Goddamn' Europeans!
Take me back to beautiful England
& the grey, damp filthiness of ages,
fog rolling down behind the mountains,
& on the graveyards, and dead sea-captains.
Let me walk through the stinking alleys
to the music of drunken beatings,
past the Thames River, glistening like gold
hastily sold for nothing.
Let me watch night fall on the river,
the moon rise up and turn to silver,
the sky move,
the ocean shimmer,
the hedge shake,
the last living rose quiver.
********
lanet olası avrupalılar
beni güzel ingiltere'ye geri götürün
asırların gri, kederli kirliliği
dağların arkasından,
mezarlıkların ve ölü deniz kaptanlarının üzerinde dalgalanan sis
bırak kokuşmuş arka sokaklarda yürüyeyim,
sarhoş ritmlerin müziğine,
bir hiç uğruna aceleyle satılan bir altın gibi parlayan
thames nehrini geçeyim
bırak seyredeyim
nehirde alacakaranlığı,
ayın doğuşunu ve gümüşe dönüşünü
gökyüzünün hareketini,
okyanusun parıltısını,
çalıların sallanmasını ve yaşayan son gülün titremesini,