the library at night

entry2 galeri0
    2.
  1. kitap, son derece komik bir şekilde, internet'e de "geçirmeyi" ihmal etmiyor. gelgeç bilgiymiş, bilgi değil bilgi kırıntısıymış, tarih bilincini yok ediyomuş vs.
    yahu, sevgili manguel kardeşim, sen aynı kitabın içinde engizisyondan bahsediyorsun, adamlardan alıntı yapıp kafa yapılarını sergiliyorsun, peki kendi kafanın da onlarınkiyle aynı olduğunun farkında değil misin yahu hakikaten? onların elinde yetki vardı, ortada demokrasi vs yoktu ve adamlar istediği yasağı getiriyordu; senin onlardan farkın bu sadece. hadi hepsini geçtim, project gutenberg'e bile belden aşağı saldırmak nedir? kitap işte, kimsenin ulaşamayacağı kitaplar bütün dünyanın elinin altında.. ama olmaz di mi, "kutsal nesne olarak kitap" zarar görüyor, "kutsal nesne olarak kitap" üzerinden para ve güç kazanan safralar dışlanıyor, ne acı..
    arkadaşım diye söz ettiğin "enis batur" ile bir konuş istersen, bak bakalım senin kuşağından olduğu halde kafasında engizisyon barındırmayanlar neler düşünüyor internet hakkında.
    0 ...
  2. 1.
  3. alberto manguel'in tek kelimeyle berbat kitabı.
    öyle ki, "bir kitabın içine binlerce mekan, insan, kitap adı doldurup sonuç olarak nasıl hiçbir şey anlatamazsınız" konulu bir ders için okunabilir ancak. Bütün o trivial çöplüğün arasına yapıştırıcı olsun diye sokuşturulmuş entelektüel belagat ise apaçık sırıtıyor.
    kitabı okuyup bitirdiğinizde şuna benzer bir şey hissediyorsunuz: "bu adam ne kitabı ne kütüphaneyi seviyor, sadece bir gün yazmak için bohçasına ne varsa doldurmuş bir yazman."

    calvino da yazmıştı böyle bir kitap, "klasikleri neden okumalıyız" gibi bir başlığı olan. o kitap da klasikleri okumaktan soğutma işlevi gören bir belagat ile yazılmıştı.

    belki para için kaleme alıyorlar bu bomboş çöp kitapları, kim bilir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük