tüm amacı berber kalfalığından kuru temizlemeciliğe terfi etmek olan bir adamın yaşadığı trajediyi anlatan ve siyah beyaz çekilmiş olan bir "coen kardeşler harikası". ayrıca müzik kullanımının sinema için ne denli önemli olduğunu gösteren bir kara film başyapıtı.beethoven'in unutulmaz iki eseri -ayışığı sonatı ve patetik sonat- filmin melankolik ruhuna mükemmel bir biçimde uyar.
Coen kardeşler bir gün bir berberin önünden geçerlerken düşünürler acaba bu adamın hikayesi nedir diye ve oturur yazarlar bir hikaye. Ve çok da güzel olur.
hayatı "bırak dağınık kalsın" tadındaki bir -yabancı- berberin hikayesi...bir de eskilerden bir berber fil vardı.cin ali zamanlarından o da "orada olmayan fil" kıvamında şu an yani konuyla uzak yakın alakası yok.
başka bir filmde daha görmedim sigara dumanının manzara manasına geldiğini.üzerinden çok zaman geçti filmi izleyeli.bir sana hasretim bir de sabah uykusuna.saçlar da uzadı ya ,traş olayım en iyisi.ya da sidiret,bırakayım dağınık kalsın.motooor.sahne bir.
david lynch eger boyle filmler yapsaydi daha fazla izleyiciye sahip olurdu.evet,o bunu bilincli yapiyor.yani yorumu daha cok seyirciye birakiyor ve bence cok daha etkileyici cok daha kisisel filmler yapiyor.gercekten iyi bir filmdir bu.ozellikle son sahnedeki replikler,sahnenin tasarimi etkileyicidir.ama siyah beyaz olmasi bana gore dezavantaj katmistir filme.sahneler cok aciktir.yeni donem siyah beyaz filmler genelde kasvetli bir yapiya sahip filmi daha karmasik olmasi icin yapilir.ama sahneler cok netti.sanki film ilk basta renkli cekilmis ama daha sonra bir tusla film tamamen siyah beyaz yapilmis gibi.begotten,pi,eraserhead gibi filmlerdeki siyahla beyazin etkileyiciligi olmasa da iyi senaryo icin seyredilmesi gereken film.
filmin ana karakterinin, camus'nün mersault karakteriyle fazlasıyla benzerlik gösterdiği gözlerden kaçmıyor. bütün o kurgunun, akışın, yardımcı karakterlerin yanında; filmin her anında ed* ile birliktesiniz. ağır tempoya rağmen izleyicinin sürekli filmin içinde kalmasının başlıca nedeni budur.
ayrıca scarlett johannson'un siyah beyaz filmlerde de giderli olduğunu gösterir bize bu film.
tepkileri su gibi, nefesini tutan, mağrur, suyun akışını izleyen-aslında sürüklendiği sanılan- sonra davranan, sakin, karizmatik, yapayalnız, hüzünlü...bazen hepimiz orada olmayan adam oluruz, orada olmak ya da olmamak bizim dışımızdakinin algılayışıdır bazen. bazen de bunu biz bilerek isteyerek seçeriz, bazen orada olduğumuzun farkında değilizdir, bazen de olmadığımızın. hem olan ne, olmayan ne, gerçek ne ki? yabancı'da sıcaktan birini öldüren adamın uyuşmuşluğu vardır onda.