beni geren sinirlendiren bi film olmuştu çünkü izlediğim dönemler sorgulamalarımın tavan olduğu dönemlerdi.başladığında sıradanlıktan ölecek dedim, noel kutlamalarına bağlayın da bitsin.
sonlara doğru olaylar soru cevap şeklinde manevi olaylara girdiğinde bende bir agresifleşme meydana geldi.şundandır ki; kafamda bir sürü soru oluştu cevaplayamadıklarım üstüne.inadına sorduğum sorulara yaklaşıp orda burda kestirip atan replikleriyle saç baş yoldurdu. saygılarımla bir film eleştirim de böyleydi.
oyunculuk aramayacağınız nadir filmlerden biridir. çünkü film sadece ve sadece diyalog üzerine oturtulmuş, tez çarpıştırma üzerine kurulu acayip bir şeydir.
çok sık film izleyen biri olarak en sevdiğim 5 film arasına soktuğum, zaman zaman uyuyamadığım geceler açıp kulaklıkları takip dinleyerek uyuduğum bir film bu. sadece diyalog üzerine olduğu için gözü yormayan, işitme duyusuna hitaben dikkatli takip etmenin insanı yormadığı garip bir film.
konu itibariyle ispatlanamayacak tez ve antitezlerin üzerine giden, sonuna doğru inançlar doğrultusunda insanların ne kadar hassas olabildiğini gösteren, finalinde kırılan bir direncin karşı tarafın ''hayır öyle değildi, kurguladım'' demesi ile kendi kendini tamir etmeye çalışmasıyla; gerçekten diğer filmlerden ayrı bir film. oyunculuklar üzerine pek konuşulacak bir şey yok. vasat diyebiliriz fakat konu insanı zihnen o kadar içine çekiyor ki dikkat bile etmiyorsunuz. adeta bir radyo tiyatrosu dinler gibi filmi dinliyorsunuz.
film sadece tek mekanda - bir evin salonu diyelim- geçmekte.
filmin müzikleri de yok gibi. (sonda çalan mozart hariç) tabi bazı yerlerde konunun zamanına uygun olarak giren arka fonlar insanı etkilemiyor değil.
bu tarz filmleri sevenlere önereceğim başka film derseniz;
tiyatrosu olsa gidilecek film. izleyin izlettirin türden bir film.
--ağır spoiler--
adamımız hepsine oyun etti derken 1 2 dakika sonra psikologla geçen olay harbi değişiktir.
--spoiler--
Filmin kendisi konusundan ziyade, insanı içine soktuğu psikoloji için izlenmesini öneririm. Çünkü emin olun, olayı biraz ciddiye alsanız dahi, film bittiğinde hayatınızdaki hemen her şeyi sorguluyor olacaksınız. Film bittiğinde, aslında sıkıca sarıldığınız halatların ince birer iplik olduğunu; ama bileklerinizin kopmak üzere olduğunu fark edeceksiniz.
Zorunlu tanım: Türkçe'ye "Dünyalı" şeklinde çevrilen felsefi içerikli film.
birçok insan için hiç bitmesin istenen filmler sıralamasında, rahatlıkla ilk üç'e girecek olmasının dışında, sıfır prodüksiyonla maksimum verime ulaşılmış nadir işlerden biridir. şimdi buraya uzun uzun yazardım da, gerek yok, herkes yazmış zaten. bu entry'i okuyan güzel kardeşim! eğer şu an vaktin varsa, hemen aç izle! yoksa da not al, telefonun hatırlatmasına hemen şimdi ekle.. bak hala bakıyo.. la ekle! pişman olmayacaksın.
gereksiz ekleme; başroldeki john, inanılmaz derecede robert de niro'ya benzemektedir.
kısa ve gayet hoş bir film. sürükleyici ve asla izleyiciyi de bunaltmıyor. film, bir odada ve içinde doktora sahibi bilim adamlarının çoğunlukta olduğu bir insan kitlesiyle geçiyor. filmden herkes başka bir şey anlıyor çoğu din kısmında takılıyor tabi. ama film daha çok felsefik konuda. düşünsenize adamın teki, size 14 bin yıldrı yaşıyorum diyor ve gerekçeleri, gördüklerini, yaşadıklarını anlatıyor. siz ona 'hassiktir lan yarraam' diyemiyorsunuz. bu dünyada her şeyin mümkün olabildiğine dikkat çekmesi ayrı bir şey zaten. genelinde güzel film. benim puanım 7 kanka.
dahice. bu kadar az bütçeyle, kısıtlı imkanlarla, starsız, yalnızca kafa kullanılarak çekilmiş film, az bulunur. görsel efekti olmayan bilimkurgu. şahane. bir saniye bile sıkılmadım.
son zamanlarda seyrettiğim en ilginç film diyebilirim. filmi seyrederken sanki ekrandan seyretmiyorumda ordaymışım gibi hissettim. 14.000 yaşındaki bir adamın bukadar alçakgönüllü olmasınıda takdir etmedim desem yalan olur. geçmişten kesitler olmaması bizide olaya dahil etmiş ve bizimde beynimi zorlamamıza sebep olmuştur. sonuçta bizide ikna etmesi gerekiyor bi yerde.
bi kere 'izledik eğlendik bitti' filmi değil.Görsellikle falan da uğraşmamış mesajını vermiş, gerisini de siklememiş bence filmi hazırlayanlar. Bakış açınızı genişletir diye tahmin ediyorum, umuyorum en azından.
ufak bir odada 6 7 kişi arasında geçen diyaloglardan oluşan bi film. yalnız oha dedirten filmlerden biridir kendisi. adama bazen inanıp bazen siktir git yalancı diyebiliyorsunuz.
böyle tek mekanda hatta tek odada bir kaç kişiye bir kişinin bişeyle anlatması ve birden bire ortalığın çok ciddileşmesi ardından muammalar girift sorular okkalı cevaplarla ilerleyen sürükleyici insanı saran bir film. bana daha çok çocukken nenelerimizin bize anlattığı ve bizim pürdikkat dinlemeye çalıştığımız kimi zaman bizi aşan kimi zaman bizi saran rüya/masal hatırlatmış ve adeta tekrar bünyeyi sarsmıştır.
-felsefik bir film, insanı düşünmeye sevk ediyor.
-12 angry man tadında.
-sıkılmadım değil ama güzeldi.
-dindar hristiyanların hiç hoşuna gitmeyecek, dindar olmayanları ise sorgulamaya itecek bir film.
-yeşil walker'ı merak ettim.
izlediğim en sürükleyici filmdir.
film sadece bir evde ve aynı kişilerle ve sadece konuşmayla geçmesine rağmen çok keyifli ve heyecanlıdır. gerçekte öyle bir insanın olma ihtimali ve şans eseri de benim arkadaşım olması hayali beni çok heyecanlandırır.
sevdiceğimle izlemeye doyamadığım filmlerden biridir.