hobbit'in açık ara en iyisidir. şimdi ilk önce peter jackson'a kafam girsin. bunu at cebe. ama arkadaş bu son orta dünya filmi. orta dünya sevmiyorsan siktir git izleme. parama yazık falan deme sikerler. o sinema salonunda olmamış yeaa bu ne dersen gömerler seni oraya o derece fanlar var. olmamış evet orklara kafam girsin anime ork olmuş. nerede o lord of the rings'deki orklar. beyler orta dünyayı son kez gördük. gidin izleyin. beğenin la bişeyi de amk
Tolkien'in hobbit eserinin son bölümüdür. Diğer iki filmi vizyona girdiği gün izlemiş olmama rağmen hala gidemediğim filmdir ayrıca. ilk fırsatta izlenecektir..
kötü film. küçükken en sevdiğim kitaptı hobbit. adam yüzükleri ne kadar iyi yaptıysa bunu da o kadar kötü yapmış. adamın çocuğuna yazdığı küçücük kitaptan büyüklere göre ve 3 film çekmeye çalışırsan böyle olur. hani savaş nerede? hani kartallar? iki uçtular sadece. o kitaptan 3 film yapıp nasıl eksik bırakabildin? o olmayan saçma aşk yüzünden mi savaş yoktu yani filmde. hiç sevmedim. silmarillion' a bulaşmasın.
.
legolas'ın kara muratlığa aynen devam ettiği film.
hatta bi ara aksiyonu o kadar abarttı ki sinema salonu koptu resmen gülmekten... cüneyt arkın'la yetişmiş bir toplumuz sonuçta. başka ülkelerde böyle reaksiyon gösterildiğini sanmam.
neyse film fena değil de ben hala interstellar'ın etkisinde olduğum için her şey boş geliyor. yine de orta dünya severler için iyidir...
yaklaşık 1 yıl önce okuduğum kitap olmasına rağmen hemen hemen unutmadım fakat kitapta bulunan olayların dışına çıkılmıştır.
Throin meşekalkan bu derece sinir bozucu şekilde delirmemiştir.Thrain yani Thorin meşekalkan'ın babası kitapta sıklıkla bahsedilmemekteydi.Kirletici azog'a gelince kim tarafından öldürüldüğünü tam olarak hatırlamıyorum.Kuyut orman'ın lideri thranduil bu denli sinir bozucu ve kalleş değildi.Legolas hiç yoktu zaten yinede iyi bir yapım fakat legolas'ın o kulenin taşlarına basıp zıplaması yohh amına dedirttmiştir.
sıçık film.
galadrielin sauronla savaşırken bildiğin the ring deki samaraya döndüğünü görüyoruz ki taa lotr 1 den biliriz o öfkeli hali öyle değildi bu hatunun burda komik olmuş.
9 lukların tipi ne lan öyle? hobbit beklenmeyen yolculukta kısacık gördüğümüz bedensiz hali bile en başta yine jacksonun kendi tasarladğıı tipe uygunken bunlar şaka gibi olmuş.
kısacası sıçık film.
ötesi değil, legolası tanrı boyutuna çıkarmalarına ise sadece gülüyorum.
allahtan filmi izlemedim de şu ilgili sahnelere ulaştım sadece... iyiki de izlememişim. 1. film iyi 2 eh işte bu ise sıçık olmuş.
legolasın bir ara süper marioya bağladığı hobbit filmlerinin benim için en tatmin edicisiydi ama tabiki de lotrın yanına yaklaşamaz her zaman yeri ayrı olacak sanırsam ve galadriel sinirlenince daha güzel oluyorsun*
film güzel kötü diyemem elbette ama görsel efektler gerçekten tat vermiyor.
yani yüzüklerin efendisi üçlemesi bundan 10 küsür yıl önce çekildi ve buna rağmen filmin görsel efektleri insana görsel efektten ziyade gerçekmiş hissi verdiriyordu.
