beni keira & benedict fanshipliğine iten bir diğer film. malum atonementda da birlikte çalışmıştı iki oyuncu. benedict'i en iyi aktör dalında oscar'a iteceği kesin gibidir şimdilik. *
ekşide ve yabancı sitelerde izlediklerini beyan eden insan yavrularına sormak isterim: arkadaş nerde bu film? o torrent senin bu torrent benim gezip de bulamadım. lütfen bulan birisi pm atsın. ekşide üyeliğiniz varsa hayrına sorun ordaki arkadaşlara(aynı başlık orda da). (çaylaklığımı açmadıklarından inadına üye olmadım bir daha. pişman değilim)
film biyografi, dram olarak çıkıyor. gerçek bir hikayeden anlatılan film bir kriptoanalist(decoder) yani şifre çözücü/kırıcı alan turing'in hayatını anlatıyor. türkçe adıyla yapay oyun.
alan turing'in hayatını detaylarıyla bilmiyordum. izledim, etkilendim. hak ettiği değeri göremeyenlerden. filmde güzel işlenmiş ama bire bir hayatı da olmamış tabi.
son zamanlarda izlediğim en en en güzel film.
bu filmde turning'i benedict cumberbatch'ten iyi kimse oynayamazdı sanırım.
spoiler içerir.
ikinci dünya savaşı sırasınca kimsenin kıramadığı enigmayı kırarak nazilerin emirleri ifşa etmesi gereken turning in hikayesi. film sadece epik bir şekilde anlatılmamış,turning'in hayatını da gözler önüne seriyor. onun tercihleri yüzünden hep kendini gizli tutması, kendini mesleğine adaması, kendi yarattığı makinesine ilk aşkının adını vermesi.filmde kırılma noktası olarak peter'in da Tegmen abisinin, savası kazanmak ugruna ölmesine göz yumması ve film son sahnelerindeki alan'ın christopher'a son kez bakmasını görüyorum.filmin sonunda ise sırf tercihlerinden dolayı,savaşı kazandıran,durduran,enigma gibi bir makineyi kıran bir adamı dahi yargılamaları,hormon tedavısı için zorlamaları,sonunda da çalışamayan alan'ın intihar etmesi tüylerimi diken diken etti,ağlayacaktım nerdeyse.hülasa, müthiş bir biyografik film,tarihin arka yüzü.
en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi kurgu, en iyi uyarlama senaryo, en iyi özgün müzik ve en iyi tasarım...
film izleniyo mu, evet. ama sarmadi. olay konu degil, gereksiz ve olayin derinligine inilmeyen sahneler. biyografinin ne kadari filmde islenmis pek fikrim yok ama bostu film.
--spoiler--
arkadasinin oldugunu ogrendigi sahne kotu kurgulanmisti.
bununla en iyi aktor odulu alinirsa cok uzulurum. jack gyllenhaal'a yazik oldu artik zaten.
--spoiler--
--spoiler--
cinsel tercihlerin on plana cikarilmasiyla akademiye oynanmis gibi geldi
--spoiler--
alan mathison turing hayatını konu eden, benedict cumberbatch in başrolünde oynadığı değil, efsaneleştiği ingiliz filmi. daha yeni izlemiş birisi olarak kısaca 8 dalda oscar adayı olması filmi özetler diye düşünüyorum.
--spoiler--
turing'in koştuğu sahnenin turing'in aynı zamanda bir uzun mesafe koşucusu olduğu bilgisinin filme konulması gayet başarılı olmuştur.
filmde gösterilmeyen intihar sahnesi( turing'in siyanür enjekte edilmiş bir elmayı ısırarak intihar etmesi) neden konu edilmemiş ve sadece intihar diye geçiştirilmiş olması eleştirdiğim bi nokta olmuştur. /aynı zaman da apple'ın simgesinin bu elmadan geldiği rivayet edilmektedir.
