Dün akşam ilk defa izlediğim film. Film gayet güzeldi. Zenci öldürülürken istemsizce ağladım. Bilmiyorum belki de aglamamın sebebi sadece o sahne değildi. Uzun zamandır aglamıyordum. O sahne bu güne kadar biriken ağlama duygusunu depreştirdi diye düşünüyorum. iyiki izledim ve agladım. Ağlamak iyi geldi...
nam ı diğer (bkz: yeşil yol) bence bu film amerikalıların ne kadar akıllı insanlar olduklarını gösteren bir film. bakınız amerika nın bugünkü en büyük problemi herkesin bildiği üzere ırkçılık. söz konusu filmde ise fizik olarak, cüsse olarak en çirkin olup normalde sokakta görseniz ''bu ne amına koyiim'' diyeceğiniz bir zenciyi filmin en mağdur insanına hatta ne insanı amk baya bildiğin melek sıfatına sokuyorlar. buda insanların kafasındaki ırkçılığı sarsmak için, önyargıları kırmak için olabilecek en güzel ve etkili kültürel yöntemlerden biridir. zannetmiyorum ki Stephen King bu adamı boşu boşuna zenci olarak tasfir etsin ve zannetmiyorum ki bu film abd devletince boş boşuna izlenmeye teşvik edilsin.
insana aslında haddini en sonunda bildirir bu film. sevdiklerin yoksa yanında, çok uzun yaşamak aslında bir işkencedir. tek başına faresiyle ömür süren bir adamın dramıdır bu film benim için. sevdiklerimi olmadan hiçiz. yaşımız ister 130 olsun itersen 13 aylık olsun.
elime aldığım gün bitirdiğim kitaptır. stephen king bu romanında bir kez daha betimlemedeki ustalığını konuşturmuş ve mahkum psikolojisini müthiş bir şekilde yansıtmıştır.
filmi kitabı kadar etkili olmasa da izlediğim en iyi filmlerden bir tanesidir. oyuncuların ustalığı takdire şayandır.
Belki 20 defa izlemişimdir şu filmi. Her ne kadar mucizelere inanmasam da her seferinde Percy'e sinir olmam, Mrs. Moores'ın iyileşme (dönüşüm) sahnesine hala ağlıyor olmam, John Coffey'nin müthiş fedakarlıkları sonunda uğradığı sonu, "Yoruldum Patron" diyerek kabullenmesine benim dahi ses çıkaramıyor olmam bu filmi belki 20 defa daha aynı tepkilerle izleyeceğim anlamına geliyor sanırım. işte Stephen King farkı da bu olsa gerek. "Yolda yaşanan, yolda kalır"
Az önce karşıma çıkan filmdir.Siyahi adamı her gördüğümde aklıma o kadar uzun ve iri olduğu halde kötülüklerle mücadele edememesi gelir. Oysa bir vursa bir kırsa her şey kendi lehine dönebilecek. Fakat o ürkek bir kuş gibi davranmayı seçti. Ben onu her gördüğümde kendimi hatırlarım. Sinek kadar insanlara kendimi ezdirdim. iyilik diyordum buna ama bu kendini yok etmekten başka bir şey değildi. Yoruldum diyor ya. Gerçekten yoruldum. Kötülükler hep varolacak belki degismesi gereken bizleriz.
Çok küçük yaşta izlediğim, inanılmaz güzel ve duygusal film. Hassas bir bünyeniz varsa izlemeden önce kendinizi hazırlamanızı şiddetle tavsiye ediyorum.