları eleştirmek yerine onları kahraman ilan edebilmek bile büyük bir başarı.
amerika'nin tarihini anlatan dizidir. insan izledikten sonra soruyor, neden bizim tarihimizi anlaticak bir dizi cikmiyor da bu kadar sacma salak diziler cikiyor? ulan tamam biraz paraya kiyin da cekin be kardesim. yuzlerce sacma dizi var ya.
ve bu diziyi izledikten sonra anladim ki, bizde bir tane ataturk varsa onlarda onlarca var. ki bu yuzden biz eziliyoruz.
"the pacific" sektorun "bakın kimse bizden gerçekçi kol,bacak koparamaz kımse bizden ıyı kafa patlatmaz" diye arz-ı endam ettiği 15. dakıkadan sonra fazla curcunaya daynılmayıp değiştirilen seri. he izlerken "vay be yapmış adamlar " dedirtmıyo mu ? dedirtiyo...
izlediğim en iyi yapımlardan.illa ki, diziyi yapanların gözünden anlattığından dolayı biraz yanlı bir tavır alsak da bunlara takılıp kalmamak gerekiyor.
Band of Brothers yani kardeşler takımının bu sefer pasifikte savaşını ele almaktadır. benzerliklerinini başlangıcı da her iki filme de yapımcı olarak katılan steven spielberg ve tom hanksdenn ileri gelmesidir.
büyük bütçeli savaş filmi yapmak yerine aynı bütçeyi sanırım dizi oluşturarak bölmek daha hesaplı geldi anlaşılan. ülkemizde bile artık yerli yapım türk filmleri yerini daha kazançlı yerli dizilerin alması gibi diyebiliriz.
üstelik daha çok etkili ve filmde yer alamayacak kadar konuyu barındırıp kısaltmak zorunda kalmıyorsunuz.
aslında önemli bir konuya da yer verelim. yukarıdaki entrylerde de çokça bahsedilen yunanlı bir aile hakkında dizide yer alan bazı konular canımızı çok sıktı. işgal ettikleri izmirden kovulmalarını barbarlık olarak nitelendirilmesi ve misafirperver görünmesi gibi.
o kadar ajansımız ve dunyaya ulkemizi tanıtmak adına hazırlanan yüksek bütçeli reklam, sloganlar ve ihya edilen reklam ajansları yerine boyle filmlerde esas kendimizi tanıtsak sanırım daha iyi olacak.
reklam sadece advertising değildir ve hala tv nin nimetlerini anlayamıyoruz.hoş amerika tv nimetlerini kullanmaya 60larda başladı bizse 90larda emeklemeye basladık.
türklere hiç yok yere karalama yapana kadar beğenip takip ettiğim dizi. taaa avusturalyadan türkleri karalayacak malzemeyi biraz zorlama da olsa çıkarabilmişler.
yürüyebiliyorsan asla koşma
durabiliyorsan asla yürüme
oturabiliyorsan asla dikilme
yatabiliyorsan asla oturma
uyuyabiliyorsan asla uzanma
ve asla temiz su bulunan erzakı es geçme.
kasti bir durum varsa tom hanks'i boykot edeceğim cidden kendisinden boyle birşey beklemezdim fakat bunun daha beterini kendini Türk sananlardan ve bu ülkenin ekmeğini yiyenlerden de görünce olabilitesi ve birşey denememesi durumu oluştu.
(bkz: şefefsiz ve saz arkadaşları)
(bkz: siz yapıyosunuz ben ne yapayım)
bir bölümünde amerikalı piyadenin işemek için tenha bir araziye girmesinin ardından; aniden çıkıveren japon askerinin onu elinde süngüyle kovalaması ve amerikalı askerin donunu toplamaya fırsatı olmadan k.çı açık bir vaziyette sipere koştuğunda beni gülmekten yerlere yatıran steven spielberg eseri.
yedinci bölümde bir japonun kafa tasının yarısı uçmuştu. ve kalan yarısının içi kan ile dolu idi. o kanın içine taş atıldığı anda zıp zıp zıplayan kanı görünce içim bir hoş eden filmdir. iğrenmek gibi...
her bölümü sinema tadında olan ve okuduğumuz kadarıyla yüksek bir bütçeyle çekilen on bölümlük mükemmel bir mini dizi idi. dizinin bizlere kazandırdığı ve psikopat adam rolünün hakkını veren isim ise (bkz: rami malek) oldu.
