bir arkadaşım sıkıldığım bir akşam ne izlesem diye sorduğumda önerene kadar duymamıştım bu filmi. açtım baktım, kevin spacey dedim pek sevmiyorum belki ondandır, hoş kate winslet da vardı, duymamış olmama şaşırarak edindim filmi. O akşam değil ama bir kaç gün sonra bu tavsiyeyi hatırladım ve oturdum filmin başına. Güzel bir senaryo, temposu yüksek, kurgusu güzel bir film, izliyorum, bir yandan beğeniyorum filmi, bir yandan da diyorum ki ulan çok güzel film yapmışlar ama mantık hatası var be filmde, peki ya şu durum nasıl açıklanacak falan diyorum kendime. Resmen üzülüyorum filmdeki mantık hatasına çünkü o olmasa şahane olacak film.
Bu fikrimden kurtulmak için sonuna kadar izlemeliymişim meğerse.
Çok güzel film, izleyip de beğenince daha da bi şaşırdım bu vakte kadar kendimin duymayışına / birinden duymayışıma. izleyin, izletin.
son 20 dk sına kadar anlamlandırmadığınız ve birleştiremediğiniz parçaları olan, hatta sıkılmaya bile başladığınız an tüm tabuları ve önyargıları yıkan sona sahip film. ölümün, ölümlerin anlamlı olabileceğine dair nokta atışı. amerikan filmlerine inat kurgusu ile izlenmeye değerdir. sanki özeleştiri yapmış senarist.
önemli replikleri;
--spoiler--
"ona sahip olacağın için değil; ona sahip olduğun zaman artık onu istemeyeceğin için.
istekleriniz doğrultusunda yaşamak sizi asla mutlu etmez. gerçek anlamda insan olmak demek, fikirler ve idealler için yaşamak demektir. hayatınızı istediklerinizin ne kadarını elde ettiğinizle değil, yaşadığınız samimiyet, şefkat ve özveri anlarıyla ölçmek demektir.
çünkü sonunda kendi hayatlarımızı önemli kılmanın tek yolu diğer insanların yaşamlarına değer vermektir."
"fanteziler gerçek dışı olmak zorundadır. çünkü istediğiniz şeyi elde ettiğiniz anda, artık onu istememeye başlarsınız. isteğin devam edebilmesi için, objesinin sürekli olarak eksik olması gerekir. istediğiniz o şey değil; onun fantezisidir. istek, çılgınca fantezileri destekler..."
"sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz"
--spoiler--
david gale'in son mönüsünde istediği yiyecekler, filmin başında oğlunun ondan sabah kahvaltısında istedikleri ile aynı.
ana fikir: dünyayı bulduğundan daha iyi halde bırakmak.. bunun için yaşayan insanların hikayesidir. idealizm adına çok ama çok etkileyici bir film. sanatsal açıdan ise oyuncuların performansı ile göz kamaştırıcı.
--spoiler--
film her bakımdan çok başarılı fakat final sahnesinde david gale'in kendisinin de işin içinde olduğunu gösteren bir video kaset görüntüsü görüyoruz. oysa ki bu zaten anlaşılıyor o sahneye gelmeden. film bunu gizleyememiş, ama sürpriz sonmuş gibi son sahnede vermiş. bu eksikliğinin dışında olmuş filmdir, öperim gözlerinden.
--spoiler--
filmi yen izlemiş biri olarak ilk söyleyeceğim bu filmi önermektir..
idam kararı hakknıdaki görüşleriniz hangi yönde olursa olsun bu fim size farklı bir bakış kazandıracaktır..
--spoiler--
david gale'in son mönüsünde istediği yiyecekler, filmin başında oğlunun ondan sabah kahvaltısında istedikleri ile aynıdır. Bu da oülunu nasıl sevdiğini bizlere gösterir..
--spoiler--
--spoiler--
david gale bir tv programında constance'ın da elestirdiği gibi yuksek egosu ve karsısındakini mat etme gudusuyle valiye bel altından vurur,bir sozu nakleder ve bunun kendisine mi ait oldugunu sorar vali de onaylar oysa hitler'in bir cumlesidir,bu kez vali sucsuz yere asılan bir kişinin ismini vermesini ister gale bocalar ve program biter vali kazanmıstır. vali kazanır ama filmi bitirdiğinizde kazanan kişinin david gale olduğunu görmüş olursunuz.. vali kaybetmiştir.
--spoiler--
--spoiler--
filmin sonun bizleri en sevindiren sahnesidir, şöyle ki; david'in ölümünden sonra bitsey'e gonderdigi kasett.. kadını idama giden mahkumu kurtarma firsatini kaçirmanin verdiği vicdan azabindan azat etmis ve bunun bir intihar oldugunu göstererek bizleri de hakikaten rahatlatmistir.
--spoiler--
--spoiler--
ayrıyetten film üniversitedeki ders anlatım biçimi olsun, münazara sahneleri olsun tahrikkar sevişme sahneleri olsun on numaradır..
