jim carrey'nin başta olduğu sağlam gerilim filmi. hoştur.
--spoiler--
23 sayısını koyu bir saplantı hâline getiren Walter Sparrow, hayatını gerek kendisinin gerekse sevdiklerinin ölümüne yol açabilecek bir psikolojik işkence cehennemine dönüştürür. Walter bir türlü elinden bırakamadığı 23 Numara adlı gizemli romanın etkisiyle, karısı Agatha ve ergenlik çağındaki oğlu Robin'le geleceğine devam edebilmek için geçmişindeki sırların kapısını açmaya mecbur kalır.
--spoiler--
güzel bir jim carrey film.sayı internet de araştırdığımız da ilginç sonuçlar çıkıyor karşımıza
bir inanca göre adem ve havvanın 23 kızı vardı.
kuranın hz. muhammed (s.a.v.)e indirilmesi 23 yıl sürdü.
jül sezar suikasta uğradığında 23 kez bıçaklandı.
her ebeveyn çocuğunun dnasına 23 kromozom verir.
16ncı yüzyılda yaşayan başpiskopos james ussher dünyanın mö 23 ekim 4004′te yaratıldığını iddia ederken mayalıların dünyanın sonu olarak verdiği tarih 23 aralık 2012 idi.......diye gider...
izlemeye değer, jim carrey in iyi oyunculuk çıkardığı film. bitirdikten sonra izleyenlerin %97 si etrafında 23 e dair şeyler arar ve %89 u başarılı olur.
izleyeli çok oldu, bundan dolayı çok emin değilim ama memento yu izledikten sonra senaryolarının özünde aynı olduğunu düşünüyorum.*
23 sayısını koyu bir saplantı hâline getiren walter sparrow, gerek kendisinin gerekse sevdiklerinin hayatını ölüme yol açabilecek bir psikolojik işkence cehennemine dönüştürür. walter bir türlü elinden bırakamadığı 23 numara adlı gizemli romanın etkisiyle, karısı agatha ve ergenlik çağındaki oğlu robin'le geleceğine devam edebilmek için geçmişindeki sırların kapısını açmaya mecbur kalır. 23 sayısına duyduğu saplantı walter'ı kontrol etmeye başlar. günlük hayatında her yerde bu sayıyı görmektedir. walter, 23 sayısının ardındaki gücü çözebilirse geleceğini de değişitrecektir.
etkileyici bi film.
filmi izledikten sonra 23 sayısını aramaya ciddi ciddi başlamıştım. saçma sapan hesaplarla buluyordumda. neyse ki artık geçti o günler.
insanların takıntılarının, zihinlerinde patlak vermesiyle son bulur film. eğer biraz olsun düşünmeyi seviyorsanız, biraz olsun paranoyaksanız, biraz olsun vazgeçemediğiniz tuhaf alışkanlıklarınız varsa ki bu çizgilere basmadan yürümeye çalışmak bile olabilir, bu filmin ne demek istediğini anlarsınız. filmi izleyen herkes kendine uyarlamaya çalışmıştır muhtemelen. işte benden çıkanlar:
doğum günüm 26 mart 26-3=23
okul numaramın ilk iki hanesi 23
telefon numaramın son dörtlüsündeki ilk ikili 23
eski evim 6. kat daire 17 17+6=23
abim 23 yaşında
23 ile ilgili kasarken 22 ile ilgili bir şeyler buldum:
okuduğum okulun adı 22 harf
11. sınıftayım 11.2=22
telefon numaramın üçlü kısmı 812 8+1+2=11 11.2=22
...
yeteeerrr!
edit: entry girdiğim saat de cabası.. 23:10 23-1=22 ya da sadece 23
şeker bir köpekle karşılaşmayla başlayan, çok güzel Kurgulanmış bir romandan alinti olarak başliyor film.
sonra numaroloji takıntısı olan bir cocuğun hayatını konu almaya başliyor, baktiği herşeyi 23 numaraya indirgeyen, sparow'un hayatını çarpıcı şekilde anlatiyor, çarpıcı finaliyla insani apıştıran bu film birhayli hoş,
beğenenlerin "number 23+1"* çıksa mutlaka izlerim dediği tarz da film, jim carrey'in performansida gözlerden kaçmayan detay..
ucuz bir filmdir, sonu baştan bellidir. çok büyük bir rahatlıkla "abi ya bruce wills ölüymüş biliyon mu?" geyiğini yapabilirsiniz. mükemmel kurgudan sözedenler, kurgunun tanımını yapamayacak adamlardır, film bu değildir, bu vakit geçirmek için çerezdir.
dün akşam moviemax'de yayınlanan güzel bir joel schumacher filmidir. jim carrey kendisinden hiç beklemeyeceğimiz bir rolü gayet başarılı bir şekilde oynamıştır.
sinemadan anlamayanların kafasının senaryoya hala basmadığını gördüğümüz film.
----spoiler----
anlaşılmayan şu ki, filmde 23 sayısını bulmak için abuk derecede kasılmamıştır. zaten film 23 sayısının lanetini anlatan bir film de değildir. the number 23 i bir bilim kurgu, alacakaranlık kuşağı tadında izlemektir asıl salakça olan. film baştan aşağı insanların "takıntı"larına odaklanmış, o noktadan başlayıp o noktada biten bir film. 23 sayısının bulunması için elbette kasılacak, çarpılacak, bölünecek vs vs. çünkü obsesif insanlar, mantıklı düşünüldüğünde gayet saçma gelecek fikirlere kesin bir gerçekliğe sahipmişcesine inanırlar. filmde de sparrow ve geçmişe ait yan karakterler çeşitli çıkarımlarla 23'e ulaşmaya çalışıyor. film özellikle 23'ün lanetli falan olmadığına inandırmaya çalışmış izleyiciyi.
diğer yandan "ya film de aslında öyle değil de böyle teması kullanılmış, yok süpriz son için kasılmış bık bık" edenler de olacak elbette. en başta belirttiğimiz gibi filmin ana karakteri obsesyon bozukluğuna sahip birisi, hatta şizofren bir kişilik. böyle bir durumda beklenen bir son olması saçma olurdu zaten. bu filmde 23'ün laneti gibi bir tema işlenmiş olsa olağan bir sonla bitebilirdi film. ama ortada lanet falan yok, gizem yok, sır yok! takıntı var, kişilik bozukluğu var, hastalık var ve tümünün sonucu olarak işlenmiş bir cinayet var. herşey sıradışı bir ruh hali ile süregelirken, filmin sonunun "öyle değil de böyle" temalı olması gayet doğal. hollywood'un popüler bitiriş tarzı ile alakası yok, zaten filme gidenler sonunun "bruce willis aslında ölü" şeklinde olmadığını da rahatlıkla görecekler.
oyunculuğa ise söyleyecek hiç bir şey yok. "mükemmel" demekten başka...
----spoiler----
ayrıca jim carrey tamam döktürmüştür, aşmıştır falan ama film de bir eternal sunshine of spotless mind mertebesinde değil kesinlikle.
jim carrey'nin en kötü filmidir açık ara.bu filme iyi diyenleri hiç anlamıyorum zaten.şöyle bir sahnesi de aklımda, anılarımda kalmıştır.
--spoiler--
filmdeki enteresan anlarda ortaya çıkan esrarengiz köpek vardı hatırlarsanız.bir sahnede jim carrey kendini otobüsün önüne atmaya niyetlenir tam o sırada caddenin karşısında bu köpek belirir.göz göze gelirler ve köpek başını iki yana sallayarak* jim'i vazgeçirir.
--spoiler--