the sigh of summer upon my return
fifteen alike since i was here
bathed in deep fog, blurring my trail
snuffing the first morning rays
weary from what might have been ages
still calm with my mind at peace
would i prosper or fall, drain the past
the lapse of the moment took it's turn
i was foul and tainted, devoid of faith
wearing my death-mask at birth
the hands of god, decrepit and thin
cold caress and then nothing
i was taken away from my plight
a treason bestowed to the crowd
branded a jonah with fevered blood
ungodly freak, defiler
pale touch, writhing in the embers
damp mud burning in my eyes
all the faces turned away
and all would sneer at my demise
outcast with dogmas forged below
seared and beaten, banished from where i was born
no mercy would help me on my way
in the pouring rain nothing is the same
vows in ashes
i pledge myself to no-one
seethed and spiteful
all shudder at the call of my name
if you'll bear with me
you'll fear of me
there is no forgiveness in these eyes
for any of you but one
dispel the mist for now
melinda is the reason why i've come
she is waterdrops over the pyre
a thistle in my hands
stained and torn, aged and brown
virtous shell with kindred innocense
i awoke from the miasma
passing swiftly through the moor
this is here, waters stir
and in the distance all that was lost
if you'll bear with me
you'll fear of me
you'd never leave me to
a fate with you
yine opeth şarkısı olmasından kelli muhteşem olan, lakin sıkabilen bir şarkıdır ne hikmetse. still life'ın açılış şarkısıdır. hikayeyi kavramak için, still life bir bütün olarak ele alınacaksa, mutlaka ilk başta dinlenmelidir. opeth ghost denilen bir efsanesi vardır bu şarkının. şarkının bir yerlerinde öksürük sesleri gelmektedir. lakin çok iyi dinlesek bile duyamayızdır orası ayrı.
girişi başa alınıp defalarca dinlenesi opeth eseri. roman gibidir bu şarkı. bir romanı okurken nasıl kendinizi dopdolu hissediyorsanız bu şarkıda da aynı şeyleri hissedersiniz. eksik yanlarınızı doldurur bu şarkı. ayrıca mikael akerfeldt en iyi performanslarından birini sergiliyor bu şarkıda.
0:40 itibariyle dikkat edilmesi gereken opeth şarkısıdır. zira akustiğin o heybetli ritmine kapılmışken, brutal in devreye girmesiyle kalp krizine neden olabilecek türdendir.
gece yarısında, ''mikael akerfeldt'' bu şarkının vokallerini kayederken, bir öksürük sesi duyar, peter'e "olm öksürdün mü?" diye sorar. "yoo" cevabını alınca herkes tırsmaya başlar, bütün stüdyoyu ararlar. gece yarısında tabii ki ne stüdyoda ne de stüdyonun bulunduğu alanda kimse vardır. bunu takiben stüdyoda saçma sapan açıklanamayan bir sürü olay olmaya başlar. akerfeldt bunu "24 saat calışmaktan aklımızın bize oynadığı bir oyun" olarak açıklıyorsa da şunu da ekliyor: "bu öksürük sesi bir şekilde kaydedilmiş. the moor'da duyulabiliyor!" yapmış olduğu beyanıyla tüylerimi diken diken etmiş opeth şaheseridir. (bkz: bunu yapan insan olamaz)şarkıyı kastediyorum.
öksürük sesi duyulan ve karanlıkta dinlenirse korkutan şarkıdır. introsu benightedvari bir şekilde saldıran, fakat sakin introsunda bile lanetli ve ürkütücü bir hava bulunandır. clean vokalsiz olması daha çekici olurdu lakin sayın akerfeldt şarkının belirli ölçüde çekici olmasını istemiş anlaşılan. clean vokalsiz dedik, fakat şarkının sonundaki if you'll bear with me bölümü insanda gaz ötesi duygular uyandırmak için tasarlanmış.
şarkıda, tüm opeth şarkılarında olduğu gibi küçük kısımlar halinde parçalanmış clean vokallerin arkasında zekice ve sakince örülmüş gitar sesleri duyuyoruz. mikael akerfeldt vahşice olmasına rağmen gayet anlaşılır o mükemmel brutal vokaliyle nefret duygumuzu su yüzüne çıkartıyor. kalbimizdeki en küçük acizliklerin bile kalelerini fethediyor resmen o nefret duygusu.
işte böyle beylik laflar ettiren bir şarkıdır the moor. insanın hissettiklerinden sadece birkaçını yazmasına izin verir. zira, bu küçük beyinlerimizle adeta bir tanrısal kelam olan bu şarkıyı eleştirmek ne haddimize? kafalardaki tüm soru işaretlerini silerken, bir soru bırakıyor güzel şarkı: neden brutal yapmıyorsun artık akerfeldt, neden?