"the meaning of the life - hayatın anlamı" ile oynanıp "meaning of the liff - haytın anlamı" ** olarak değiştirilmiş kitap başlığı.
önsözü şu şekildedir;
Hayatta*, hepimizin bildiği fakat tarif edecek bir kelimeye sahip olmayan yüzlerce ortak deneyim, duygu, durum ve hatta nesne vardır.
Diğer yandan, dünya litaratüründe zamanlarını işaret levhalarında bir yeri göstermek dışında hiçbir şey yapmadan geçiren, binlerce boş kelime vardır.
Bizim işimiz, bu kelimeleri işaret levhalarından alıp ağızlara yerleştirmek, ki böylece bu kelimeler günlük hayatta yerlerini alarak topluma katkı yapmaya başlayabilsinler.
Douglas Adams
John Lloyd
*Ve tabiki haytta da. **
sözlük şeklinde yazılmıştır. benim de türkçede yapmak istediğim projelerden fakat çok kişinin katılımı, ilgisi ve sevgisi gereklidir. *
birkaç örnek vermeden geçemeyeceğim çok güzel tespitler var:
amersham (i.): burnunu gıdıklayan fakat asla gelmeyen hapşırık. (Aynı isme sahip bir tren istasyonundan türetilmiştir. her zaman raylar takırdar ama bir türlü tren gelmezmiş.)
abilene (s.): yastığın soğuk tarafının verdiği hoş soğukluk hissi.
kentucky (s.): bir şeyin tamamen ve mükemmel bir şekilde uyması durumu. son kitap rafa mükemmel bir şekilde uymuş ve raf dolmuştur. ya da garaja koyduğunuz bir koli oradaki bir boşluğa tam da ona aitmiş gibi sığmıştır. it is said to fit 'real nice and kentucky'
malibu(i.): paçanızı sıvadığınız boyu aşan dalganın boyu.
plymouth (f.): güzel bir hikayeyi ilk önce ondan duyduğunuzu unutup size anlatan kişiye anlatmak.
ve sanırım ironi ya da kendiyle dalga geçme olarak: liff (i.): Kapağındaki ile içeriğinin tamamen çeliştiği kitap. Örneğin, kapağında bu kitap hayatınızı değiştirecek anafikrinde başlığı olan kitaplar.