insana ölümün güzel yüzünü bir anlık gösteren şarkılardan biri.
fazla kaptırmamak gerek. yoksa millet işinde gücünde olur, siz ölüverirsiniz. kimsenin şeyinde bile olmaz, ama yine de sizin için kendi ölümünüz acayip büyük bir olaydır.
insanın aklını başından alan bir a perfect circle şarkısı. başlangıçta hafif ses ile dinginlik duygusu verir, bu şarkı kesin sakindir böyle gider durur dersiniz ama yanılırsınız. şarkıda ses yavaş yavaş yükselir, yavaş yavaş tüyleri diken diken eder. sanki fırtına öncesi sessizliktir şarkı. öyle bir an gelir ki içte kıpırdanmalar olur ne yapacağınızı bilmezsiniz sadece müziğe, ritme ve sözlere kilitlenip kalırsınız ve en sonda ise, fırtına dinmiştir artık olan olmuştur tekrar müziğin sesi azalır, kaybolup gider.
bencilliklerin, samimiyetsizliğin evvel zaman içinde arındırıla arındırıla bir hale suretine bürünmesinin hikayesidir... a perfect circle başlar şarkıya, dinginlik hüküm sürmektedir aslında... istenmez gideni yaptıklarından dolayı suçlamak... ilahi tını bile tahammül edemez insanların kulağında birden bir patlamaya dönüşür: your halo slipping down ... ardından mırıldanan sesler geçmişi sayıklamanın ta kendisidir: more than just a little curious... nargisos un haketmediği halde güzel görünmek adına başına taç ettiği hale yavaş yavaş aşağıya düşer, sonunu getirmek üzere... **
kanımca tüm zamanlar içinde, gelmiş geçmiş tüm müzik türleri içinde, şu yeryüzü üstünde yapılagelmiş en güzel * ikinci şarkı. *birincisi için : (bkz: no leaf clover)
nedense sadece sonbaharda dinleme hissi uyandıran şarkı. yazın dinleyince o haaya giremiyosun ama sonbaharda daha bi farklı olur bu şarkı. erken karanan bi gün ardından gelen maynard sesi ve yaşlanmak...
kudurtan hoplatan zıplatan kopartan ir the offpring şarkısı . sözleri şu şekildedir.
Well our souls are all mistaken in the same misguided way
We all end up forsaken, we're just choosing our own way
The future now incinerates before our very eyes
And leaves us with emptiness of no more tries
Well our visions of a glory now have spiraled down the drain
The best of our intentions that come crashing down in flames
The depths of our despair we are unable to contain
It's shallow living
The noose is falling
And all my friends are crawling
The noose is falling
And enemies are rising
A truth appalling
Our mak'r comes a calling
The noose is falling
And enemies are rising
Well the tracers from yesteryear are burning in the dust
Your bruises are reminders of naivete and trust
You're only feeling stronger cause your body's getting numb
Now I lay you down
Put the coins in your eyes
And blow the candles out
The noose is falling
And all my friends are crawling
The noose is falling
And enemies are rising
A truth appalling
Our mak'r comes a calling
The noose is falling
And enemies are rising
avazım çıktığı kadar, boğazım yırtılana kadar, acıdan ölene kadar bağırdığım şarkı. hiç bir zaman sadece bir şarkı değildir. overcome and completely silent now.
bu şarkıyı, "kafam güzelken" ilk dinlediğim zamanı hatırlıyorum. kıştı, oturduğumuz parkın her tarafı karla kaplı. Büyükçekmece'de şirinler parkı diye bir park. yanımda bir arkadaşım. sigara içmişiz, artık ayakta duracak halimiz yok. Sene 2007 ya da 2008 emin değilim. o evine gidiyor ben de kalacağım arkadaşın evine. Sokağın başında bırakıyorum onu, kulaklığımı takıyorum ve the noose çalıyor. Tool ve a perfect circle daha doğrusu maynard james keenan benim için çok önemli. öyle ki lakabım mjk. Daha önce defalarca dinlemişim bu şarkıyı. Ama o gün bir farklıydı. Hiçbir notasını, hiçbir saniyesini kaçırmadım. Resmen beynimin içine işledi.
O gün uyuyana kadar kulağımda kalmıştı ve o günden sonra tam 5 gün boyunca başka hiçbir şarkı dinlemedim. uyurken, yemek yerken, uyanıkken, kitap okurken, tuvaletteyken ve bir insanın müzik dinleyebileceği her saniye kulağımda döndü durdu.
ve o günden sonra da hep böyle devam etti. işte o yüzden the noose hayatımda en çok dinlediğim ve şarkı demeye dilimin varmadığı bir şeydir. çok garip bir şey.