lise günlerimin daha keyifli geçmesini sağlayan, dershane klasörümün üzerinde mischa barton'ın resminin yer almasını sağlamış, verilecek her sıfatı hak eden, zengin ailelerin çocukları üzerindeki baskıyı ve o ortamı mükemmel bir şekilde bizlere lanse etmiş, mischa barton'ın sapıtıp 3. sezonun sonunda veda ettiği ve o vedada içimden birkaç parçayı beraberinde götürdüğü, son zamanlarda izlediğim en güzel gençlik dizisi.
cnbc-e de yayınlanmış gençlik dizisi.harbiden sağlam diziydi.şimdi olsa yine izlerdim ama diziyi 3. sezondan sonra ana karakterlerden birisi öldü diye kestiler. yazık oldu...
lise yıllarımda "ulan benim de üniversitede böyle bir ortamım olacak mı ki ?" diye kendi kendime hayallere kapılmama ve sonra gerçekle yüzleşmeme sebep olan dizi.
öncelikle şunu söylemeliyim ki en iyi gençlik dizilerindendir. saçma ve klişe yerleri fazlaca olsa da kendini izlettiren bir havası ve oyuncuları (seth ve anna'nın oyunculukları-marissa ile summer'ın daş vücutları) var. artı olarak açılış müziği nedense çok hoşuma gitmiştir. geçen gün fox'daki tekrarında duyunca nostalji yaşayıp duygulandım.
--spoiler--
oyuncuları ele almak gerekirse :
ryan atwood : benjamen mckenzie oynuyor bu rolü.
dizinin başrol oyuncusu, emrah bakışlı kahramanımız,varoşlardan kopmuş, oc'ye yerleşmiş, önüne gelen her şeye yumruk atma isteği ile yanıp tutuşan, tam bir başbelası, aynı zamanda da taş gibi bir kızla 10 kere bir araya gelip 11 kere ayrılan şanslı (marissanın vücudu açısından) bir keranecidir.
seth cohen : adam brody oynamaktadır bu rolü
inanılmaz bir oyunculuk yeteneği olan, mimikleri ve konuşma tarzı ile baya dikkat çeken, dizinin en komik, şirin ve bir erkek gözü ile yakışıklı bulduğum karakteri... dizinin başlarında accaip derecede ezik davranışlar içinde bulunmasına rağmen, ileriki bölümlerde yavaş yavaş kendine güveni gelen ve hemen akabinde istediğini başaracak bir gençtir. söyledikleri pür dikkat dinlenmeli (uzun cümleler kurar ama olsun) çünkü çok mantıklı,komik ve güzel konuşuyor... summer çocukluk aşkıdır, iyidir, güzeldir ama bence anna'nın eline su dökemez yani seth'e şöyle diyebiliriz. "seth ollüm summer hikaye anna şahane!.." ayrıca marissa ile hiç anlaşamazlar daha doğrusu pek konuşmazlar. ryan gelmeden önce komşu olmalarına rağmen tek kelime etmişlikleri bile yokmuş. 3.sezonun sonunda ayrılırlarken bile öylesine hatta zoraki öpüşmüşlerdi hatırlarsanız. ilginç bir ilişkileri vardı yani.
marissa cooper : mischa barton oynamaktadır bu rolü.
şu an 20 yaşında olmasıyla ve güzelliği ile dikkat çeken, zaman zaman ryanı boynuzlayan ama sonra da pişman olan, ailesi yüzünden depresyondan depresyona giren, ağlayan zırlayan, yaşam sevincini kolay kaybeden bir karakterdir. tam bir bunalım karakteridir ve emrahın amerikan versiyonu ryan'a çok çektirmiştir. ama taş gibi vücudu sayesinde kendini sevdirmiştir bir açıdan da. dizide de yatmadığı adam kalmamıştır sanırsam. hatta bir dönem diziye giren alex ile lezbiyen ilişki bile yaşamıştır.
summer roberts : rachel bilson oynamaktadır bu rolü.
ilk bölümlerde oc'nin en kaşar ve sosyetik kızı olan karakterdir ki biraz da kötüdür de... ona deli gibi aşık olan seth'i yine ilk başlarda fazla takmamıştır ama dizi ilerledikçe ona sırılsıklam aşık olmuştur. bazı hareketleri gıcık olabilir ama içi iyilik doludur ve çok da güzeldir.
luke ward : chris carmack
dizide ilk olarak marissa'nın erkek arkadaşı olan ve biraz da kötü karakter olan luke, zaman içerisinde ryan'ın kankası olacak ve bir çok macera yaşayacaklar birlikte. babası gay çıkacak, marissa'nın annesini becerecek (işini biliyor çocuk) falan filan...
