the lord of the rings ile karşılaştırılmayacaksa, gayet güzel bir film.
-özellikle eski karakterleri ve bu büyüleyici dünyayı tekrardan görmek çok güzeldi.
-filmin ana karakterlerini cücelerin ve bir hobbitin oluşturması, filmin boy ortalamasını kısaltmış ama filme sevimlilik katmış.
-özellikle doğa manzaralarının büyüleyici görüntüsü sizi bir çizgi filmin içindeki hayal dünyasına götürüyor. kaç kişi hobbitlerin köyünde yaşamak istemez ki!
vakti zamanında sinemadan izleyemediğim için geçenlerde bluray olarak izlediğim * bir üçlemenin ilk partı. bence gayet hoş ve detaylı olmuş, yüzüklerin efendisi ndeki gibi çok fazla kısım senaryodan * kesilip atılmamış veya değiştirilmemiştir. söylemeden geçemem, thorin oakenshieldi oynayan Richard Armitage role cuk oturmuş ve çok iyi iş çıkarmıştır.
Yüzüklerin efendisi ile ne kadar karşılaştırılmaması gerekse de, karşılaştırılması gereken film...
Film gayet güzel, tadından yenmeyecek kıvamda. Gerçi efektin biraz suyu çıkmış sanki. Bence yüzük serisindeki efektler daha gerçekçi ve başarılıydı. Ama bu da güzel olmuş.
Neyse, benim bu filmde en çok hoşuma giden taraf, başta galadriel olmak üzere, eski karakterleri tekrar görmek oldu.
Elrond, saruman, ve ne kadar yüzük serisinden alınmış olsa da frodo'yu bu filmin içinde görmek çok güzel oldu.
Çok geç izledim. Yüzük serisinden sonra bu filmi izlemek biraz ihanet etmek gibime geliyordu, ne alakaysa. Ama dediğim gibi, eski karakterleri görünce bu düşüncem tamamen kayboldu.
Gollum'u unuttum sanmayın, hayır efendim unutmadım.
Zaten önce galadriel'i görünce, arkasından da Gollum'u görünce resmen daha da kitlendim filme.
ikincisini sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu sefer kesinlikle sinemada izleyeceğiz.
film eleştirmenleri filmi izlerken haklı olarak, Yüzüklerin Efendisi serisi ile karşılaştırılmaması yönünde uyarıda bulunsalarda, Frodo'nun amcası bilbo'nun yüzüğe sahip olmasından sonra film yüzüklerin efendisi serisini çağrıştırmakla kalmıyor, daha iyi anlaşılması yönünde ara ara yüzüklerin efendisi serisine inceden yönlendirmeler de oluyor. filmin diğer serileri umarım yüzüklerin efendisi serisini anımsatmayacak görselliği daha zengin bir şölen tadında olur. zira filmin ilk serisinde görsellik bakımından yüzüklerin efendisi serisindeki o tatminkar tadı ve heyecan hissini bi'türlü yakalayamadım.
yüzüklerin efendisi serisini defalarca izleyen bünyeyi; aynı simaları başka izlemediği bir filmde görmek bayağı mutlu etmiş, yeni bir serinin ilk filmi. kartalların neden en başta ulaşım aracı olarak kullanılmadığını da merak ettirmiş bir film. eğer kullanılsaydı filmi çekmeye gerek kalmıyacaktı belki de bundandır.
cast yazılarını gördükten sonra üçlemeden alınan tadı içinde barındıramayan, orta dünya ruhu taşımayan film. revaçta olduğu zamanlar daha çok keyif almak için eleştirilerden dolayı izlemeden koyduğum yargıyı tamamen kafamdan atana kadar izlememe kararı almıştım, pek de beklememe gerek yokmuş. benim için milenyumun başları lotr demek. lotr adeta bir parça çocukluğumdan, ve hobbit ise ona yapılmış bir hakaret gibi. 'neden böyle oldu?' diye düşünürken sıkıntının, bu filmdeki peter jackson'ın buradaki http://mediamikes.com/wp-...6/Peter-Jackson-rings.jpg yoldaşımız, yaratıcı, absürt adam değilde, şuradaki http://thesevensees.com/w...lberg-Tintin-ComicCon.jpg spielberg'in kankisi olduğunu fikrinde kaldım. sinemaya bad taste, braindead gibi uçuk filmlerle başlamış peter amcamızın dahi bir gün spielberg'e dönüşebileceğini kanıtlamasının dışında pek bir meziyeti yok filmin.
