son kitabını yeni bitirmenin gazı ile yazıyorum.
filmiyle ilgili büyük umutlarım var. bu konuyu sikerlerse o hollywoodu yakarım.
asla unutamayacağım seri. bilim kurgu romanı.
--spoiler--
sonunda peeta'yla evlendiler ya çok mutlu oldum amk. gale piçini hiç sevmemiştim. gareth bale'in sol daşşağı diyesin.
--spoiler--
katniss'e açık not: seni tüm acılarınla sevdim katniss. bırak bu hayatı benle rutin hayata koş katniss. seni çok seviyom katniss. seni oynayacak kız da taş gibiymiş katniss. ama senin gri gözlerin vardı boyun çok kısaydı falan ama neyse.
o cast'i ayarlayanları da bulacam. peeta'yı bildiğin zayıf, kahverengi gözlü bi tip oynuyor lan. katniss le aynı boyla la çocuk. bi gale tam olmuş.
öncelikle şunu söyleyeyim bizim survivor'ın acunsuz hali.ayrıca seri kitaplarının sonlara yaklaştıkça ne kadar kötüleştiğini iki örneğinden biri * çekilecek filmden umutluyum belki izlenmeye değer birşey çıkar.
ilk sneak peek'inin dün itibariyle mtv vma 2011'de yayınlanmıştır. kitapları okumuş biri olarak film için beklentilerimi düşük tutmuştum fakat beklediğimden daha iyi bir şey çıkacağa benziyor.
varolan bütün serileri okumuş biri olarak (bkz: harry potter) (bkz: yüzüklerin efendisi) (bkz: kule) en iyisi diyemeyeceğim ama okuyucuya istediğini vermek konusunda en başarılı seridir. ilk kitapta yavaş ilerleyen olay akışı ikinci kitaptaki arenayla birlikte kitap bitene kadar bir saniye bile durmuyor, yemin ederim kitaba yapışıyor ellerin. diğer serilerden daha iyi yönüyse olayların enerjisi yüksek hesaplanamaz ve durduraksız olması.
filmi çıkacak diye okuduğum kitap.hiçbir halta yaramıyor sözlük hiç kimse kızmasın tamam ilk kitap güzeldi 1 günde bitti ama ikinci kitabıda birinci gibi yazmak hele ki sonucu kitabı rezil rüsva etmekle hiçbirşey kazanamadı zaten kitapçıdaki kız yine aynı yazarın gregor ve gri kehanet verdi elime söyleyeyim onu okuyacağınıza giin pamuk prenses ve yedi cüceleri okyun bir buçuk metrelik hamam böceği var be tikten dolayı bütün gün kaşınıp kaşınıp duruyrum.
Suzanne collins' in yazdığı sürükleyici henüz 2 kitabını bitirebildiğim pek bir güzel seri.
--spoiler--
ilk başta Twilight' a benzeyen bir kitap olucağını düşünmüştüm. Twilight gibi ergen aşklarını içericekse hitap ettiği kitle de yalnızca ergen ve ergenlikten kurtulamayan kızlar olur diye düşünmüştüm. Fakat yanılmışım. Başta size bir aşk üçgeninin içinde kalan kızın öyküsü gibi gelse de aslında okuyucuya bundan daha fazlasını veren bir kitaptır.
Öncelikle Capitol ve yönettiği 12 mıntıka fikri harika. Her yıl düzenlenen açlık oyunlarına bu 12 mıntıkadan seçilen bir kız ve erkek çocuğun ölümüne yarıştırılması ve bunun artık " oyun " gibi görülen vahşet olması ve bunun Captiol' un en büyük eğlence kaynağı olması insanı bunun bir kitap olmasına rağmen tiksindiriyor.
Kitap bence tam olarak kapitalist sistemi anlatıyor sınıflar arasındaki uçurum kadar fark , capitol halkının her biri başka bir şey üreten mıntıkaların sırtından geçinip onları eğlence kaynağı olarak görüp insan olarak görememeleri gibi iğrençlikler barındırıyor.
Kitabın yazımına gelicek olursak Collins' in yazımı hatırladığım kadarıyla iyidi. Fazla uzatmadan kısa ve net betimlemeler yapmış. Yalnız serinin ilk kitabı olan Alaycı Kuşu yazdıktan sonra belki beklentilerimizi yüksek tuttuğu için bir performans düşüklüğü söz konusu olmuş. 2 . kitabın yarısından fazla Katniss'in Peeta'ya ve Gale'ye beslediği duyguları anlatıyordu. Bu kısımlar oldukça sıkıcıydı. Son kitabı henüz okumadığım için yorum yapamayacağım. Umarım beni şaşırtmayı başaran bir kitap olur.
