kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerdendir.
--spoiler--
-hey yakışıklı! sen gel.
(her filmde bir tane saf vardır. işte o saf direk atlar)
+sana demedim şişko.
--spoiler--
--spoiler--
-ben gerçekten kaplanlara bu hayvanlara, evet. çok saygı duyuyorum, çok seviyorum.
(o sıra da gizli kamera kayıtlarını izlemekteler ve ruflin aldıktan sonraki sarhoşlukla kaplana uygunsuz davranış yaptıklarını görürler. yanında ki adam kaplanın sahibi ve bir numaralı dünya boks şampiyonudur.)
+ıı, şeyyyyy, evet.
--spoiler--
hayatımda en çok güldüğüm yabancı filmdi diyebilirim. her devam filminin ilki iyidir derler ama umarım Phil, Stu, Alan ve Doug un Stu nun evliliği için Bangkok a yaptıkları seyahati konu alan The Hangover 2 de gülme konusundaki beklentilerimizi boşa çıkarmaz.
izlerken ulan ben de bu hallere düşüyorsam içince diye düşünmeye sevk eden, dünyanın diğer yerlerinde insanların ne enteresan olaylar yaşayabilme ihtimali olduğu farkedilen film.
içeriğini bilmeden filme sevgilinizle giderseniz film sonunda gösterilen fotoğraflar sırasında ne yapacağınızı şaşırarak saçma sapan espriler yapabilirsiniz aman dikkat.
kayınço 10 numaradır.salak olmasına rağmen kumar konusunda forrest gump ı aratmaz.filmi izleyince amerikada yaşayasınız gelir ama işte herşey filmlerdeki gibi değildir amerikada.
filmin başlarından bir sahne:
--spoiler--
Melissa: I just wish your friends were as mature as you.
Stu Price: They are mature, actually. You just have to get to know them better.
Phil Wenneck: [yelling from outside] Paging Doctor Faggot. Doctor Faggot!
Stu Price: I should go.
Melissa: That's a good idea, Doctor Faggot.
--spoiler--
sadece alan karakterinin hal ve tavırlarını izlemenin bile kahkahalara yeteceği bir film.
ayrıca;
--spoiler--
arabanın bagajını açıyosunuz ve üstünüze çırılçıplak elinde baston olan bi çinli atlıyor, burnunuzun dibinde daşşaklarını hissediyorsunuz.
--spoiler--
yaklaşık bir buçuk saat boyunca kahkahalar attıran bu film tam bitti dediğiniz anda fotoğraflar girer devreye ve tamamen altınıza sıçırabilir. 5 kere izledim, her defasında kelimenin tam anlamıyla yarıla yarıla güldüm. resmen insanlara baskı yapıyorum bu filmi izlesinler diye.. öyle böyle değil hacım. izleyin lan!