aslında king's speech olan yani kral'ın konuşması olan filme verilen ad ama yine de mantıksız da değil zira adam zoraki kral oluyor, filmde zaten kendisi de belirtiyor normalde krallar bir önceki krallar öldükten sonra ya da ölmek üzere iken tahta gelirler ben ise kral yaşıyor hatta hayatının baharında iken tahta geliyorum adam zaten konuşamadığından kral falan olmak istemiyor ama şartlar onu kral yapıyor, aslında keşke ingilizlerin başında bir kevaşe ile evli david kalsaydı bugün sürünürlerdi herhalde, sömürdükleri burunlarından gelirdi.
güzel filmdir ama nasıl 4 dalda oscar aldığı da şaşırtmaktadır( filmin 4 dalda oscar aldığını bilerek izlemek beklentiyi arttırıyor), ne de olsa ingiliz filmi oscar ı da amerikanlar düzenliyor bildiğim kadarıyla kardeş sayılırlar. filmde dikkatimi çeken harry potter da oynayan 3 karakterin de oynamasıydı micheal gambon(dumbledore) 5.george olarak, timothy spall(kılkuyruk) churchill olarak, helena bonham carter(bellatrix) 6.george un karısı olarak oynuyordu.
üzerinden günler geçmesine rağmen hala kafamı kralın özür dilemesi gerektiğine taktığım film. tamam, kralsın ama haksızsın ayrıca hata yaptın dilesene bir özür.
colin firth çok iyi oynamış. en iyi film oscarını da hak etmiş bence. sadece dönemi değil, insanı psikolojik açıdan çok güzel irdelemiş. bu film 10 üzerinden 9 u hak eder.
filmin bazı sahneleri aşırı klişe kokmasına rağmen bazı bölümler cidden orijinaldir. izlenebilir bir film. filmin bir sahnesinde tanıdık bir sima karşımıza çıkıyor. daha önceki entry lere baktım kimse değinmemiş bu konuya, bende resimli bir şekilde açıklayayım bari dedim.
2 saate yakın bir film olmasına rağmen az ve öz denilebilecek, hikayesi ustalıkla işlenmiş harika bir film. kesinlikle sıkmıyor ve kendini izletiyor. tom hooper'ın diğer filmlerine pek aşina değilim ama bu film ile birlikte bende iyi bir izlenim bıraktığını söyleyebilirim.
filmi izlemeden önce "böyle basit bir konudan nasıl bu kadar beğenilen bir film çıkabilir ki" diye düşünmüştüm. iyi ki de bu şüpheme yenik düşüp izlememezlik etmemişim. kesinlikle izlediğinize değiyor. izlemeyen herkesin izlemesi gerekli diye düşünüyorum.
filmin oskarı nasıl aldığı kesinlikle şaşırtıcı.
kötü film değil elbette ancak, 2010 yılında oskar ödülünü hak eden başka filmler mevcuttu kanaatimce.
en dikkat çekici ayrıntı bana göre,
helena bonham carter ın her filmde kılıktan kılığa girip bambaşka kimliğe bürünmesi inanılmaz etkileyici.
tebrik edilesi.
--spoiler--
hani tiyatro kulübündeki denyo demişti ya "kral gibi görünen birisini istiyorum!" diye. heh aynı sözü film için söylemek istiyorum, filmde bir kral var ama kral olduğu hiç anlaşılmıyor neredeyse.
--spoiler--
çok etkilenmedim ama sonuna kadar merakla izlediğim bir film. bana kalırsa en iyi yabancı film oscarını biraz torpille almışlar. amerikan film akamedisi sürpizleri çok seviyor. geçen sene de the hurt locker'e bu ödülü vermişlerdi. akademi bu nerde ne yapacağı belli olmuyor...
oscar ödüllerini alan filmler hakkında düşündüklerimi değiştirmiş film. ne kadar güzel olabilir ki diye düşünürken kendimi bir anda olayın ortasında buldum. mikrofonun önüne geçip konuşma yapmaya başladığı anlarda o kadar kastım ki. sanki terapistle yer değiştirdik. gerçekten etkileyici bir film.
konusunu okuduğumda "ya böyle bir konudan ne kadar enteresan bir film çıkabilir ki, gene akademi bir numaralar, denişik denişik hareketler peşinde" dediğim filmdir. lakin filmi izledikten sonra "vay anasını" dedim hakkaten. güzel filmdir. tekrar tekrar izlenebilir. ben izleyeceğim misal bir kere daha.