Onun dışında yakında bu serinin ilk kitabının bir sinema uyarlamasını izleyeceğiz. Beklentilerimi fazla yüksek tutmamaya çalışıyorum. Çünkü her sinemaya uyarlanan kitap gibi bu seride benim hayal gücümle örtüşmeyecektir.
--spoiler--
ilk kitap itibari ile sürükleyici , heyecanlı bir eser.
nitekim bir mantık hatası var. şimdi bu katty neredeyse 3 hafta kalıyor arenada. hayatının tamamını gerçek zamanlı olarak izliyoruz. yani bir anını bile kaçırmıyoruz.
peki bu hatun hiç sıçmıyormu? işemiyormu? anlaşılan romantizm takılıcam diye hayatın gerçeklerini göz ardı etmek gerekmiş. 3 hafta lan? insan patlar.
okumaya başladığımdan itibaren beni içine çeken, okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, oldukça sürükleyici bir kitaptır. kitap kendi tarzında özgürlük kavramını ele alıp insanların ne kadar şiddete aç olduğunu anlatır. geçmişte ve günümüzde olduğu gibi, gelecekte bile baskıcı toplumların var olacağını ve zayıf toplumların ezileceğini gösterir. an itibariyle 2. kitabı almış ve okumaya da başlamış bulunmaktayım. ayrıca çıkacak filmin kitap kadar güzel olmayacağını bilsem de sabırsızlıkla beklemekteyim. *
aslında kitapların film versiyonlarındaki kurgu ile kitap arasında çok kumaş farkı oluyor, kitap her zaman bir adım daha öne çıkıyor. ama ilk defa bi kitap uyarlaması filmin fragmanı bile beni çok heyecanlandırdı, kendi kafamda oluşturduğum karakterler ve mekanlar film ile çok uyuştu. zaten suzanne collins'in sürükleyici kurgusu için söylenecek söz yok. merakla filmin çıkmasını, katniss; alevler içindeki kız'ı beyazperdede görmeyi bekliyorum.
filmi çıktığı zaman bazı kesimler cıvkını çıkartmasa diye dua ettiğim kitaptır. içinde bulunduğumuz sistemi sorgulamaya yöneltir. okuduğum en güzel romanlardandır.
suzanne collinsin üçlemesinden ilki.kurgu anlamında ateşi yakalamak'tan daha başarılı bulduğumu söylesem yalan olmaz.ayrıca martta vizyona girecekmiş, merakla beklemekteyim.
Yapacak daha iyi bir işiniz olmadığı zamanlarda okumanızı tavsiye etmekten çekinmeyeceğim kitap. Çok akıcı ve sürükleyici bir kurguya sahip olduğunu söyleyen insanların bir hayli yanıldığını düşünüyorum. Hatta kendilerinin, okudukları bir kitabı betimlemek adına daimi olarak bu kalıba sığındıkları fikri içerisindeyim.
Kitabın bilim kurgu olduğunu söylemek yanlış olmasa da eğer bu şekilde adlandırmaya niyetliyseniz vasat bir bilim kurgu örneği olduğunu belirtmekte fayda var. Özgün bir konuya sahip olmamakla birlikte kitabın konu edindiği ana karakterlerin genç insanlar olması, karakterlerin gerçek hayattaki karşılığı olan 14-22 yaş aralığındaki gençlerin kitabı taçlandırmasının en önemli nedeni sanırım.
Ayrıca kitabın pek sevgili editörü 24. Baskısının 4. sayfasında; "kitabın akıcılığını daha güçlendirmek için, Açlık Oyunları'nın bu baskısında, daha önceki baskılardan ayrı olarak, metnin anlatım dili ve zamanında -di'li geçmiş zaman kullanılmıştır." şeklinde bir not düşmüş. Şahsen, daha cesur davranıp notuna devam ederek kitabın geneline yayılan çeviri ve imla hatalarından, okumayı zorlaştıran dizgisinden de bahsetmesini, "kitap her şekilde satacak, alın okuyun b'oolum" diyerek bitirdiği notunun sonunda da ensemize şaplak atıp kevgir kevgir gülmesini daha doğru ve samimi bulurdum.