filmin isminin the imitation game olması turing'in 1950 yılında mind dergisinde yayınlanmış en ünlü makalesinin başlangıcıdır;
1. the imitation game
i propose to consider the question, ' can machines think ? '.this should begin with definitions of the meaning of the terms ' machine ' and' think '. the definitions might be framed so as toreflect so far as possible the normal use of the words, but this attitude is dangerous. if the meaning of the words ' machine' and' think ' are to be found by examining how they are commonly used it is difficult to escape the conclusion that the meaning and the answer to the question, ' can machines think ?' is to be sought in a statistical survey such as a gallup poll. but this is absurd. instead of attempting such a definition i shall replace the question by another, which is closely related to it and is expressed in relatively unambiguous words.
yani türkçesiyle
1. imitasyon oyunu ( taklit oyunu )
burada makineler düşünebilir mi? sorusunu tartışmayı öneriyorum. bu soruyu tartışmak ise ancak makine ve düşünme kavram ikilisinin anlamlarının net bir şekilde tanımlanmasıyla mümkündür. söz konusu tanımlar, kavramların gerçek anlamlarından (normal kullanışlarından) olabildiğince uzak anlamlarla (kullanımlarla) çerçevelendirilerek yansıtılabilir fakat bu tutum tehlike yaratacaktır, çünkü eğer makine ve düşünme kavramlarının anlamlarını genelde kullanılan şekilleriyle incelersek vereceği farklı sonuçlardan kaçınmak oldukça zor olacaktır ve makineler düşünebilir mi? sorusu - tıpkı kamu yoklaması gibi- istatistiksel bir araştırmadan öteye gidemeyecektir. bu ise çok yersiz (absürt) bir şey olur. o halde böyle bir tanım girişimine başlamak yerine, bu soruyu daha yaklaşık ve daha belirgin şekilde olan başka bir soruyla değiştirmek istiyorum.
--spoiler--
filmdeki altyazıları okursak, ingilizlerin enigma'nın şifresini çözdüğü halde, sırf işlerine gelmediği için kendi vatandaşlarının ölmelerine göz yumduklarını ve bu davranışı bir erdemmiş gibi satmaya çalıştıklarını anlıyoruz. Belki de asla enigma'nın şifresini bulamadılar ve böbürleniyorlar. birinci ihtimal doğruysa ingilizlerin çok aşağılık olduğunu görüyoruz.
bana kalırsa aşağılık ve kötü biri olmaktansa şerefli biri olarak ölmek yeğdir. hey, bu söz de shutter island'ı hatırlattı.
belgesel niteliğindeki filmdir. benedict karakteri oynayabilecek en iyi oyuncudur benim için. tarihe ve bilime biraz ilgisi olan herkesin izlemesi gereken filmdir. ayrıca alan turing'e saygılarımla...
En iyi senaryo ödülü ve en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülü bu filme gidecektir.
Film çok güzel ve tarihi resmen yerinden oynattılar. Rusların tek başına nazileri yendi derken arkadan turn adlı bir matematikçi çıktı. ingilitere hangi nedenden dolayı turn ve arkadaşlarının belgelerini 50 yıl saklı tuttular biri açıklasın. Enigma yı kırdıklarında ki mutluluk bana bile yansıdı açıkçası. Güzel ve izlenesi bir film.
Sinemalara düşünce emeğe saygı olarak gideceğim film.
benedict cumberbatch'ın bu tarz rollerin adamı olduğunu tekrar kanıtladığı, alan turing adlı polonyalı matematikçinin hayatından bir kesiti anlatan oscar adayı film.