oskarlık olup olmaması tartışılır lakin film işlenişi açısından çok güzel keşke bitmeseydi diyorsunuz hatta.
dönem filmi olarak ve değişik senaryosundan dolayı gerçekten başarılı hakeza oyunculuklar da öyle.
bir garip kraliyet ailesi profili görüyorsunuz. içsel bir savaş görüyorsunuz.
bi de ah şu lanet sorumluluklar diye iç geçiriyorsunuz...
filmde bir sahne görsel açıdan dikkat çekici idi. sahne, sanki ressam tarafından yapılmış bir tabloyu andırıyor. print screen tuşu sayesinde paylaşayım dedim; https://galeri.uludagsozluk.com/r/120195/+
akademi üylerinin gerçek ya da gerçeğe yakın hikayelere hayran, bir gözü toprağa bakan eşcinsel* moruklardan meydana geldiğini kanıtlayan filmdir.*
oscar törenlerini naklen yayınlayan kanalların sağ alt köşesine '' açmayın dedeler '' ibaresi konulması elzemdir kanımca. filme gelirsek;
oldukça iyiydi, her şeyin bir bedeli olduğu fikri güzel işlenmiş. aristokrasinin katı kurallarının, bir çocuğun kişiliğinde ne derece travmatik etkiler yaratabileceğini analiz ederek yapmış bunu. black swan ve '' inception '' gibi filmler varken en iyi film oscarı' nı ne derece hak ettiği ise tartışmalıdır. benim favorim black swan ' di açıkcası.
ama bilinçaltının bir köşesinde aristokrasiye hayranlık besleyen, bir grup burjuvadan müteşekkil bir akademi göz önüne alındığında, neden bu filme oscar verilmiş olabileceği rasyonalize edilebilir.
oskar almis en hollywood filmi olmayan hollywood filmidir. icinde ask, aksyon, seks gecmez, kraliyet saraylari da degildir etkileyici olan. etkileyici olan,
cogumuzun kolaylikla yapabildigi bir seyi yapamayan bir kralin nasil yansitildigidir. aldigi tum oskarlari da sonuna kadar hakketmektedir. fakat boyle bir film bir daha zor cekilir.
oscar orospusu bir film işte.ne lan bu! klasik, başlamışken bitireyim filmi hani o harika oyunculuklar da olmasa hiç çekilmez.ha birde lan helena o ne biçim bir tip öyle, koskoca marlanın düştüğü hallere bak yahu.
birşey daha, filmin başında gargara yapan adamı bulup ağzını yüzünü sikesim var malmıdır nedir.
son olarak;
abicim başrol kekeleyen bir adam. ne kadar dayanabilirsin bu filme.bırakın akademi izlesin,siz zamanınızı boşa harcamayın.ne bileyim gidin uyuyun.
filmi yeni izledim gayet hak etmiş oscarı falan. adam bildiğin yaşamış sadece rol yapmamış.takdir ettim.
savaş konuşması yapacağı sırada bildiğin heyecanlandım acaba konuşacak mı başarabilecek mi diye heyecanla bekledim resmen.
Oscar ödüllerine adaylığını koymuş ve ödülünü almış olan mükemmel bir film Zoraki Kral (Kings Speech...
Filmin konusu kısaca şöyle:
ingiltere Kralı 8. Edward daha önce iki evlilik yapmış Madam Simpson ve taht arasında sıkışmıştır ya krallığı sürdürecek ve Madam Simpson’la ilişkisine nokta koyacaktı ya da Madam Simpson’la devam edecek ama tahtla vedalaşacaktı.
8. Edward Madam Simpson için tahttan feragat etti yerine kardeşi 6. George kral oldu.
Fakat 6. George kekemeydi.
ingiltere, Almanya’yla savaşın eşiğine gelmişti.
Kral canlı radyo yayınında konuşarak Hitler Almanya’sına karşı savaş ilanını açıklayacak, halkına zor yıllar için fedakârlık ve birlik, beraberlik çağırısı yapacaktı.
Kral korkuyordu.
Kekelediği kelimeler nedeniyle halka güven veremeyeceğini düşünüyordu...
ingiltere, almanyaya savaş ilan eder kral 6. george radyo konuşmasıyla bunu halka anlatması gerekmektedir..
kekemeliğine isyan ederek şöyle bağırır..
vergi koymam, vergi kaldırmam, yasa çıkaramam.. savaş da ilan edemem.. bunları yapmaya yetkim yok.. ama halk kralın sözüne inanır, halk kralın konuşmasını ister.. ama ben konuşamıyorum..