Resmen Harry Potter izliyormuş gibi hissettim. Trilogy efsanesine bu yakışmadı. Ayrıca yüzüğün Gollum' dan Bilbo' ya geçiş sahnesi Hobbit' de Yüzüklerin Efendisi' nden farklı anlatılıyor. Bu dikkatsizlik nasıl yapıldı ona anlam veremiyorum. Filmin devamı çekilecek umudumu kaybetmiş değilim.
kırgız hobbit baggins ve arkadaşlarının macerasını anlatan film. filme gelecek olursak; "dünya kadar borcun olacağıma gandalf gibi arkadaşın olsun" derim ve bu entari de burada biter.
phil jackson ın zıvanadan çıktığını gösteren, büyük umutlarla beklenip adeta dumura uğratan hobbit serisinin ilk filmi. gaflete düşüp yüzüklerin efendisi ile karşılaştırma kesinlikle yapılamaz. yüzüklerin efendisinde kitaptaki çoğu sahne es geçilmiş olmasına rağmen olağanüstü iken, hobbit gibi 1 filmde bitebilecek kitabı itekaka 3 filme sığdırmaya çalışmak küresel film sektörünün parasal merkezli bi hale dönüştüğünü hatırlatıyor.
aptalca vb. gibi daha nice sıfatlara layık olan film.
çekilme amacı da şurda bahsettiğim filmler gibi(#22347305). tek fark tek bi film tuttu diye değil de ilk üçleme tuttu diye yeni üçleme çekmişler. lord of the rings gibi bir şaheserin izleyicisini kullanmak için çektikleri çok açık. bi aptal yerine koyma durumu var.
amerikan sinemasındaki son anda kurtulma saçmalığı da mide buladıracak kadar çok kullanılmış.
ha o kadar kötü laf saydık hiç mi iyi yanı yok? var tabi. sadece orta dünyanın görselliği için bile izlenebilir. hem bunun üstüne eski dostları tekrar görmek de güzel oldu.*
vereceğim en fazla puan 4. o da 12 sene öncesinin anılarını canladırdığı için.
Uzun zamandır kafaya koyup bir türlü izlemeye fırsat bulamadığım filmdi bu geceye kadar. yarın the hobbit the desolation of smauga gidecek olunca apar topar bu gece izlemek zorunda kaldım. kısaca düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
bi kere ister kapitalizmin köpeği diyin ister filmleri piç ettiğini iddia edin peter jackson sinemanın üstatlarındandır. bu kitapları* isterse üç filmde değil beş filmde çeksin yine de ortaya muazzam bir iş çıkaracağına adım gibi eminim. ki bu film için de aynı düşüncedeyim. fazla uzatılmış sahneler olsa da, yüzüklerin efendisiyle kıyaslayamayacak olsak da, baştan sona kurgusuyla, oyuncu kadrosuyla, görselliğiyle, olağanüstü prodüksiyonuyla ve kalitesiyle insanı koltuğa kilitleyen bir film. o yüzden tutup da kimse kılı kırk yarıp da filmi eleştirmesin.
filmi izlerken zamanı unutuyo musun? film sırasında sanki sen de o 14 yolcudan biriymiş gibi hissediyo musun? bu gerçekliği sana verebiliyo mu film? bunlara cevabınız evetse "ya şurası şöyle burası böyle" bunlar boş eleştiriler.
uzun lafın kısası: olmuş bu film. hemide süper olmuş.
the hobbit üçlemesinin ilk filmi. yüzüklerin efendisi üçlemesindeki gerçekçi sahnelerin tersine fantastik sahnelerin çekileceğinin sinyalleri bu filmde verilmiştir: ilk filmde, cücelerin, goblin diyarındaki goblinleri köprüde tahtayla aşağı dökme sahnesi; ikinci filmde, adını yanlış anımsamıyorsam bombur'un fıçının içinde yaptığı fantezi dövüş gibi... üçüncü filmde bu sahnelere ilk iki filme oranla daha az rastlansa da dain ironfoot'un kafa atarak orc savaşçısı öldürmesi biraz abartı olmuş. yine de bu sahneler filmlere eğlence katarak izleyiciyi gülümseterek olumlu tepki almıştır. yüzüklerin efendisi'nin ağırlığını yakalayamaz orası ayrı, hatta biraz da o filmlerin başarısının ekmeğini yemişlerdir bu filmlerle.