--spoiler--
kevin spacey kötü filmde oynamaz mı arkadaş? her filminde oyunculuk dersi verir mi? her filminin finali adamı koltuğa mıhlar mı? bu soruların cevabı kevin spacey lehine ise; ayrıca üstüne üstlük kate winslet gibi bir hatun da bu adama eşlik etmişse bu film zaten izlenir. hikaye, senaryo, oyunculuk harika.
--spoiler--
davası için bir insan neleri göze alabilir? bunun cevabını bu kadar çarpıcı veriyor david gale
--spoiler--
edit:spoiler e bak ulan, kendimi kitap kapağının arkasına övgü yazan entelektüel gibi buldum.
sanırım adından dolayı türkiye'de hakettiği ilgiyi görmemiştir.finali benim için ters köşeydi ama en başında ee nolmuş şimdi bıdıbıdı olcak iştee diyen arkadaşlarım da az değildir. kendimden şüphe ettirmiştir bu arkadaşlarım.
bu filmi alıp kitap yapsalar ve benim önüme koyup okumamı söyleseler kesinlikle şahane grange kitaplarından biri daha derdim. film öylesine kurgulanmış ki helal olsun dedirtiyor. son zamanlarda izlediğim en iyi polisiye filmdi. izleyin, izlettirin...
2003 yapımı yönetmenliğini alan parker'ın üstlendiği yapım.
izledikten sonra bakışlar uzun bir zaman gitmiyor gözünüzün önünden , hikayenin etkisinden kurtulmanız epey zaman alıyor .
hikaye etkileyici , kurgu güzel ,oyuncular zaten ortada . ama baya bir gözden kaçırılmış bir film . öyleki ; öylesine zap yaparken takıldığım bir kanalda rastladım filme. kevin spacey'i görünce baya bir şaşırdım ; kate winslet'i gördüğümde ise şaşkınlığım daha da arttı. nasıl olur da 2sinin bir arada oynadığı böylesine bir film gözden kaçar??
ama kendi adıma mutluyum , zararın neresinden dönülürse kardır.
kevin spacey'in tanelerce harika filmi varken benim favorim bu filmdir. oyunculuk konusunda se7en kadar abartılı olamasa da harikuladedir ve o hikaye... aman allahım. yönetmene de büyük bir alkış lütfen. böyle bir hikayeyi bu kadar derli toplu aktarabilmek, büyük başarı doğrusu.
alan parker'ın yönetmenliğini yaptığı, kevin spacey ve kate winslet'in başrol oynadığı, idam ve işleyen düzen hakkında bir kere daha sorgulama yapmayı gerektiren, türkçesi, aslına uyulmayarak ölümle yaşam arasında olan film.
daha önce birkaç kez gazetecilik adına yasal olmayan yöntemler kullanmış bir kadın gazetecinin, finaldeki gözyaşlarıyla umudu sorgulatan film. idam karşıtlığı hiç bu kadar çarpıcı anlatılamamıştı.
hayatını idam cezasının yanlışlığına, yanlış insanlara uygulandığını anlatmaya adamış bir üniversite hocasıyla yakın bir arkadaşının kurguladığı cinayetin öncesini ve sonrasını dramatik bir şekilde gözler önüne seren film.
bu adam oynamıyor,yaşıyor oluuum.nidalarını atmama sebep olan adam. se7en da aynı çığlıkları atmıştım.
se7en da "dedektif" diye bağırırken ki şuh ifade,bu sefer kate winslet ile yaptıkları son görüşmeden sonra hücresine giderken ki bakışlar ile kendini hayran bıraktırıyor.
bu arada usual suspectdeki ifadeleri de unutmamak lazım.
tüm filmlerini sıradan geçirmek gerek.
bebişim kate i de müthiş filmlerin * sonlarında ağlarken görmeye dayanamıyorum. Bir de çok yormuşlar, hep koşuyor.Filmin başından sonuna kadar.
infaz eyleminin gerçekleştirileceği karışım verilirken basın mensuplarının davidin son menüsünü söylemesi medyanın ironisini gösteriyor.keza menünün oğlunun gece yatmadan istedği şeyler olması da iç gıdıklayıcı.
offf. çok konuşulur bu film.izleyin işte...
bir de, şimdiye kadar ki gördüğüm en dokunaklı sevişmeydi iki zavallı kahramanımızın ki...
idam karşıtlığını savunurken, haksız yere idam edilerek herkesin dikkatini idama yönelten cesur bir adamın hüzünlü hikayesini anlatan drama. kevin spacey ve kate winslett, bu trajedinin aktörleri olarak sivrilmektedir. özellikle finalin ipucunu veren giriş sahnesi, filmin gidişatı hakkında ufak bir ipucu vermektedir.
filmin finali için;
(bkz: finali muhteşem olan filmler)
(bkz: acabanın boşa gitmesi)
"bir şeyi bir insana yada bir kitleye anlatılabilmenin en iyi yolunun o insana veya kitleye o olayı yaşatmak veya uygulamalı olarak anlatmaktır" olayını müthiş bir şekilde işleyen büyük adam kevin spacey'nin müthiş filmi..