Kızımın önerisiyle izlemeye başladığım ve yedi bölümünü soluksuz izlerken tüm sinir sistemimi alt üst eden dizi. Distopya olduğunu bile bile izlerken kemirdiğim tırnak dibi etlerim bakalım kaç hafta da kendine gelecek. Türkçe altyazısı olsaydı şimdiye kadar tüm bölümleri bitirmiştim. Sayesinde akıcı olmayan ingilizcem gelişti.
yavaşlığından dem vurulsa da aslında gayet iyi ilerleyen dizidir.
anlatmak istediğini gayet net, anlaşılır bir şekilde dile getirmekte, gerektiğinde heyecanı, gerektiğinde dramın ağababasını dozunda yedirmektedir.
biz türk izleyenler olarak üstelik günümüz şartları ile izlediğimiz için konu, konsept zaten truman show etkisi yaratsa da oyunculukları ile de göz doldurmaktadır.
izleyin, izlettirin.
--spoiler--
"they should never have given us uniforms, if they didn't want us to be an army."
--spoiler--
izlerken gerim gerim geren dizi.
kitaba dair herhangi bir bilgim yoktu. biraz bakınınca hakkında "feministlerin 1984'ü" (george orwell - 1984) şeklinde genel bir tanımlama olduğunu öğrendim. nitekim distopya olması hasebiyle ilgimi epey çekti. malum bizde pek olmuyor o işler. dünyada da hakkıyla yapılan örneği çok yok.
kitaptan bağımsız olarak konuşursam dizi, izlediğim 3 bölümüyle fazla vurucu sahnelere ve diyaloglara sahip.
bir nebze şu an yaşadığımız dünya, bir nebze gelecek, bir nebze geçmiş derken katıyor sizi içine.
o hissiyatı, o dünyada var olanın siz olduğunu yaşattırıyor ziyadesiyle. bu bağlamda güzel iş çıkartılmış.
--spoiler--
no, there has to be an "us".
because, now there is a "them".
--spoiler--
bilgi olsun diye söyleyeyim, türkçe altyazılı versiyon yok malum ortamlarda. ingilizce yardırmak zorundasınız.
hulu'nun yapımcılığını üstlendiği 10 bölümlük dizi. fragmanı çıktı ve bence çok başarılı. romanın karanlık tarafını güzel yansıtmış gibi duruyor. inanıyorum ki hakkını verdiler. 26 nisan'da yayınlanacakmış bu arada. izlerim ben bunu.
margaret atwood şöyle demiş: "there isn't anything in the book not based on something that has already happened in history or in another country, or for which actual supporting documentation is not already available." hakikaten de, çok çok incelikli bir dilin yanı sıra bazı ilkçağ uygarlıklarından kitabın hemen ardından yazıldığı iran devrimi'ne; marx'tan descartes'a ve incil'e kadar adamakıllı bir entelektüel tarih okuması var. maşallah maşallah. özkonusu röportajın geri kalanı şurada: http://www.randomhouse.co...up/handmaidstale_bgc.html
margaret atwood'un aynı adlı feminist romanından beyazperdeye uyarlanmış 1990 yapımı filmdir. bir aralar gece yarısından sonra show tv yayınlardı. kaliteli bir film olmasa da, kendini izleten filmlerdendir.
kadının tüm haklarının elinden alınıp, yürüyen bir rahim gibi görüldüğü bir dünyanın portresini çizer. yine cinsel ilişkinin tamamen üreme amaçlı olup, zevk için olmadığı bir dünyadır bu.
yakın gelecekte, amerika'da yaşanan bir darbenin ardından köktendinciler** yönetimi ele geçirmiş ve tamamen incil'e dayalı teokratik bir yönetim kurmuşlardır. yeni rejimin adı republic of gilead'dır.
hava kirliliği kadın nüfusun doğurganlığını %1 gibi bir orana indirmiştir.** hala çocuk doğurabilen kadınlardan suç işleyenler handmaid denilen damızlık kız sistemiyle cezalandırılıp, belli kişilerin yanına verilmektedir. kate isimli baş karakter de ülkeden kaçmaya çalışırken yakalanmış ve ceza olarak commander* isimli bir amcanın yanına damızlık olarak verilmiştir. burada komutanın şoförüne aşık olur. bu sırada iktidar karşıtı bir direniş hareketi yavaş yavaş örgütlenmektedir. havada isyan kokusu vardır. *
filmin kadrosunda en göze çarpan isim robert duvall'dır. *