jimmy cooper : tate donovan
biraz şanssız bir karakteri canlandırıyor. işlerinde batan bir karakterdir.
sandy cohen : peter gallagher
usta bir aktörün canlandırdığı karakterdir. oc'de genel olarak konu ağırlığını taşıyan, ryan'ın evlerine yerleştiği cohen ailesinin babası olup ryan'a yepyeni bir yaşam sunan dizinin bilge adamıdır bir nevi. avukat ve işinde baya parlak bir adamdır. zevkli hobileri olan renkli bir karakterdir. eskiden ryan gibi bir hayattan yükselip böyle bir yaşama eriştiği için kendisini ryan'a yakın hissetmektedir ve onu yanları almak için aileyi ikna eder. olaylara gerçekçi yaklaşan, sadık bir eş ve komik bir babadır. seth ile olan atışmaları gerçekten de görülmeye ve dinlenmeye değerdir.
kirsten cohen : kelly rowan
sandy'in eşi. cohen ailenin annesi, o da işinde başarılı ve gözüpek bir insan, ayrıca yemek yapmasını hiç bilmiyor. ona dizinin başında ryanı eve kabul etmediği için sinir olmuştum ama sonradan o da kendini sevdirdi.
julie cooper nichol :: melinda clarke
bu da ayrı bir kaşar. güzellik açısından anne ortalamasını baya yükselten bir karakter ki o kadar güzel anne olmaz herhalde. kötü kalpli gibi gözükmesine rağmen, dizinin sonlarında iyi bir karakter oluverir. herkesle yatmışlığı vardır. kristen'in babası, kızı marissa'nın eski erkek arkadaşı luke vs. hatta geçen gün tekrarında denk geldim. pornosu da varmış*
caleb nichol : alan dale
kirsten ve hailey'in babasıdır. orange country'in en zenginlerindendir.
anna stern : samaire armstrong
benim dizideki favori karakterimdir.şahane bir kızdır. hem güzeldir hem karakterlidir ham de çok şirindir. böyle bir kızın karşıma çıkması için neler vermezdim. anna bütün dizide oynamaz ne yazıkki, dizinin ortasında ayrılmak zorunda kalır ve seth çocukluk aşkı ile anna sayesinde beraber olur(seth elinde hiç kız yokken bunlar gibi iki taş kız arasından seçim yapmak zorunda kalır nerden nereye).
alex : olivia wilde
dizinin taşlık açısından en önde gelen karakteridir. dizinin en seksi sahnelerini marissa ile beraber çekmişlerdir. bir dönem lezbiyen ilişki yaşamışlardır. çok titreticiydi o bölümler! ama fazla durmadı dizi de. o da çıktı gitti.
SETH cohen'in gizli emo olduğu duygusunu uyandıran dizi. tekrar izleyince artık şundan emin oldum ki adam ruh hali, olaylara verdiği tepkiler, gel-gitleri ve pek tabii surat ifadesi ve bakışlarıyla tam bir gizli emo idi.
nedendir bilinmez 16 yaşında gençleri 78-79 luk abilerin canlandırdığı dizidir.
ama izletmez mi kendini?
hem de nasıl izletir.
hatta yeniden olsa yine izlenir.
ilk sezondan sonra izleyemediğim dizidir. izlediğim dönemlerde ise adeta hayranı olduğum dizidir. bir kere değil birkaç kereden daha fazla süreyle izlenilesi dizidir.
marissa gibi tv tarihinin en fantastik karakterlerinden birine sahip olan dizi. kızı tüm serseriler kovaladı, anasıyla babası boşandı, anası yaşlı zengin bi adamla evlendi ona baba demek zorunda kaldı, babası ayrı alem zaten her gün borçlularla boğuşuyor * sonra o ikisi gene döndüler, o kız oynadığı 3 sezon boyunca kafaları yedi, lezbiyen oldu. * annesine tepesi atan bu mal kız şezlongu da havuza yuvarlamıştı, hala izledikçe gülerim. *
seth-summer cansınız. gossip girl'deki dan ve blair sizi örnek alır diye bir ümit bekliyorum ama boşunaaa.
ikinci sezonun yedinci bölümünde seth cohen'in yardırdığı bölümdü. bir de bir şey dikkatimi çekti; sanki gossip girl dizisi bunun çakalağı gibi. enteresan. eskilerin bildiği dallas dizisinden esinlenilerek karmaşık ilişkileri görünce iyice dallas olmuş deriz ya işte bu tanıma tam uygun değişik güzel vakit geçirici eğlendirici dizi.
(bkz: gossip girl)'in atababası sayılabilecek ama daha dar kadroda geçen eski gençlik dizisi. Orjinal halini izledikten sonra dublajlı hali iğrenç ötesi olmuştu.