bu filmde ise müthiş bir görsel ziyafet var ama insan izlerken bunun gerçekçiliğine asla bürünemiyor.
mesela elf orduları kopyala yapıştır, legolas'ın köprüde bir sahnesi var bana kalırsa çok gereksiz bir görsel efekt.
diyeceğim son şey ise şu, yüzüklerin efendisi üçlemesinin herhangi bir filmine 9 puan verirsem buna en fazla 7 veririm.
kitabını okumamın üzerinden sanırım 13-14 yıl geçmiş olmasına rağmen hafızamın genel olarak iyi olmasından dolayı, galadriel'li-elrond'lu-saruman'lı bölümde oldukça şaşırtmış senaryoya sahip yapımdır. bir uyarlamada bazı özgün girişimler olması (iyice sapıtılmadığı müddetçe) gayet normal olsa da, sauron'un dönüşü konusunda bu kadar kanlı canlı olaylar olduysa, gandalf'ın bilbo'nun yüzüğü konusunda daha duyarlı olması gerekirdi çıkarımına ulaşırız. bunun haricinde hikayenin genel anlatımı mükemmele yakın denilebilir. özgün hikayede thorin o kadar kafayı yememişti, thranduil o kadar iğrenç bir şahıs değildi, legolas zaten yoktu diye hatırlıyorum ama hikayenin bu versiyonu da hiç de fena sayılmamaktadır. thorin'in düpedüz aklını kaçırmış olarak gösterilmesinde şöyle bir sıkıntı bulunmaktadır: altın/mal mülk/para saplantısı hiç de akıl hastalığı kategorisine giremeyecek, gayet gerçekçi bir insani zaaftır ve insanların üzücü bir çoğunluğunda bulunmaktadır. thorin karakterini tamamen aklını kaçırmış göstermek ve buna dragon sickness falan demek, işin biraz kolayına kaçmaktır. zira thorin akıl hastası olmadığı kitaptaki tutumunda ozan'a (bard) zırnık koklatmak istememesinde ne kadar haksızsa, çapulcu elf kralı thranduil'e bir şey borçlu olmamasında da o kadar haklıdır. ancak her şeyde bir hayır vardır ve paragöz elf kralı ordusunu alıp gelmemiş olsaydı, iki hikayede de, insanlar ve cüceler perişan olacaktı.
galadriel ile gandalf'ın verdiği meryem-isa pozu ve nazgul'le savaşılırkenki iyilerin beyaz, kötülerin siyah göründüğü sahneler lotr'da sevmediğim gospel anlatıma giren şeyler olsa da, özellikle smaug'la yapılan savaş olmak üzere filmin tamamı çok başarılıdır. (sahi o dol guldur sahneleri nedir ya, direkt incil'deki isimleri kullansalar da olurdu - olaylar bayaa benziyor sonuçta.) dol guldur sahnelerinin hikayenin geneline verdiği zararlar göz ardı edilince ortada pek bir sorun kalmamaktadır. ha, savaş öncesi sauron bir kez daha yıldırılmış olmasına rağmen ork orduları nasıl aynı şevkle savaşa gidebiliyor diye düşünebilirsiniz, o da sizin sorununuz artık.
kili-tauriel ilişkisinde ise ne denilebilir, emin değilim. güzeller güzeli dişi bir elfin, sempatik ve türdeşlerine göre azıcık uzun olması dışında herhangi bir ekstrem özelliği olmayan cüceye aşık olmasını hikaye etmek pek de zor olmasa gerek - gündelik yaşam bunun somut örnekleriyle dolu. illa anlatısal bir devrim yapılmak isteniyorsa, bir elf erkeğinin bir cüce kadına duyacağı aşk hikaye edilebilirdi - tabii sıkarsa. bu daha çok mini mini peter jackson'ın kişisel fantezilerinin bir ürünü sayılabilir. legolas mı kili mi desen bard derim, bu da başka bir üçlemenin konusu olabilir.