--spoiler--
çoğunluğun kurtulabilmesi için azınlığın göz göre göre öldürülmesine izin veren bir grup insan, savaşın sonucunu değiştirebilecek kadar etkili bir karar. her ne kadar o insanların ölümüne izin verilmesini normalleştirerek anlatma durumu olsa da, savaş durumunda böyle bir kararı vermek o durumda kalabilecek herkesin verebileceği bir karar. tabi bunlar tarihi gerçekler, üzerinde pek fazla konuşmaya gerek yok. yapılmış ve sonuçları yaşanmış. doğru karar mıdır? doğru veya yanlış, diğer yoldan gidilseydi durumun nasıl olacağını tahmin etmek imkansız.
bunun dışında alan turing'in hikayesi gerçekten içler acısı. alan ile beraber intihara sürüklenmiş veya öldürülmüş binlerce homoseksüel insan... insanlar gerçekten çok garip yaratıklar; kendilerine benzemeyen, binlerce yıl önce yazılmış kitaplar tarafından yasaklanmış veya sadece hoşlarına gitmeyen şeyleri yok etmeyi bu kadar kolay kararlarla yapabilen başka bir canlı olduğunu düşünmüyorum. üzücü, çok üzücü...
ayrıca joan clarke karakterine değinmeden edemeyeceğim. insanın isteyeceği türden bir eş, gerçekten inanılmaz bir kadın. kocasının homoseksüel olduğunu öğrendikten sonra bile kurduğu cümleler gönlümde tahta oturttu kendisini tabi bunun bir etkisi de keira knightley'nin oyunculuğu oldu.
cumberbatch ile ilgili bir not: asperger sendromu 1980'lere kadar adı konulmamış bir sendromdu ve alan turing'in bu sendromu yaşayıp yaşamadığını bilmiyoruz fakat o çağda onun gibi insanlara "eksantrik veya farklı" deniliyordu. cumberbatch, asperger sendromu'nun semptomlarını oynamayı reddetmiş ve bunun yerine kendini o karakterin yerine koyarak oynamaya çalışacağını söylemiş. turing'in ailesi, cumberbatch'ın performansını gördüklerinde bunun hatırladıkları "alan" gibi olduğunu söylemişler. alan turing'in hiçbir videosu veya ses kaydı olmamasına rağmen böyle bir performans gerçekten inanılmaz.
--spoiler--
Alan Turing=ingiltere'nin Atatürk'ü diyebiliriz heralde *
Filmin ana teması kesinlikle savaş, enigma ve enigmayı kırmak değildi.Homoseksüellerin o yıllarda çektiği sıkıntıları tema olarak kabul edebiliriz.Yoksa işin ilmi yönünün 10 yaşındaki çocuklara anlatır gibi anlatılması üzerinde durulmayıp geçiştirilmesinin başka açıklaması olamaz.Yani beklediğimi bulamadım diyebilirim.Ancak yine de seyir açısından bir sıkıntı çekmedim zaman zaman olsa da sıkılmadım diyebilirim.Turing'in 12 milyon kişiyi kurtarması hatırına puanım 72/100 *
filmde yalnızca adamın homoseksüel olmasına değinilmişken geriye kalan koskoca filmi karalamak filme büyük bir haksızlık olur. bu yorumu film kültüründen eksik insanların boş bir eleştrisi olarak görüyorum. son zamanlarda iyi filmler azalıyor mu diye düşünürken beni tam anlamıyla yanıltan bir film olmuş. filmi izleyen herkese az çok bir şeyler katıcağını düşündüğüm bir film.
güzel bir film. eğer dahi, manyak bir matematikçiyi sinemaya aktarmak isterseniz o role kimi koyarsınız? tabi ki de sherlock'u koyarsınız. oyuncu seçimleri müthiş.
basrol oyunculugu iyi ve role uygun olmasina ragmen yuzeysel gecilmis bir cok sahne sebebiyle bekleneni vermemistir. vurucu yerler atlanmis sanki aceleyle bir seyler anlatir gibi ust uste binmistir. cocukluk flashbackleri cok daha etkili kullanilabilirdi. ozellikle olum haberi sahnesi. yinede izlenilebilir bir filmdir. sadece sherlock u animsatan kibirli zeka piriltili sahneleri icin bile izlenilebilir.
yer yer "a beautiful mind" filmini andıran, "dejavu mu oldum lan ben" dedirten film, ama başarılı film. baş rollerde sağlam oyuncular yer alıyor zaten. izleyin olum, cidden sıkılmazsınız. sıkılırsanız da bana gelin, başka film önereyim.